Paylaş
Her yere sirayet etmiş bir şey sonuçta. En başta da küçük derelere.
Bakınız Sertab Erener ve onu dinlemeye gelenlerin Çatalca’da yaşadığı mikro olay.
Klasik, tüm belediyeler gibi Çatalca’da da belediye festival adı altında bir dizi etkinlik düzenliyor. Sertab Erener de orada sahne alıyor.
Ama Sertab sahne önünde protokol için ayrılan bölümün çok geniş olmasına ve kendisini dinlemeye gelenlerin uzakta kalmasına tepki gösteriyor.
Arkadakilerin öne doğru yaklaşmasını istiyor ama ı-ıh Belediye oralı olmuyor.
Bunun üzerine Sertab sinirlenip sahneyi terk ediyor.
Belediye Başkanı ise sahneye çıkıp “gölgelerin gücü adına güç bende artık” şeklinde özetlenecek şu konuşmayı yapıyor: “Sabaha kadar Sertab diye de bağırsanız bu ilçenin şehr-i emini (belediye başkanı demek istiyor) benim! Bu organizasyonu size sağlayan benim! O nedenle yuhlamayla bağırmayla çağırmayla bu sorunu çözemezsiniz.”
Oysa tam tersi oluyor! Bağırmayla çağırmayla sorun şak diye çözülüyor.
Çünkü Sertab yeniden sahneye çıkıyor ve arkadaki seyirciyi direkt sahnesine davet ediyor. Başkan’a da “Lütfen çekilir misiniz sahnemden?” diyor.
Öncelikle Sertab’a gerçekten bravo!
Başka bir sanatçı olsa Belediye festivali diye susup böyle bir şey yapmayabilirdi bile.
Seyirci arkadaymış, protokol gülleri ön kısma yayıldıkça yayılmış, hiç umru olmazdı.
Ve Başkan...
O talihsiz konuşma bizzat vatandaş tarafından kayda alınmış işte.
YouTube çağındayız artık. Hiçbir şey derede/derebeylikte yaşandığıyla kalmıyor, bir anda her yere ulaşıyor işte.
Aleyna’nın izleme günlerine katılmak istiyorum
Daha önce “özgüven meteorları yağıyor üstümüze” diyerek yazmıştım Aleyna Tilki’nin meşhur özgüvenini.
Ama Aleyna her seferinde çıta yükseltiyor.
Özgüven fırınında yeni cümleler pişirip önümüze koyuyor.
Afiyetle yedirdiği son özgüven kurabiyesi malum:
“Kendimi çok beğeniyorum, bazen kendimi izleme günleri yapıyorum.”
Kendini izleme günleri nasıl oluyor meraktayım.
Kliplerini mi izliyor Aleyna?
Yoksa ayna karşısında tüm gün kendine bakıp duruyor mu?
Eğer ikincisini yapıyorsa tam Bienal’lik durumu.
Böyle bir çalışmayla gayet katılabilir Bienal’lerden birine.
Çalışmanın adı da benden olsun:
“Dün sana bir o aynadan, bir bu aynadan baktım durdum ey aziz kendim.”
Bir yandan da iyi bir şey
Bu arada ti’ye alıyoruz filan ama Aleyna’nın kendini bu kadar çok sevmesi de kötü bir şey değil aslında.
Çünkü bu ülkede gençlerin çoğu kendini severek büyümez.
Ya aile ya da okul; kişinin kendini bu kadar sevmesini istemez.
Eh kendini sevmeyen de malum, başkalarını sevemez ve mutlu olamaz.
Halimiz ortada...
Doktor da böyle derse
Hürriyet Pazar, Instagram’da fenomen olan yakışıklı ve fit doktorları dosya yapmış.
O doktorlardan bir tanesi şöyle diyordu röportajında:
“Instagram’dan her gün sayısız ahlaksız teklif geliyor.”
Bir doktor da böyle dediyse vay halimize!
Zat-ı muhteremin ahlaksız teklif diye günahkar bir havaya soktuğu şey aslında flört.
Yani millet DM’den yürüyormuş kendisine.
İyi de, afili fotoğraflarını coş coş koyarsan zaten bu yolu dozerle açmış, hayranlarından gelecek her tür mesaja/viraja açık hale gelmişsin demektir.
Sonra kalkıp bu mesajlara “ahlaksız teklif” etiketini yapıştırmak, Demet Şener’in bikiniyle poz verip ardından, “Bikinimi değil yıkılan yuvamı konuşsunlar” demesine benziyor.
Çok yazık çok...
Paylaş