n Dün yazmıştım Napoli’nin çöp meselesini. Bence haksızlık etmişler şehre daha önce gelenler. Birkaç bölge hariç ortalıkta o kadar çöp yığını yok. Ya da ben olayın düzelmiş haline rastgeldim.
Neyse geçelim bu çöp olayını. Tat tuz kaçmasın. Çünkü burada nefis şeyler var. En başta pizza. Çünkü Napoli, pizzanın doğduğu yer. Ve pizzası ildiklerimizden biraz farklı. Hamuru daha kabarık.
Ayrıca pizzayı koydukları fırın, onun ısısı, içine attıkları mozzarella peyniri, her şey yani...
FRATELLİ’NİN PİZZALARI
İlk pizzayı Fratelli La Bufala’da yedik. Fratelli’nin sadece Napoli’de değil, tüm İtalya’da 70’e yakın şubesi varmış. Ayrıca kaplarına sığmayıp yurtdışına açılmışlar.
Fratelli’lerden Miami, Barselona, Rio ve Londra’da da var.
Ve sürpriz! Yakında bir adet Fratelli de İstanbul’daki Levent Loft’ta açılacak. Anlaşma yapılmış. Birebir sadık kalınacakmış orijinal mönüye. Napolili bir pizza ustasıyla beraber yüzde yüz manda sütünden yapılmış nefis mozzarella peynirini de getireceklermiş.
Hatta bir süre sonra İstanbul’da bu peynirin aynısı yapılacakmış.
Hadi bakalım diyorum...
Levent Loft’a gitmek için iki sebep var artık:
1. Spa’sında kimselere benzemeyen bir cilt bakımı yaparak harikalar yaratan İnci Soydan
2. Kasım ortasından sonra da Fratelli’deki pizzalar+koca tepside gelen kalıp kalıp mozzarella+şaraplar.
TARLABAŞI GİBİ ARA SOKAKLAR
Herkes flörtöz mü burada yoksa bana mı öyle geliyor! Gülümsemeler, direkt gözünün içine bakmalar, Akdenizli cilveleri. Daha çok neresinde Napoli’nin? Adres verelim hemen: Via Toledo’dan yukarı doğru yürüyün. Bizim Nişantaşı gibi olan yerde...
Yine aynı caddeden sağlı sollu sapılınca da bizim Tarlabaşı’ndaki ara sokakların revize edilmiş halinde dolanıyorsunuz.
Balkonlardan dışarıya sarkmış çamaşırlar, semt pazarları, her yer daracık, tefecik... Tarlabaşı böyle yeniden elden geçirilse oralarda yürüyen çıkar mı acaba?
YERİN ALTINDAKİ KULÜP
Sylvia 28 yaşında, sinema okumuş taş gibi bir İtalyan kadını.
Bir gece bize rehberlik etti, La Garçonne diye bir gece kulübüne götürdü. Şu anda en popüler yerlerden biriymiş. Üst katı restoran, alt katı kulüp. Ama alt kat cidden alt kat! Yerin altına iniyorsunuz. Sokaktaki ızgaralardan müzik sesi yükseliyor yukarıya!
Feci klostrofobik bir deneyimdi, çok fazla durmadan kendimi dışarı attım.
Demet’in hamburger özgürlüğü
Demet (Akalın) sevgilisi Oğuz Kayhan’dan ayrıldıktan sonra espri yapmış, "Artık sarmısaklı hamburger yiyebilirim" diye.
Laf olsun diye mi söyledi bilinmez, ama insan sevgilisinin yanında, hele cicim günleriniz/geceleriniz geçmişse niye yüzde yüz kendisi gibi olmaz ki artık?
Riskli bir durum tamam. Ama yüzde yüz kendin olmak demek, sarmısaklı hamburgeri özgürce yemek, üstüne gerekirse geğirmek demek...
Çok mu ileri gittim? Ama insan rahat olmalı sevgilisinin yanında, öyle kas kas eski zamanlardaki gibi, nereye kadar?
O yüzden: Yaşasın sevgilinin yanında sarmısaklı hamburger yeme özgürlüğü!
Cumartesi-pazar: Ne yapmak lazım
MAKARNA + ŞARAP YAPMAK LAZIM: Tamam ben yaban ellerde bu ikiliye doymuş olabilirim. Ama madem özendirdik, siz de yapın. Kolay zaten. Ya evde ya da dışarda iyi bir yerde. Mesela: Cihangir Porte’de, Da Mario’da ya da caddede Mirror’da...