‘Vay Halimize’ neden değerli

Kafasına göre hareket etmek, inandığı şeyleri yapmak, klişe rüzgarına kapılmadan kendi rüzgarını yaratmak...

Haberin Devamı

Bu devirde, hele ki müzikte en zor işlerden biri.
Dışarıdan gördüğüm, takip ettiğim kadarıyla Gökhan Türkmen bu saydığım özelliklere sahip bir isimdi.
Cumartesi günü bayram röportajı yapmak üzere evinde buluşup uzun uzun sohbet ettikten sonra yanılmadığımı anladım.
Gökhan inandığı ne varsa onu yapan, onun peşinde koşan biri.
Zaten bu yüzden kendi şirketini kurmuş.
Daha bağımsız hareket edebilmek adına.
Ağustos ortasında yayınladığı bir şarkı var mesela: “Vay Halimize”
Usul usul ilerleyen, lounge tadında, sözü az, müziği ön planda farklı bir şarkı.
Yani patlayıp çatlayacak pop arabesk hitlerden değil.
Buna rağmen Gökhan bu şarkıya nefis bir klip de çekmiş.
Tuz Gölü’nde çekilen klip son zamanlarda Instagram’da bolca gördüğümüz Burning Man havasında/tozunda:
Gayet stilize, gayet Mad Max ve akıllıca...
Gökhan kendi kendinin patronu olmasaydı bu şarkıya bir klip çekilmez, para harcanmaz, boşverilirdi.
O yüzden daha da değerli “Vay Halimize”.
Gökhan’ın klip boyunca sırtında taşıdığı son kalan yeşillik gibi...

Haberin Devamı

İkinci çocuk geliyor 

Gökhan ve eşi Sinem’le olan röportajı perşembe günü okuyacaksınız.
Ama çiftin o gün bana verdiği müjdeyi fazla bekletmeden vereyim:
Gökhan ve Sinem ikinci çocuklarını bekliyorlar.
Sinem altı aylık hamile.
Doğrusu söylediklerinde inanamadım, hatta Sinem’e “Karnın yok gibi neredeyse” dedim.
Sinem güldü, “Benim hamileliğim hep böyle oluyor” dedi.
Ocak ayında dünyaya gelecek bebeklerinin adı da şimdiden belli Leyla Ada.
Röportaj boyunca etrafımızda koşuşturan Nil Rona’ya bir kız kardeş geliyor yani.

İstanbul boş mu 

Uzun bayram tatilinin başlamasıyla birlikte hem yollar hem mekanlar boşalır artık diye düşünüyordum.
Yollar boşaldı ama mekanlar pek değil:
◊ Cuma gecesi La Boom’da Burcu Esmersoy ve Ayla Çelik arkadaş gruplarıyla masalardaydı.
Çağatay Ulusoy da mekanın sahibi Umut Evirgen’le laflamaktaydı.
◊ Cumartesi gecesi Zuma tamamen doluydu. Masa’da da adım atacak yer yoktu.

Stranger Things’te Şaman etkisi

Şamanlara göre dünya Gök, Yeryüzü (Orta Dünya tanımı da kullanılıyor) ve Yeraltı olmak üzere üç parçadan oluşur.
Orta dünyada biz insanlar, yeraltında kötü ruhlar, gökte ise iyi ruhlar olduğuna inanılır. Ve tüm bu dünyaların direk ya da kazık denilen bir eksenle birbirine bağlı olduğu söylenir.
Yani bir tür geçitler yahut kapılar vardır. Sadece şamanların bildiği, trans halindeyken girebildiği...
Netflix’in büyük ilgi gören dizisi “Stranger Things” sanki tam da bu bilgiden yararlanılarak oluşturulmuş.
Yeraltındaki kötü ruhlar bir geçidin açık bırakılmasıyla insanların olduğu orta dünyaya giriş yapar hale geliyor.
Bu noktada kapıyı bilmeden açan, özel güçlere sahip
küçük kız Eleven da bir tür Şaman oluyor. Meraklısı diziye bir de bu gözle baksın derim, daha zevkli oluyor...

‘Vay Halimize’ neden değerli

 

Yazarın Tüm Yazıları