Van için pop ve rock arasındaki farklar

Pop şarkıcılarının bir araya gelip konser vermesi ise iki ay sonra olabildi. Mustafa Sarıgül olmasa belki bu konser de olmayabilirdi.
- Rock’çıların konseri daha samimi ve içten duruyordu. Çünkü konserde herkes şarkılarını canlı söylemişti. Popçular ise ne yazık ki playback yaptı. Dolayısıyla konser sıkıcı ve neşesizdi.
“Ama herkesin orkestrası ayrı ayrı” bahanesi de öne sürülmemeli. Hani istense/biraz uğraşılsa hepsi çatır çatır canlı söyleyebilirdi. Kimse tek şarkı için zahmete katlanmamış desek daha doğru sanırım.
- Rock’çıların konserinde protokol yoktu, popçuların konserinde vardı. Sarıgül ve Kral TV yöneticileri ilk sıralara ağırlıklarını koymuştu. Bence böyle bir şeye hiç gerek yoktu.
- Rock’çılar iyi, popçular kötü çocuk demek istemiyorum. Söylemeye çalıştığım şey şu: Yardım konseri denen şey sıradan olmak zorunda değil.
Tam aksine, aradan bu kadar zaman geçtikten sonra yapılıyorsa muhteşem olmalı ve günlerce konuşulmalı. Gidemeyenler sonradan “Tüh, keşke orada olsaydım” diye hayıflanmalı.
- Nasıl muhteşem olur bir konser? Yaratıcı bir fikirle! Bir araya gelmesi mümkün olmayan iki şarkıcıya düet mi yaptırırsınız yoksa beklenmedik bir şov mu, orasını bilemem. Ama birkaç yaratıcı dokunuş yardım konserini sıradanlıktan çıkarmaya yeterliydi.

Tuhaf şeyler

- BETÜL DEMİR’İN SU SAYACI
Şarkıcı kişinin en büyük kabusu bayi toplantıları olsa gerek.
Düşünün, bir otelin kötü dekore edilmiş balo salonundasınız. Karşınızda yuvarlak masalara oturmuş, habire yiyip içen bir kitle var. Çoğunluğu da erkek.
Ve bilmem kaçıncı yıllarını kutluyorlar. Ya da tüm bayilerin bir araya gelişini. Neyse ne işte...
Sizden istenen ise onları eğlendirmeniz! Yani repertuvarınızın dışına çıkıp bolca terelelli takılmanız. Çok sıkıntılı bir durum.
Üstüne bir de Betül Demir’e yapıldığı gibi sahnede size su sayacı hediye ediliyorsa, daha sıkıntılı bir durum tabii! Demir’in yerinde olsam o su sayacını fırlatırdım yuvarlak masalardan birine. Birkaç bayi kaza kurşununa kurban gidip mecburen kapanmış olurdu böylece.

- ERKAN ÖZERMAN’IN HAVYARI
Best Model yarışmasının ünlü mucidi Erkan Özerman, uzunca bir süredir Kıvanç Tatlıtuğ’a kafayı takmış durumda. Tatlıtuğ’u habire aşağılıyor ya da aşağıladığını sanıyor.
Oysa “havyarı bilmezdi” filan diyerek Tatlıtuğ hakkında, tam aksine kendini daha çok aşağıya çekiyor Özerman.
“Saygın” olacağı yerde insanın içini bayıltıyor lö havyar diyerek
feryat figan...

Bunları keşfedin

- Fehmi Dalsaldı’yı... Daha çok internetten takip ediyorum ünlü taklitleriyle donattığı şahane skeçlerini. Ama Saba Tümer’in programında da yer alıyor birçoğu. Özellikle Sezen Aksu ve Bülent Ersoy’lu “Hemşireler” serisine dikkat!
- Old Sandal’ı... Galata’daki Serdar-ı Ekrem Caddesi’ne her gün yeni bir şey açılıyor. Buranın “dönüşüm” hızına yetişmek neredeyse mümkün değil. Old Sandal ise buradaki son keşfim. El yapımı deri ayakkabı ve çanta üretiyorlar. Hepsi tasarım ve çok şık. Tavsiye ötesi...
- Mavra’yı... Aslında amacım Serdar-ı Ekrem’deki meşhur Georges Otel’in restoranına uğramaktı. Ama heyhat, orada elektrikler kesik olunca iki adım ötedeki Mavra’yı keşfettik.
İyi de oldu: Galata bohemlerinin ana üssünü, daha doğrusu post modern kıraathanesini görmüş olduk.
Bir yağmurlu öğleden sonra orta şekerli Türk kahvesi içmeye gidin, iyi oluyor.

Şehirde en son neler oldu

- BALANS’TA İSKENDER PAYDAŞ
İskender Paydaş son albümü “Zamansız Şarkılar”ın şerefine Balans’ta bir tanıtım konseri yaptı.
Hayır, albümde “Bu Aşk Fazla Sana”yı seslendiren Teoman sahneye çıkmadı. Onun şarkısı playback çalındı.
Şarkı bitince ise Teo’ya sahneden selam yollandı. Teoman o sırada yeni bir mektup yazıp yollamış mıydı, işte onu bu satırlar yazılırken henüz bilemiyorum sevgili okur.
- MARIE CLAIRE PARTİSİ
Marie Claire’in yılbaşı partisi Lucca’da “yok yok” denilebilecek bir kitlenin katılımıyla yapıldı.
Bendeniz Balans dolayısıyla partiye geç teşrif ettim, ama haberleri tez ve en yetkili ağızdan (Yayın yönetmeni Gülen Yelmen) aldım.
Mustafa Koç da uğramış partiye, en havalı dizi oyuncuları da... Partinin DJ’i ise Menderes Utku’ydu.
Bir davetli, “Çok kötü çalıyor” diye gelip bana şikayet etti Utku’yu. Bilemem, ama bana iyi geldi.
MC partisi şunu da dedirtti tabii: Lucca’nın kitlesi keşke her zaman böyle iyi olabilse...