Nihayet Uzay Heparı için yapılan albümü dinleme fırsatı buldum.
İlginçtir, kendi içinde bir adalet gözetilmiş ve albümdeki 15 şarkı, yorumlayanın popülaritesine göre değil, alfabetik sıraya göre dizilmiş. O zaman ben de öyle yapayım. ışte alfabetik sıraya göre Uzay Heparı albümündeki şarkıların raporu... ? ıstersen Uzanabilirsin, Gerçekten: Zeynep Tunuslu’dan Uzay Heparı’ya bir şiir. Fondaki beste oğul Kanat’a ait. Açılış için gayet iyi. Devam Kanat! ? Adem Olan Anlar: Bu düzenlemeyi, bu yorumu hiç sevmedim! ? Biçare: Ayşe Özyılmazel yumuşak bir tonda, zaman zaman da hayli iç gıcıklayıcı söylemiş. Cool ve seksi, Demet versiyonundaki arabesk tınıdan farklı. ? Bu Gece Son: Fazla değişiklik yok. Sertab Erener sıradan bir düzenleme üstüne bildik yorumuyla söylüyor. ? Kadınım: Levent Yüksel’li ilk yorumu unutmak mümkün değil, bu yüzden Yüksek Sadakat’li versiyona çok yükselmedim. Ama bu soft rock hallere yükselen çıkacaktır. ? Karanfil: Mustafa Ceceli tam sesine giden şarkıyı söylemiş, şahane. Kısaca: Cuk, cuk, yine cuk! Oturmuş. ? Kınalı Bebek: Berbat! Burak Kut hata yapmış. ? Küçüğüm: Sezen Aksu bildik, orijinal versiyonla albümde. Niye ki? ? Masum Değiliz: 4yüz grubu seslendirmekte. şarkının hissiyatı yerlerde. Aşk şarkısı söyler gibiler. Yanlış, yanlış ve yine yanlış... ? Onursuz Olmasın Aşk: Düzenleme iyi, Kenan Doğulu vokali elektronik ve sıradan. Sezen Aksu burada vokal katkısı yapmış. Oysa Uzay’lı şarkılardan birini yeniden söyleyerek katkıda bulunsa daha mı iyiydi? ? Sakin Ol: Gülşen şarkısını bulmuş, çok eğlenceli... ? Serserim Benim: Tıpkı Ceceli gibi Teoman da doğru şarkıyı seçip söylemiş. ? Unutursun ve Vurulduk: ışte albümün en iyi düzenlemeleri. Çünkü orijinal hallerinden çok farklılar. Diğer şarkılar gibi Uzay Heparı’lı versiyonlar tekrar edilmemiş. Hatta Buz grubu “Vurulduk”u söylerken biraz abartıp şarkının A kısmının melodisiyle oynamış hafiften, ama olsun. Zeynep Casalini’li “Unutursun” ise bu düzenlemeyle yeni bir şarkı gibi...
Maskülen bir moda atlası
* Ünlü modacı Alexander McQueen’den bağcık devrimi! McQueen yeni sezon ayakkabılarında bağcıkları yana kaydırmış. şık olmuş, farklı durmuş... * Bu kış ayakkabı değil, çizmeler/botlarla geçti. Bahar da öyle olacak. Hâlâ afili bir botunuz/çizmeniz yok mu? ılla pahalı markalardan edinilmesi gerekmiyor. Yeter ki eli yüzü düzgün bir tane edinin ve jean pantolonu çizmenin içine tıkıştırın. Biniciler gibi. Süper duruyor. Bakınız fotoğraftaki Justin Timberlake’e. * Eymen Topçuoğlu henüz 20 yaşında, süper dinamik ve heyecanlı bir genç. Erkek modası üzerine internette bir blog’u var. Erkek modasına dair birçok detayı orada görmek, ilham almak mümkün. Antalya’da yaşayan Eymen geçenlerde ıstanbul’a geldi, sitesini tanıtmak üzere benimle de tanıştı... Özetle, dönem blog’ların dönemi ve Eymen işini gayet iyi yapıyor. Mutlaka tıklayın: http://eymentopcuoglu.blogspot.com
Şikayetim var
Önce dergici arkadaşım Nazan’ın şikayeti... Teşvikiye’deki The House Cafe’ye gitmişler bir arkadaşıyla. Yemekler söylenmiş. Tabaklar geldikten sonra bir de ne görsünler. Tabağın kenarından masaya süzülen bir sümüklü böcek! Garsonu çağırmışlar. Gelen garson kız çığlık atıp “erkek garson”u çağırmış! (bu da ayrıca komik). Neyse sümüklü böcek masadan alınmış ama masa temizlenmemiş bir türlü. Sümüksü doku etrafta yani... Bizimkiler de kafaya takmamış o kadar, kıllık yapmadan yiyip içip gitmişler. Ama sonra bu aşırı rahatlığa, “sümüklü” kabalığa sinir olmuşlar. Hoş değil tabii. Ben olsam direkt terk ederdim orayı. Bir diğer şikayet de bana ait... Taksim Gezi Pastanesi’nde bir arkadaşımla oturuyoruz. Pizza söyledik, geldi. Arkadaşım pizzanın üzerine koyup yemek için roka rica etti. Getirdiler. Derken hesap geldi. Öylesine incelerken hesabı, bir de ne görelim, getirdikleri üç-beş rokanın bedeli olarak üç milyon almışlar. Devir, kriz devri. Her şeyi hesaplıyoruz doğal olarak. Bu kadar da olmaz deyip itiraz ettik. Kabul ettiler. Ama fark etmesek, hani bayağı rokalanmıştık. Ha bir de, bir küçük suya iki milyon aldılar, tam havaalanı fiyatı yani.