Türkiye’de yaşamak

- Sosyal medyadan sokaklarda olup biten eylemleri dakika dakika takip etmek, ertesi gün sosyal medyayı takip etmeyen anneye babaya “Haberiniz yoktur, böyle böyle oldu” diye aktarmak zorunda kalmaktır...
- Polis müdahalesi, TOMA ve biber gazı dumanının sokağa yeniden egemen olmasının akabinde, “Tamam protestoları anlıyor ve destekliyorum, ama böyle devam ederse işlerimiz çok etkilenecek” şeklindeki sessiz endişeyi de aynı anda kulaktan kulağa duymaktır...
- Hâlâ ve hâlâ polis müdahalesi olmazsa kitlelerin bu kadar öfkelenmeyeceğini, olayların büyümeyeceğini anlamak istemeyen resmi bir makamın, yangının üstüne körükle gidip kişisel Twitter hesabından “Oh oh!” diye yazabildiğini görmek ve “Ya sabır” çekmektir...
- 192 ülkede 5 milyon kişinin kullandığı, Apple Store’dan bir üst versiyonu parayla indirilen, Türkiyeli eşcinseller arasında da hayli popüler olan Grindr adlı aplikasyonun savcılık kararıyla yasaklandığı günün ertesinde, “Türkiye’nin ilk eşcinsel Belediye Başkan Aday Adayı Giresun’un Bulancak ilçesindeki seçimlere hazırlanıyor” haberini okuyup bu şahane çelişkiye şaşırmaktır...

Sahnede bateriyle bip’lenen şarkı

Fanta Gençlik Festivali’nin Antalya ayağında Şebnem Ferah’ı dinliyorum.
En sevdiğim şarkılarından birini: Ben Şarkımı Söylerken.
O şarkının şöyle bir dizesi var, karşı tarafa (erkeğe) yazılmış:
“İçine girdiğin küçük kaygan deliği, yeni ve büyük bir dünya mı sandın?”
Tam bu dizeyi söylerken Şebnem, “kaygan delik” kısmı bateriyle bipleniyor. Yani davulcu öyle bir vuruyor ki bateriye, o lafı duymuyoruz.
Konser sonrası Şebnem Ferah’a sorduğum ilk soru haliyle bu oluyor:
“Özellikle mi yaptınız? Gittiğiniz şehre göre bir sansür durumu mu var?”
Şebnem gülüyor, “Bunu soracağını biliyordum” deyip ekliyor: “Hayır, asla. Hiç öyle bir durum yok. İnan bugün öyle denk geldi. Yoksa her yerde o sözleri söylüyorum.”

Popüler takılmalar

- DİZİ... Muhteşem Yüzyıl’a girmeyen bir ben, bir karşı komşu, bir de onun uzak diyarlardaki evli barklı akrabası kaldı herhalde.
Her gün diziye giren bir başka kadın oyuncunun haberini okumaktan böyle düşünmemiz anormal olmasa gerek...

- KLİP... Miley Cyrus’un bir günde tıklanma rekoru kıran Wrecking Ball klibi ilk başta nasıl da Sibel Can’ın nazar boncuk gözlerine doyulamayan nostaljik Kanasın klibine benziyor yahu. Miley, Sibel Can gibi mavi mavi ağlıyor filan.
Sonradan klibin rengi değişiyor tabii.
Miley elindeki koca çekici yalamaya başlıyor, öfkelenip duvarları yıkıyor, çırılçıplak soyunuyor, filan.
Klibin müsebbibi, kendini de çırılçıplak fotoğraflamaktan her daim haz almış kışkırtıcı fotoğrafçı Terry Richardson.
Doğrusu, son günlerde izlediğim en şahane klip eseriydi “Wrecking Ball”.