Türkçe müzik çarşambası

İşte son çıkan kliplerden bir demet yasemen, bir demet coşku, bir demet bombastik: Sinan Akçıl, Gökhan Özen, Fulin, Ece Seçkin, İlyas Yalçıntaş, Ersay Üner...

 SİNAN AKÇIL/ 1001 GECE

Sinan Akçıl’ın şarkı çıkmadan günler öncesinden ünlü arkadaşlarına “Üç gün kaldı, çıktı çıkıyor (kaçın!)” diye anons ettirdiği (“kaçın” kısmını ben ekledim tabii) 1001 Gece’nin klibindeki ilk his şu:
Sanki birden o arabesk yaylılar susacak ve Sinan, “What Do You Mean” demeye başlayacak.
Çünkü özenle uzatılmış yıka-çık saçları ve arkadan patlayan mor led’lerle filan Sinan, Justin’in o klibindeki halini andırıyor.
Ya da Justin’in “Bana benzemeye çalışıyor” diye görüşmeyi reddedip Amerika’dan sürdüğü büyük abisini. İhtimallerden ihtimal beğen ya da:
Seç beğen like ya da seçme beğenme dislike...
Bak bu son cümleden de güzel söz olur.

GÖKHAN ÖZEN/ ESKİ DEFTER

Klibin Malibu’da ve hangi tarihte çekildiği belli olsun diye, hemen girişte İngilizce “7 november 2015, Malibu CA” yazmışlar. Bir posta kutusu eksik.
Dikkat, bu yeni bir akıma yol açabilir.
“8 january 2016, annemlerin Kilyos’taki evi” ya da “30 december 2015, arkadaşımın Zekeriyaköy’deki çok lüks evi (klip için kira da almadı sağ olsun)” gibi gibi şeffaf ibareler görebiliriz yerli kliplerin girişinde...
Aslında hoş bir akım, desteklemek gerekiyor.
Kliplere nerelerde ne çook emek verildiğini öğrenme açısından/kıyısından...
Neyse daha fazla sarmayalım. Bir doz yeter.
Özen’in “Malibu’da sahibinden lüks villa” temalı klibinde bir de bavulla villaya gelmiş kadın model var. Onun gelişi de elbette lüks bir spor otomobille müjdeleniyor.
Kadının otomobilden inerken ayakkabılarına yakın plan coş coş giriyor kamera.
Malum, otomobilden inen ayak pozu önemli Türk pop kliplerinde. “O geliyor, o geliyooor” gerginliğini karşı cinse aksettirme açısından/kıyısından...

FULİN/ KEYF-İ HALİK

Yeni bir Ece Seçkin mi yoksa yerli bir Katy Perry mi olduğunu çözemediğim Fulin’in rengarenk klibi kadar şarkısının sözleri de enteresan, önce ona bir kulak verelim:
“Bu kez ayrılık fantastik, keyf-i halik bombastik.”
Gerçekten de sözler çok uzay çok kara delik, içinde kayboldum, bin ışık yılı kadar yaşlandım.
Klip de şekerci dükkanı gibi.
Aşırı şekerli bir kokteyl gibi. Daha da fazlası aklıma gelmiyor, beni aşıyor.

ECE SEÇKİN/ FOLLOW ME

Bir başka şekerci dükkanı klip daha.
Ama en azından Ece Seçkin başından beri böyle bir formattaydı.
Dolayısıyla klibindeki o Legally Blonde haller (bakınız Reese Witherspoon) şarkısındaki o şeker fetişi sözler (Follow me follow me, aşk benimle burda, şeker mi şeker tadı var dudaklarımda) batmıyor, “Bu da böyle bir şey” diyorsun.

ERSAY ÜNER/ YÜRÜDÜM

Güzel sese sahip bestecinin kendini bile isteye 90’ların başındaki o meşhur The Crow filmindeki karaktere benzettiği ve gotik arabesk duygular içinde kendini de bizi de sentezlediği bir klip.
Eşi benzeri yok hani.

İLYAS YALÇINTAŞ/ NEFES

İzlediklerim içinde en havasız, cakasız, süssüz klip.
O barda o şarkıyla ben de dans ediyormuşum gibi hissettim.
Bilmeyenler için bilgi: Şarkı aslında Redd’e ait.
Onların eski bir şarkısı.
İlyas Yalçıntaş iyi bir cover seçimi yapmış.
Bravolar ona.