Paylaş
Özellikle ocak ve şubat aylarında burası en yüksek sezonunu yaşıyor.
Tulum’un popüler otelleri arasında öne çıkanlarından biri ise Nomade.
Burayı bu denli popüler kılan şey, hem sunduğu spiritüel yaşam tarzı hem de farklı konaklama seçeneklerine sahip oluşu.
Nomade’de hem ağaç evler hem de süit ve lüks çadırlar mevcut.
Ve ilginç sürpriz:
Nomade’in 2024’te Göcek’te açılması bekleniyor.
Görüşmeler, toplantılar başlamış bile.
Proje bir aksilik olmayıp da gerçekleşirse, Tulum esintili plaj ve otellerimiz kısa süreliğine bu esintiye ara vermek zorunda kalabilir. Orijinali geldiği için...
Hangi vertiport’ta buluşalım?
Heyecan verici bir şey daha:
İngiliz mimarlık stüdyosu Foster + Partners, Dubai’de hava taksi hizmetlerini barındıracak bir vertiport terminali konseptini açıkladı.
Önce vertiport nedir, onu açıklayayım:
Aslında bu yeni bir havalimanı türü.
Tamamen dikey kalkış ve iniş yapan elektrikli araçlar için.
Vertiport’ların ilk aşamada yakın mesafe uçuşları yapması öngörülüyor.
Teknoloji geliştikçe şehirler arası uçuşlar da olabilecek.
Dolayısıyla Foster + Partners’ın tasarımını yaptığı vertiport terminali hayal değil.
Hatta projenin gerçekleşmesi için öngörülen tarih 2026.
Hedef ise şu: Dubai’de yaşayanları hava taksi diye tanımlanabilecek elektrikli araçlarla şehrin popüler yerine ulaştırmak.
Bu arada Foster + Partners vertiport tasarlayan ilk firma değil.
Daha önce Alman hava taksi şirketi Lilium da gökdelenlerin, otoparkların ve alışveriş merkezlerinin tepesine eklenebilecek modüler vertiportlar tasarlamıştı.
O zaman şimdi hayal edin ve hazır olun:
Zorlu’nun, İstinye Park’ın, Akmerkez’in ya da İstanbul’daki kulelerin çatılarında 10 yıl sonra pekâlâ vertiport terminalleri görebiliriz.
O marşta neyi sevemedim
Cumhuriyet’in 100. yılını ekim ayında kutlamaya az kala peş peşe marşlar gelmeye başladı.
İlki, Soner Arıca’dan. Diğeri Fazıl Say’dan.
29 Ekim’e kadar bir marş enflasyonu yaşanacak, belli oldu.
Fazıl Say’ın marşı eleştiri yağmuruna tutuldu ama aslında bestesi gayet iyi.
Sorun marşın bazı sözlerinde.
Yok hayır, marşın içinde “cumhuriyet”, “Türk” ya da “yüzüncü yıl” kelimelerinin geçmemesine takılanlardan değilim.
Sadece şuna takıldım: “Gel küçük sevinçler duyalım kedere inat” diye, herhangi bir aşk baladı ya da Sezen şarkısından fırlama dizenin 100. Yıl Marşı için fazla hafif kaldığını düşündüm.
Bu arada esas marş beklentim Kenan Doğulu’dan.
Belki farklı ve daha pop bir marş yapar ve hepimizin diline takılır, belli mi olur?
Paylaş