Davos Ekonomik Forumu’ndan dönen CNN Türk anchorwoman’ı Ahu Özyurt’la konuşuyoruz telefonda.
"Küresel istikrar nereye gidiyor, Davos’ta hangi kararlar alındı?" değil derdimiz, Angelina Jolie-Brad Pitt ikilisi üzerinden dönüyor muhabbet.
E tabii çok doğal. Düşünün ciddi bir toplantıdasınız, ama arkanızda Brad ve Angelina oturuyor. İnsan dönüp bakmaz mı? Ciltleri gerçekten kötü mü diye bir analize girişmez mi? Hatta tanışmaz mı?
Ali Koç ve Ali Sabancı’nın olduğu bir toplantıda işte, BM iyi niyet elçisi Brad ve Angelina tam da bu iki işadamının arkasına denk düşmüş. Dönüp bakıldı mı orasını bilemem, ama ünlü çiftle sonradan tanışma imkanı bulmuş Koç ve Sabancı.
Jolie ve Pitt’ten sonra alakasız ama, hadise hadisedir: Ali Koç, Davos’a iner inmez valizini kaybetmiş. Uzun süre "bavul krizi"yle uğraşmış ünlü işadamı. Üstelik şirketinden kimseyi aramayıp bizzat kendi başına.
DAVOS’LA BAĞLANTILI ’FONDÜ’ NOTU: Davos, İsviçre filan demişken Swissotel’in bahçesinde şahane bir fondü restoranı var. Adı, Chalet. Et, peynir, çikolata fondüsü hüpletirken arka arkaya, şöyle Alpler’e doğru bir zirve yapıyor mideniz.
Davos Zirvesi’ni İstanbul’da sürdürmek isteyenlere duyurulur. Chalet ve Heidi ruhuyla ilgili ayrıntıların ise devamı var. Bilahare dökeceğiz satırlara.
’Medya detoksu’ yapan şarkıcı
"Gazete okumam. Televizyon mu? Hayatta izlemem" diyen protestocuları anlamıyorum. Hele o kişi ünlüyse (insan arada bir hava durumu için bakar yahu)...akşam evvel Sıraselviler’de t-Square’in yerine açılan Ayshaa adlı mekandayız. Bir baktık, buranın hemen üst katına bir ofis açan Sertab Erener.
Ayaküstü sohbet ederken arkadaşımla Erener’e kulak misafiri oldum. "Gazete, TV yok hayatımda bir süredir" diyordu Sertab. "Hiçbir şey okumuyor, izlemiyorum" da bir nevi "medya detoksu" galiba. Ya da işte, yoga sonrası "üç maymun" dönemi.
Şehirde Melissa P.’yi bulma rehberi
Yeni kitabının tanıtımı için 10 Şubat’ta annesiyle beraber İstanbul’a geliyor Melissa P. Yine televizyon, gazete turu yapacak tabii, ister istemez.
Hatta bu kez annesine (hesap) soracak Türk (ana kuzusu) medyası, "Kızınızın yazdıklarından utanmıyor musunuz" diye. Yine ister istemez Melissa P., tanıtım aralarında gezip tozacak elbet. Onu görmek, hatta tanışmak isteyen "okur yazar"a adres gösterelim hemen: Melissa P., Addres İstanbul içinde birkaç ay önce açılan Kitchenette’de olacak. Çünkü burayla anlaşıldı madden, manen. İsteyen orada kamp kurabilir yani.
Kalacağı otel ise şimdilik saklı tutuluyor. Onu da öğrenince yazarım. Maksat, kamu yararı (olsun), kamu şehveti (doysun).
’FIRÇA DARBESİ’ NOTU: Melissa’nın ilk kitabının (Yatmadan Önce 100 Fırça Darbesi) filmi çekildi İtalya’da. Filmin adı, "Melissa P". Lakin genç yazar beğenmemiş filmi, galasına da gitmeyip protesto etmiş kendince.
Yeni bir Haybeden mi?
Nurgül Yeşilçay ve Cem Özer bir tiyatro oyunu hazırlıyorlar Mart’a. Provaları da harıl harıl (koltukları dökülen) Hadi Çaman Tiyatrosu’nda yapmaktalar.
Geçenlerde oyunun tanıtımı için bir fragman çektiler. Hani bu da bir ilk, tiyatro oyunu için fragman çekmek, sonra bunu popüler bir oyun öncesi göstermek.
Fragmandan oyunun bütünü anlaşılmaz ama, gördüğüm - işittiğim kadarıyla bu "ikili ilişkiler" oyunu, bir tür "Haybeden Gerçeküstü Konuşmalar".
Yani oyunla ilgili eleştiri-polemik-harala gürele savaşı bu kriter üzerinden yapılabilir, hazırlıklı olsunlar. Ve (hain) karşılaştırma yapılsın hemen: Bir Yılmaz Erdoğan ve Demet Akbağ gibi olmuşlar mı? Peki oyunun yazarı Uğur Uludağ, Erdoğan kadar kıvraklık gösterebilmiş mi metinde?