Paylaş
İlk duyduğumda “Tam Deniz’lik!” demiştim.
Çünkü hayatı geldiği gibi yaşayanlardan Deniz. Hesap kitap yapmadan.
Yine de tabii 10 gün içinde tanışıp evlenmek hâlâ bir çılgınlık, bir delilik olarak görülüyor.
“Tamam çok âşık olmuşlardır ama...” diye başlayan cümleleri, haberi ilk duyduğumuz kafe masasında çoğu kişiden aynı anda duydum.
Hep bir “ama” sığınağımız var.
“Ama evlenmeleri şart mıydı?”
“Ama biraz daha tanısalardı birbirlerini.”
“Ama ya bir ay sonra pişman olurlarsa?”
Galiba hep bu “ama”lar nedeniyle erteleniyor bir şeyler, o an ne yaşanacaksa da bu yüzden yaşanamıyor.
Deniz ve Karim demek ki o an böyle hissetmiş, ötesini berisini düşünmemiş, kapıldıkları duyguyu bozmak istememiş.
Bu kadar basit.
OLMADI BOŞANIRLAR
Bir yandan şu da var. Artık evlenmek kadar boşanmak da 10 günlük bir şey.
Hızlı alınan bir karar yani.
“Olmadı boşanırlar” cümlesi günümüz ilişkilerinin mottosu.
Hepimiz biliyoruz.
Hiç unutmuyorum, üç ay içinde tanışıp evlenen bir arkadaşımız vardı.
Hepimiz espriyle karışık ve azıcık da haince süre-toto oynamıştık.
“Üç ay sonra boşanırlar”, “Yok yok, bence altı ay dayanırlar”.
Sonuç? Bir buçuk yıl sonra boşandılar.
Bu kez de “İyi dayandılar” esprisi yapmaktan geri durmadık tabii.
EVLİLİK MERAKI MI?
Bu arada 10 gün içinde tanışıp evlenmenin romantik bir yanı da var.
Bunun sadece kadınlara romantik gelebileceğini düşünmeyin.
Tanıştıktan kısa süre sonra evlilik teklif etmeyi seven erkekler de var.
Bu aslında evlilik meraklısı olmak anlamına da gelmiyor.
Sanırım hızla başlayan o çarpıcı duyguyu olabilecek en çarpıcı biçimde taçlandırma isteği bu.
Evlilik de hâlâ o taçlandırmanın en biricik aşaması.
ANLIYOR MUYUM? ÇOK DA DEĞİL
Şu da var: Özellikle kadınlar hayatında bir kez evliliği denemek istiyor.
Belli bir yaşa gelip de evliliği deneyimlememiş olmak eksiklik olarak görülüyor.
Bu tamamen kadınların kendi dünyasında olan biten bir şey.
Anlıyor muyum? Çok da değil.
YETERİNCE TANIMAMIŞ OLABİLİRSİN
10 gün içinde tanışıp evlenmeyi hiç romantik bulmayıp “gayet çocuksu” bulanlar da çıkacaktır.
Böyle diyenlerin daha garantici, daha hayatı didikleyen ve günün sonunda biraz da hayata/insanlara karşı güvensiz olduğunu söylesem?
Uzun süre sevgili olup aradan iki yıl geçtikten sonra evlendiğin insanı da aslında hâlâ yeterince tanımamış olabilirsin.
Dizi karakteri gibi konuşacağım ama, “Kimse kimseyi yüzde yüz tanıyamaz ki.
Herkesin kendine bile söylemekten çekindiği sırları vardır”.
O yüzden 10 günlük tanışıklıkta hissettiğin şey işin en güzel yanı.
Sonradan zaten
“Ama ilk tanıştığımızda böyle değildin”lere dönüyor iş.
Oysa ilk tanıştığınızda da öyleydi, sen farklı algılıyordun karşındakini, hepsi bu.
İYİ BİR ŞEY YAPMIŞLAR
Nihayetinde, Deniz’le Karim iyi bir şey yapmış. Esmiş, evlenmişler.
Hayata romantik komedi muamelesi yapmışlar.
Bir de evliliğin Kaz Dağları’nda oluşu işin en güzel fonu olmuş tabii.
Paylaş