Paylaş
Yerli yersiz, yersiz yurtsuz.
Aslında konuşmadan ziyade sürekli manipülasyon rüzgarı yapıyordu.
Tam bir vıdı vıdı örneğiydi yani.
Survivor Semih’den bahsediyorum.
SMS’lerle halkın en çok tuttuğu/oyladığı şimdinin popüler TV karakterinden.
Neden bu kadar tutuluyor çok konuşan Semih?
Çünkü herkesin ona gıcık olmasını, bile isteye cephe almasını istiyor.
Ve bunu sadece çenesiyle başarıyor.
Diğer kaslı/yakışıklı adamlar ya da atletik kızlar aslında halka yakın değil.
Onlar birer rüya. Ulaşılabilir değiller.
Ama Semih bildiğin mahallenin gıcık çocuğu.
Onu oynuyor.
Semih’lere aslında tüm mahalle gıcık olur, ama Semih’ler gün gelip muhtar ya da belediye başkanı adayı oldu mu hemen onlara oy verilir!
Çünkü iyi konuşmacıdır Semih’ler.
Karşısındakini ikna ederler.
İddia küpüdürler (Eğitilmemiş gençler var karşımda, benim ömrüm bunları tımar etmekle geçti)
Lafları topaç gibi çevirmeyi, nereden nasıl ateş edeceklerini bilirler (Bir patates için onurumuzu, gururumuzu ayaklar altına almayalım, dik adam lazım bana!)
Lakap takmayı, kafalarına göre isim değiştirmeyi severler. Efecan’a “Esmer adam” diyor, Serkay’a ise “Serkaç”.
Gıcık olsa da, arkasından konuşsa da “Aman” der mahalle, “Bu kadar konuşuyorsa bu yapar, oyum ona.”
Bu yüzden adanın kaslı çocuklarının yerinde olsam Semih’le didişmeyi bırakırdım.
Mekik çekip keyfime bakardım.
Olmaz çünkü, ayrı dünyalar.
Biri kahvehaneler, diğeri havalı spor salonları.
Biri arka sokaklar, diğeri lüks alışveriş merkezleri.
Hem Semih’ler karşısındakiyle didişip durduğunda daha çok büyüyüp güçleniyor.
Eh, hindistancevi-ziyle didişecek hali de olmadığına göre...
Futbolcudan beş liralık ayar
Mekan çıkışı valelere servet ödemeye alışkınız.
Fenerbahçeli futbolcu Raul Meireles ise tam tersini yapmış.
Önceki gün gittiği mekanın valesine sadece beş lira vermiş.
Gerçi Rumelihisarı’ndaki mütevazı bir mekandan çıkmış ünlü futbolcu.
Belki gösterişli bir mekandan çıksa o da beş lirayla yetinmeyebilirdi.
Yine de yaptığı şahane.
Valelere ders niteliğinde!
Son günlerde
* ALTINI ÇİZDİM
Tempo Dergisi’nde yer alan aşk konulu yazının şu bölümünü:
“Bağımlıların bağımlı olduğu maddeyi bulamadıklarından gösterdiği reaksiyonlar, aşık kişinin sevgilisini kaybettiğinde gösterdiği tepkilerin aynısıdır!
Kişi acı çeker, depresiftir ve yoğun şekilde özlemi çekilen kişi/madde aranır.
Çünkü terk edildiğimizde de maddeden yoksun kaldığımızda da beynin ödül merkezi daha aktif duruma geçer ve alamadığımız şeyi daha çok istemeye başlarız”.
* DÖNÜP DÖNÜP DİNLEDİM
Redd’in yeni çıkan son albümünden kliplenen ilk şarkı olan Aşk Virüs’ü... Nakaratında, “Seni hecelere böldüm, adına bin defa sövdüm, yine de hep ben öldüm, kendimi başkalarına gömdüm” diyen şarkı son günlerde duyduğum en iyi Türkçe şarkılardan biri. Şık bir rock balad.
Klipte üyelerin tavırları hafiften Hurts’ün kliplerini, özellikle Wonderful Life’ı anımsatıyor evet, ama klibin soğuk, endüstriyel halini tuttum.
Redd kafası ayrıca pazara gelecek, bekleyiniz...
Paylaş