Sonsuza kadar mutlu... Ama artık tek başına

 Kulağıma sessizce eğilip “Bitti” dedi Ayşe.
“Biten ne?” dedim, anlamadım önce.
Sonra telefonundan bir fotoğraf gösterdi.
Kocası Taner’le faytonda çekilmiş çok tatlı bir poz.
İkisi de gülümsüyor, çok neşeliler.
Tam bu poza bakarken, “Bu poz önceki gün Büyükada’da, boşandıktan on dakika sonra çekildi” deyince Ayşe, kalakaldım.
Ne ara olup bitmişti tüm bunlar?
Biraz daha anlatınca Ayşe, şaşkınlığım daha da arttı.
Son yıllarda duyduğum en medeni boşanmayı gerçekleştirmişti Ayşe ve Taner.
Nitekim onların davasına bakan hakim bile şaşırmış, “Emin misiniz ortak velayet konusunda? Daha önce pek rastlamadığım bir şey” diye.
Evet, çocuklarının velayeti tek bir tarafta değil, eşit olarak aralarında paylaştırılmış.
Daha çok Hollywood çiftlerinin boşanmalarından aşina olduğumuz bu ortak velayet konusu bizim için çok yeni.
Geçen yılın mart ayında yürürlüğe girmiş bir düzenleme.
Çiftler çocukların tüm sorumluluğunu eşit olarak paylaşıyor ortak velayette.
Şu ana kadar bizde sadece 10 çift ortak velayetle boşanmış.
Yeri gelmişken bunu da belirtmiş olayım...

SÜRPRİZLERLE DOLU HAYAT

Peki ya bundan sonrası?
“Bilmiyorum” diyor Ayşe uzaklara dalarak, “Hayat”.
Hakikaten öyle, sürprizlerle dolu hayat.
Sen istediğin kadar planla, ertesi gün bambaşka bir yola girebiliyorsun.
Ama şurası kesin bilgi: Ayşe’yi o şık elbiseleriyle Happily Ever After içinde çalışıp koştururken görmeye devam edecekmişiz.
Bir de beş çocuğuyla beraber çıkacağı yaz tatili var, bir yandan ona konsantre Ayşe.
En önemlisi de artık sorumlulukları çok daha fazla olan bir kadın.
“Kendimi güçlü hissediyorum” diyor.

DOSTLUK SEVİYESİ

Taner’le ise her daim görüşeceklerini söylüyor Ayşe.
Gürültüsüz patırtısız boşanmalarından ve boşanma sonrası gülümseyerek poz vermelerinden bu ilişkide artık ‘dostluk’ seviyesine geçildiğini görmemek zaten mümkün değil.
Ki bence herkesin başarabileceği bir durum değil bu.
Dile kolay, herkesin gözünün üzerinde olduğu tam 14 yıl süren bir aşk evliliği.
Birbirinden şahane beş çocuk.
Dahası bir de popüler kafe...

BULANIKLIĞI BERRAKLAŞTIRAYIM

Şimdi herkes elbette merak edecek, bin türlü şey konuşulacak ve hep “Neden bitti?” diye sorulacak.
Bu konuda da sakin ve net Ayşe.
Fazla konuşma yanlısı değil.
Ama aramızda konuştuklarımızı bir-iki cümleyle özetleyip durumun bulanıklığını berraklaştırayım:
Yıllar içinde ilişkideki iki taraf da yeni hayat beklentileri inşa etmeye başlıyor kendine.
Aslında bu hepimiz için geçerli. Zihnimiz durmuyor çünkü.
Sonra bir noktada çok sevsen dahi yola tek başına devam etmenin en iyisi olacağını düşünmeye başlıyorsun.
Benim anladığım bu...
Bilmem siz ne hissettiniz?
Ve en önemlisi kendinizi Ayşe ve Taner yerine koyunca aklınıza neler düştü?
Yazsanıza bana...