Son program kovulduk!

TV dünyasıyla dijital dünyanın “Stranger Things” misali birbirine hiç benzemeyen apayrı iki alem olduğunu mikrofonu açık kalan Bülent Ersoy’un şu hazin cümlesi bir kez daha damgalamış oldu: “Son program, kovulduk.”

Haberin Devamı

Son program kovulduk

Öyle içine dert olmuş ki Ersoy’un, neredeyse küçük bir çocuğun ağzından dökülür gibiydi bu cümle.
Oysa aslında o malum ‘kitsch’ ötesi şov programında belki de ilk defa kendisi gibiydi Bülent Ersoy.
Minderi yere atıp “naşlattığını” söylerken de öyleydi, sosyal medya eleştirilerine yanıt verirken “madilik bana” derken de...
Herkesi sürekli yanına ve hatta Tilbe’yi kucağına oturtup bir saniye bile yalnız kalmak istememesi de öyle...
Hem aşırı hiddetli hem de fevkalade kibarlık geçişleri barındırabilen yüksek egolu bildik ‘persona’sından o gece pek eser yoktu Ersoy’un.
Belki sakinleştirici filan alıp çıkmıştı, bilinmez.
Ama işte kimse Bülent Ersoy’un bu versiyonundan memnun kalmamış olacak ki, program resmen kendine kendine ‘error’ verdi.
Habire reklam kuşakları araya sokularak, bip’lenerek...
TV dünyası belli kalıplar üzerine kurulu ya, bilinenin dışına çıkılıp insanlar kendisi gibi olmaya başladığında “Eyvah” oluyor herkes. Dijital dünya gibi değil.
Gerçi dijital dünyada da doğallık adına durum bazen abartılıyor.
Mesela “kendin gibi olma” meselesi serbestçe ve çılgınca küfür etmeyle eşdeğer orada.
Diyelim ki bir yerli dizi izliyorsun, her sahnede yerli yersiz küfrediyorlar.
Neden, çünkü dijitalde olmanın cool tarafı bu diye.
Sonra TV dünyasında bir diziye bakıyorsun.
Orası da tam hayal dünyası, ortası yok.
Mesela Hande Erçel koca dizi boyunca sadece aş erebiliyor, turşu yemesi tek dramatik çatışma haline gelebiliyor.
Sonra ormanda romantik bir ağacın altında hiç terlemeden, makyajı dahi akmadan doğum yapabiliyor.
Üstelik doğan çocuk saniyede yıkanıp paklanmış, neredeyse anaokuluna gitmeye hazır olarak seyirciye gösterilebiliyor.
Bu kopuk dünyalar arasındaki durum o eski Mazhar Fuat Özkan şarkısındaki gibi, “Ama kopuktu kopuktu zincir, olduramadım, ne yapsam ne etsem olduramadım”.
KEŞKE...
Benim hâlâ kulaklarımda o hazin cümle tınlıyor ama, engel olamıyorum.
“Son program, kovulduk” diyen ürkmüş ve telaşlı Bülent Ersoy’un sesi.
Keşke o konumda ve o yaşta biri olarak artık bu gecikmiş korkularını bir kenara bırakıp kendi dilediği gibi -madem çok program yapmak istiyor- YouTube’da kafasına göre bir sazlı sözlü program yapsa.
Kafası rahat olur.

Haberin Devamı

İngiltere’nin garip kararı

Haberin Devamı

İngiltere yeni açıkladığı kararla Türkiye’yi kırmızı listeden çıkardı ama arada ince bir detay var.
Buna göre İngiltere’de aşılananlar ya da İngiltere’nin aşı programlarını uyguladığı ülkelerde aşılananlar İngiltere’de karantinadan muaf.
Türkiye’de aşılananlar ise 10 günlük ev karantinasına yine girmek zorunda.
İyi de orada yapılan BionTech’le buradaki BionTech’in farkı ne?
Bunun anlamı şu: Sizin yaptığınız BionTech’e pek güvenmiyoruz.
Doğrusu duyduğum en anlamsız karar.
Aydan aya, hatta haftadan haftaya değişen seyahat kurallarında bakalım daha neler göreceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları