Şıkıdım’ı senfonik dinlemek kimin aklına gelirdi?

Bir yanda Pink Floyd, Oasis, Queen, George Michael, Sting ve ABBA’nın albümlerinde yer almış, ünlü şef Marcello Rota’nın yönettiği 69 yıllık İngiliz Kraliyet Filarmoni Orkestrası...
Bir yanda hepimizin hayatına bir yerinden mutlaka sızmış/değmiş Sezen Aksu şarkıları...
Perşembe gecesi Zorlu PSM’de gerçekten özel bir an yaşandı.
Orkestra 15 Sezen şarkısını kendine has bir şekilde yorumladı.
İstanbul İstanbul Olalı nefisti mesela. Alıp götürdü.
Masum Değiliz’li açılış film müziği gibiydi. Farklıydı.
Onursuz Olmasın Aşk gümbür gümbürdü.
Şıkıdım, Kaçın Kurası ve Çakkıdı’yı senfonik versiyonla hiç hayal etmemiştim, şaşırtıcıydı.
Favorim ise Sorma oldu. Çok hüzünlüydü.
Kulaklarım ilerleyen dakikalarda bir Kurşuni Renkler ya da Geçer’i filan da aradı, ama onlar repertuvarda yoktu.
Aslında o gecenin özeti/analizi/sentezi, o Sezen şarkısında olduğu gibiydi:
“Doğudan batıdan kop da gel!”
Çünkü işin içine zaman zaman klarnet de girdi, ud ve ritim grubu da...
Herhalde Filarmoni Orkestrası’nın hiçbir konserinde bunca farklı enstrüman/ses bir arada çınlamamıştır.

ÖLMEDEN İYİ HİSSETTİRDİNİZ

Polimeks’in 20. yılı için organize edilen bu özel gece meğer şirketin yönetim kurulu başkanı Erol Tabanca’nın 40 yıllık hayaliymiş.
Sahnede yaptığı konuşmada böyle söyledi Tabanca.
Ve son zamanlarda dinlediğim en samimi yönetici konuşmalarından birini yaptı.
Hayatındaki herkese ayrı ayrı teşekkür ederken şirketinin inşaatlarında çalışan işçilere ayrıca teşekkür edip onlara alkış istedi. En çok bu hoşuma gitti.
Sezen Aksu ise konserin sonunda sahnedeydi ve şu sözleri çok alkışlandı:
“Bugün Türkiye’de bir ilk yaşandı. Ölmeden önce bir insana kendini iyi hissettirdiniz.”

DVD’Sİ BEKLENİYOR

Bu arada bu konser için bir buçuk yıldır emek harcayan Mustafa Oğuz ve Erdal Kızılçay’ı da anmadan olmaz.
Perde arkasında en çok onlar koşturmuşlar...
Bu özel geceye katılamayan, ulaşamayanların şimdi en büyük beklentisi ise bu: Senfonik konserin bir DVD’si çıkacak mı?
Henüz öyle bir şey yok.
Ama çıkarsa, o da gayet şık olur.

İstanbul Popüler
Mekan Top 10
(5-12 aralık tarihleri arasında)

1. Klein / Harbiye (1)
NEDEN? Açık ara her mekandan daha popüler+perşembe gecesi yapılan Yakuza’lı ‘electrik night’ gecesinin etkisi+bol ünlü görmece.
2. Mitte / Karaköy (2)
NEDEN? “Kapıdan beni almadılar” cümlesinin hem çekiciliği hem de iticiliğinin verdiği muhteşem karmaşa+iyi yemek+şık mekan.
3. Brunelle-Sivuple / Moda (4)
NEDEN? Yan yana iki farklı mekan ama aynı işletme+başarılı konseptler+Moda’nın modası.
4. Lucca / Bebek (5)
NEDEN? Çarşamba akşamüstü yapılan ELLE dergisi partisinin etkisi.
5. Mükellef / Karaköy (3)
NEDEN? Rakı mezenin yanı sıra kahvaltıya da başlamış olmaları+Arda Türkmen’in masalarla birebir ilgilenmesi.
6. La Boucherie / Levent (6)
NEDEN? Fransız şef Arthur rüzgarı+”tek tabaklık mekan nasıl olur ki?” sorusunun verdiği merak.
7. Walter’s Coffee / Moda (7)
NEDEN? Brunelle ve Sivuple gibi: Moda’nın moda olduğu zamanlardayız...
8. L’eclipse / Etiler (-)
NEDEN? Açılışı için verilen parti dolayısıyla.
9. Pizza Emirgan / Emirgan (9)
NEDEN? Canlı müzik+yeni aşk/kaçamak mekanı (bakınız: Ahu Yağtu orada Birkan Sokullu ile yakalandı)
10. Colonie / Karaköy (10)
NEDEN? Hafta sonları bir anda çoşuyormuş, kiminle konuşsam bunu söylüyor+Gülin ve Yücel Özalp çiftinin işlerine olan hakimiyeti.