Sigara içilen mekanlar

Evet, son zamanlarda bazı mekanlarda sigara içilebiliyor.

Haberin Devamı

Mekan işletmecisi göz yumuyor, müşteri de yasak yokmuş gibi sigarasını tüttürüyor. Bir tür gizli anlaşma yapılıyor yani.

Mekanda yasağa rağmen sigara içildiğini görenler önce şaşırıyor, sonra işletmeciye durumu söylüyor.

Ama işletmeci de “Ben bir şey görmedim” deyince yapacak bir şey kalmıyor.

Peki hangi mekanlarda oluyor bunlar?

İstanbul’un en bildik mekanlarında. Bir tanesinde hatta işletmeciye gidip ben de dedim, “Niye sigara içiliyor?” diye.

Üç maymunu oynayamadı tabii, “Özel parti var bu gece” demekle yetindi. Elbette böyle bir gerekçe olmazdı, kendisi de farkındaydı.

Şimdi tek tek mekan ismi yazacak halim yok, ben müfettiş değilim.

Ama çoğu mekan yasağı uygularken bazılarının işgüzarlık yapması da hoş değil.

Polise bir şey sormak ya da sormamak

Haberin Devamı

Parkta içki içerken gördükleri üniversiteli gençlere önce “ıçmeyin” uyarısı yapan, sonra da “Buna hakkınız yok” diyen öğrencileri hızlarını alamayıp tekme tokat döven polislerin haberini okumuşsunuzdur.

“ıçmeyin” uyarısının saçmalığını tamamen bir kenara bırakıyorum, sadece şunu söylemek istiyorum: Polise “Ama neden? Buna hakkınız var mı?” diye bir soru sormak zaten başlı başına korku filmi başlangıcı.

O soruyu sorman çoğunda şöyle bir Sevda Demirel efekti yaratabiliyor: “Ne dedin sennn?”

Geçenlerde IMF toplantısı nedeniyle trafiğe kapatılan alan içindeki G-Mall’a yürüyorum. Girişteki polis “Nereye?” diye diklendi.
“G-Mall’a?” dedim. Sonra da “Neden?” dedim, “Neden burası kapandı böyle?”.

Ki aslında sorduğum sorunun yanıtını biliyordum. Yine de sordum. Yüzüme bakmadan, “hadi işine” moduyla, “Güvenlik” dedi sadece.

Hani zorlasam, “Neyin güvenliği, neden, neden, neden?” diye sorular zincirlesem, ne olurdu bilmiyorum.

Asmalımescit coştu, yeni istikamet şişhane

Hafta içi ya da hafta ortası fark etmiyor. Asmalımescit mekanları tıka basa doluyor ve sokağa taşan masalarda yer bulmak da zor, o masaların arasından yürümeye çalışmak da...

Yeni birkaç mekan da açılmış üstelik. Hele Babylon’un açılış yaptığı gece inanılmaz kalabalıktı Asmalımescit.

Buranın altı-yedi yıl önceki halini bilenler için şok edici bir durum tabii. O zamanlar üç beş kafe vardı. Babylon’a da sadece müdavimi gelirdi. O da birkaç gece sadece. Issızdı yani buralar.

Şimdi yeni Asma-lımescit olarak şişhane konuşuluyor.

Pek yakında orada arka arkaya kafe ve restoranlar açılacak zaten.

Yer arayan ya da halihazırda kiralamış olanlar hayli fazla. Asmalımescit şişhane’ye doğru kayıyor yani, haberiniz olsun...

Haberin Devamı

TNT ilanı hoş, ama...

TNT kanalının gazetelere verdiği ilan çok güzel olmuş.

Hülya Koçyiğit’le Lost’un Sawyer’ını bir araya getirmişler.

Aralarındaki diyaloglar da esprili.

Ama TNT’de hem Yeşilçam filmlerinin hem de Lost gibi yabancı dizilerin bir arada olması bana fazla “çorba” geldi.

TV seyircisinin önünde sadece yabancı dizi ya da sadece Türk filmi seyredebileceği sebil kadar “tek bir konuda uzmanlaşmış” kanal bulunurken bu “sentez” niye ki?

Yastık yokmuş!

Aşk-Memnu’nun yönetmeni, sevişgen karakterler Behlül ve Bihter’in o malum sahnelerinde araya yastık filan koymadıklarını söylemiş.

Beren Saat’in neden böyle bir açıklama yaptığını da anlamamış.

Hadi bakalım ne olacak şimdi? Kıvanç ve Beren yastıksız o sahneyi çektiklerine göre temas birliği mi yaşandı dakikalarca?

Oysa ben “yastıklı” fanteziyi sevmiştim. Sayın yönetmen her şeyi açıklamak zorunda mısınız?

Yazarın Tüm Yazıları