Paylaş
Nefret eden de nefes almadan izliyor; çemkiren de, gizli gizli özenen de...
Sadece kimse itiraf edemiyor.
Ben en son Şeyma’nın insta hayatı dizisinin İtalyan DJ sezonunda kalmıştım.
Mısırlı milyarder sezonunu geç de olsa yakaladım.
Uçak kapatma hadisesinden tropik adadaki romantik tatil atmosferine kadar artık her şeye hakimim.
Başım göğe ermedi ama Şeyma’nın pembe dizi tadındaki hayatını da seviyorum.
Tek sıkıldığım nokta, insanlar onu yüklendikçe “Ben bunu hak ediyorum, ben iyisine layığım” diye coşarak “ben, ben, ben” dansı yapması, ki buna hiç gerek yok.
Bu coşan taşan tavır bana Vikingler dizisindeki Kemiksiz Ivar’ı hatırlatıyor.
Yeri gelmişken:
Vikingler’in maceracı, göçebe, deli dolu ruhu mu yoksa İngilizlerin, Fransızların kendi yerleşik kültürlerini yüceltmeye çalışan oturaklı diplomatik halleri mi daha iyiymiş şu dünya tarihi akışında, hâlâ kararsızım.
Günün sonunda kazanan ikincisi olmuş, o da ayrı.
Tekrar Şeyma’nın hayatı dizisine dönersek, kendi adıma bir sonraki sezonu merakla bekliyorum.
Diyorum ki, buradan bir evlilik çıkabilir ya da Mısırlı bir şeyhin oğlu olduğu söylenen Meedo (Şeyma öyle sesleniyor, biz seyirciler de pekala öyle seslenebiliriz) yakın zamanda İstanbul’a gelip bir iş kurabilir.
Olmadı bir sonraki sezon Survivor adasını kapatabilir Meedo.
Çünkü biz seyircileri en çok etkileyen şeylerin başında geliyor bu tür “kapatmalar”, aşırı uçlar.
Ötesiyle ilgilenmiyoruz, çerez geliyor.
Her şey bir yana, tıpkı Ragnar’ın oğulları gibi (bak yine döndü dolaştı “Vikingler”e tosladı benim gezen bellek), Şeyma’nın kızı Melissa’nın büyüdüğü sezon daha da ilgi çekici olacak.
Onun 20 yaşındaki hali “Şeyma’nın hayatı” dizisinin ilgi katsayısını geçecek.
Çağatay Ulusoy’lu “Yeşilçam”
Hikâyesi akıp gidiyor, asla sıkmıyor.
Anlattığı dönemin hem naif hem karanlık yönlerini anlatıyor.
60’ları yansıtan dönem dekorları gayet iyi, hiç sırıtmıyor.
Ayrıca bir sonraki bölümü merak ediyorsun.
Çağatay Ulusoy’un başrolde olduğu, Çağan Irmak’ın yönettiği “Yeşilçam” dizisinden bahsediyorum.
Önceki gece yapılan dijital galada dizinin ilk iki bölümünü seyretme fırsatı buldum. Çağatay Ulusoy yapımcı Semih Ateş rolünde çok başarılı.
“Hakan: Muhafız”daki süper kahraman hallerini hemen unuttum!
Yetkin Dikinciler’in canlandırdığı “sinsi prodüktör” rolü de dizinin bir başka artısı, izlemesi zevkli tarafı.
Kısacası “Yeşilçam”, yarattığı tantanaya değen bir dizi olmuş.
“Leonardo”yu merak ediyorum
Bugünlerde merak ettiğim bir başka dizi ise ilk bölümü 16 Nisan’da yayınlanan “Leonardo”.Bugünlerde merak ettiğim bir başka dizi ise ilk bölümü 16 Nisan’da yayınlanan “Leonardo”.Leonardo da Vinci’nin hayatı ve kariyeri hakkındaki sekiz bölümlük dizinin başrolünde meşhur “Poldark” serisinin yıldızı Aidan Turner var.Her bölümde Leonardo’nun baş yapıtlarından birini nasıl yarattığını da gözler önüne sermeyi amaçlayan dizi, ünlü ressamın “Son Akşam Yemeği” tablosunu resmettiği sırada bir cinayet davasında baş şüpheli olarak tutuklanmasıyla başlıyor.Başroldeki Aidan Turner, “What to Watch” sitesine diziyle ilgi şunları söylemiş:“Leonardo en büyük sanatçılardan biri. Aynı zamanda mühendis, filozof, botanikçi ve anatomist. Ama onu yeterince tanımıyoruz. Onu neyin motive ettiğini ortaya çıkaran bir drama daha önce çekilmedi. Bence bu hikâye onun gerçekten kim olduğuna ve onu yaratmaya teşvik eden şeyin ne olabileceğine, yani özüne ulaştı.”
Paylaş