Paylaş
Özellikle de 2020’nin mart ve nisan aylarında.
Zaten bu hepimizin malumu, yeni bir şey değil.
Yeni olan bu düşüşün başka bir veriyle açıklanması ve bunun da bir işe yarıyor oluşu!
Günlük karbondioksit emisyonlarının tahmini üzerine kurulu uluslararası bir girişim var.
Adı, Carbon Monitor.
İşte orada uçakların dünya çapında yaydığı karbondioksitten yola çıkarak karşılaştırmalı bir istatistik hazırlamış.
Buna göre havacılıktan kaynaklanan karbondioksit emisyonu geçen yıl yüzde 50 düşmüş.
Daha da sayısal ifade edersek: 2019’da emisyon oranı yaklaşık 1 milyar metrik tonmuş. 2020’de ise 500 milyon metrik tona gerilemiş.
Yani 2020’de hepimiz birer uçmayı reddeden Greta Thunberg’dik. Mecburen.
Miami’ye uçan ve her fırsatta güneşlenen zalim Şeyma hariç.
Meydanın ortasındaki ATM heykeli
Böyle kalıpları hiç sevmem ama şu an yeri geldi kullanayım:
Dünyanın onca metropolünü gezdim ama hiçbirinin meydanında böyle garip ve çirkin bir şey görmedim.
Bahsettiğim şey, Taksim Meydanı’na kondurulan ATM’ler.
Üç-dört bankanın ATM’si bir arada.
Bir örnek olsun diye hepsinin üzerine bir giydirme yapılmış.
Üniforma gibi.
ATM’ler de giydirme de çok ama çok çirkin duruyor.
İşlevsel olsun diye yapılmış belli, ama öyle kabak gibi duruyor ki ortada.
Hani yıllardır evin misafir odasını özenle yerleştirmiş annelerimiz bunu görse “Ne işi var bunun böyle ortada?” der.
AKM bitmiş gibi
Taksim Meydanı’ndan geçerken hemen fark edilen bir şey var:
AKM’nin dış cephesi tamamen bitmiş.
Daha bir ay önce geçtiğimde böyle değildi. Çok hızlılar.
Ve cephenin bitmiş hali gerçekten güzel görünüyor.
Sosyal medyanın diline düştü
Böyle bir kalıp var.
Sürekli kullanılıyor.
Mahallenin diline düşmek out, “sosyal medyanın diline düşmek” fena halde “in”.
Ama unutulan bir şey var: Sosyal medya denilen şey bin tane farklı mahalleden oluşuyor.
O mahallenin diline düşen, bir başkasının diline ulaşmıyor bile.
Mesela Fahriye Evcen’in fotoşoplu fotoğrafları tüm sosyal medyayı sallamıyor.
Sadece bir kısmını sallıyor. Diğerlerinin haberi bile olmuyor.
Sanat tarihinde yeni bir sayfa mı?
Beeple’ın “İlk 5000 Gün” adlı dijital eserinin 69 milyon dolara Christie’s’de satılmasının yankıları sürüyor.
Beeple, yani Mike Winkelmann bu satışı “Sanat tarihinin bir sonraki bölümünün başlangıcı” olarak gördüğünü söyledi.
Sanat eleştirmeni Jason Farago ise “İnternet kültürü ve finansal özgürlüğün kesiştiği yeni sınıra hoş geldiniz” diyordu New York Times’daki yazısında.
Ve şunu soruyordu: “Peki sanatın bununla ne ilgisi var?”
Farago derya deniz analiz yazısında hızla gelişmekte olan yeni kültürü de özetlemiş:
Kripto para biriminin anarşist özgürlükçü tavrıyla, yaratıcı internet çocuklarının eğlencesinin birleşimi...
Sonuç olarak bu yıl en çok bu tartışmayla geçecek gibi görünüyor:
Yeni sanat artık bu mu?
Paylaş