Şevval Sam ve Sezen Aksu

Şevval Sam’ın başına gelen de bu.

Yaptığı konuşmadan bir cümle alındı ve fırtınalar koptu.

O cümlenin öncesine sonrasına bakılmadı.

Gerçi bakılsa ne olacak?

Sonuçta farklı cümlelere pek tahammül yok.

Cephe almak en kolayı. Ve anında ötekileştirmek.

Ama bir dakika, aynı şey Sezen Aksu’nun da başına gelmemiş miydi?

Kürt açılımı konusunda Başbakan’a destek verdiğini söyleyince sessiz sedasız beyaz Türk kesimi ona cephe almış, hatta konserlerine gitmemeye başlamıştı.

Aksu’yu “öteki” yapmışlardı anında.

Kısacası: Tüm taraflar aynı şeyi yapıyor günün sonunda.

Hülya Avşar neyi kutluyor?

Hülya Avşar gayet artistik ve hoş mayolu fotoğraflar çektirip medyaya servis etmiş.

Neden? Oyunculuk kariyerinin 30’uncu yılını kutlamak için!

Bir oyuncu sinemadaki 30’uncu yılını neden mayolu fotoğraflarla kutlar? Onun yerine bomba bir film projesinde yer aldığını açıklarsın ya da buna benzer özel bir
şeyler...

Mayolu fotoğraf çektirmek hiç manalı değil.

Ayşe Kulin’in kitabına ironik ödül!

Gidemedim, kaçırdım. “Keşke” dedim, “Biri yazsa.”

O yüzden Homohobi kitabı ve blogunun yazarı Murat Renay’a rica ettim. O da kırmadı, yazdı. Neyi mi?

Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği’nin meşhur Hormonlu Domates ödül gecesini.

İşte Murat’ın kaleminden gecenin izlenimleri, buyrunuz:

-Gecenin sunucusu Gullüm Şov’dan Fehmi Dalsaldı’ydı.

RTÜK’ün olmadığı ödül gecesinde televizyondakinden daha cesurdu Dalsaldı. 

-“Basın/Yazar” dalında ödüle layık görülen Ayşe Kulin’in, eşcinsellik hakkında çok satan bir kitap yazıp (“Gizli Anların Yolcusu”) üzerine homofobi ödülü alması ise hayli ironikti! Muhtemelen böylesi dünyada ilk kez oluyordu. 

- “TV & Magazin” dalında en homofobik söylem ödülünü kazanan İkbal Gürpınar’ın adı açıklandıktan sonra bütün mekan “Yuh” sesleri ve Gürpınar’ın meşhur tezahüratı “Allahuekber Hu” ile inledi!

-Deniz Gezmiş’in ağabeyinin Bülent Ersoy hakkında yaptığı transfobik açıklamalarla ilgili kazandığı Hormonlu Domates ödülü anons edilirken sunucu Fehmi Dalsaldı ödüle Bülent Ersoy olarak yorum yaptı ve “Deniz Gezmiş’le gazoz içtim, Yılmaz Güney’le de milkshake içmiştim ne var bunda?” diyerek tüm salonu kahkahaya boğdu.

-Verilen ödüllerin adayları ve kazananları elbette orada değildi.

Bu konuda ödül kazanan zihniyetten ödülünü alacak bir hoşgörüyü kimse beklemiyordu zira.

En son neler oldu

-Anjelique'çiler "Sounds of Anjelique" serisinin altıncısını çıkardı.

Bu albümün şerefine bir de partı yaptılar. Partinin en hoş yanı, Absolut  Elyx'le hazırlanmış kokteyllerdi.

Nahoş yanı ise "Sound of Anjelique" CD'lerin masa masa gezdirilip davetlilere satılmaya çalışılmasıdır.

-Çeşme'deki eski Seaside, cuma gecesi Bobou olarak açıldı.

Bobou'nun açılış partisinin en hoş yanı, aya karşı dans etmenin şahane olmasıydı.

Nahoş yanı ise arada çalan Türkçe müziklerdi.

Türkçe'nin alasını dinlemek için hali hazırda Sole Mare'ye gidiliyor zaten, burada böyle bir taaruza gerek var mıydı?