Seni bu aşk üçgeninin iç açıları toplamı kadar sevdim

Aşk üçgeni lafı her zaman pek sevilmiştir.

Haberin Devamı

Seni bu aşk üçgeninin iç açıları toplamı kadar sevdim

İki kadın bir erkeği paylaşamaz ya da iki erkek bir kadını...
Dolayısıyla bir üçgen oluşur ve gidip gelmeler başlar.
Gidip gelmeler dediğim, peşinde koşulan kişi ya eskisine döner ya da yenisine...
Böyle iki arada bir derede üçgenin iç açılar toplamını oluşturup tekrar dağılırlar.
Yani, herhalde öyle bir şey olur...
Ah, bir de threesome vardır. Bu topraklarda pek sık rastlanmaz. Burada da üç kişi vardır, ama gayet mutlu mesut yaşarlar. Çünkü üçü de birbirine aşıktır, hırs entrika pek yoktur, filan.
Son zamanlardaki en popüler yerli aşk üçgeni malum:
Bengü, Akın Altan ve Ece Erken.
Takip ettiğim kadarıyla esas oğlan Bengü’den ayrılmış, sonra Ece Erken’le çıkmaya başlamış.
Sonunda ondan da ayrılmış, Bengü de bu ayrılık üzerine “vay vay” diye şifreli bir yorum yapmış.
Esas oğlan da gitmiş Bengü’ye benzeyen bir kızla geçen gece bir barda eğlenmiş.
Böyle alt alta sıralayınca çok sıkıcı ve çok ergen bir aşk üçgeni doğrusu.
Gerçek bir duygu kırıntısı, hakiki bir aşk kıvılcımı yok gibi.
Varsa yoksa evlilik yolunda ilerlerken terk edilen iki kadın var.
Çünkü bu “evlenmek üzereydik” lafını nedense hiç dillerinden düşürmüyorlar.
Onlar için esas Nirvana hep evlilik sanki.
Aslında bu popüler aşk üçgeni, günümüzün az çok para kazanmaya başlamış tüm şehirli kadın ve erkeklerinin bile isteye yaşadığı şey.
Neden bile isteye?
Çünkü bu oyunu oynamaktan herkes haz alıyor.
Çok aşıktım, ben onu çok sevmiştim, o benimdi filan hikaye yahu...

Haberin Devamı

‘Ne işiniz var burada?’

Cuma gecesi Adana’da bir rock bardayım, Pick Up’ta.
Bir genç geldi, “Aaa” dedi, “İnanmıyorum, ne işiniz var burada?”
Anlattım; Anadolu turnesine çıktım, yani Türkiye Nasıl
Eğleniyor
(TNE) turnesine, böyle il il geziyorum diye...
Sonra yığınla soru sordu.
Özellikle de medya üzerine...
Bir isteği vardı, “Adımı yazar mısın köşeye?” diye. “Tamam” dedim ve isteğini yerine getiriyorum işte:
Sungurbey Anadolu Lisesi’nden Mert’e selam olsun...
NOT-1:
Ve Karadeniz. Yazı dizisi için iki-üç
güne kalmaz oralardayım.
Bakalım oralardaki sosyal yaşam nasıl bir seyir halinde?
NOT-2: TNE notları birikti birikti, pek yakında baraj gibi patlamaya hazır.
Ama biraz daha sabır...

Haberin Devamı

Gökkuşağı bayrağını görünce şaşırdım

Bu not da Diyarbakır’dan.
Orada tanıştığım lezbiyen bir Kürt kadını Hürriyet Benim videosundaki gökkuşağı bayrağını görmüş ve çok mutlu olmuş: “Önce inanamadım, çok şaşırdım, sonra da vay be dedim.”
Eh, mutlu olma sırası bende.
Hürriyet Benim kampanyasıyla her kesimden insanın kalbine değebilen bir gazetede yazdığım için...

Duygu filmi derken?

Çağan Irmak son filmi için, “Bu bir duygu filmi” demiş.
Bir yönetmenin filmini kendi ağzından anlatması zor, tamam.
Ama duygu filmi ne demek ki? Her film zaten bir ya da birkaç duyguyu anlatır, onu hissetmeni sağlar. Bunda yeni bir şey yok ki...

Yarın geceye dair

2010’un kasım ayında bir trafik kazası sonucu ölen tiyatrocu, yazar, yönetmen Onur Bayraktar anısına Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği yarın bir gece düzenliyor.
Birsen Tezer ve Güvenç Dağüstün’ün mini bir konser vereceği geceden elde edilen gelir, Bayraktar adına TOFD akülü tekerlekli sandalye kampanyasına bağışlanacak.
Anma gecesi saat 20.00’de Fulya Sanat Merkezi’nde.

Yazarın Tüm Yazıları