Şehirde neler oluyor?

Etrafa kırık dökük klozetlerin atıldığı bir yemek daveti, ünlü İtalyan tasarımcının İstanbul çıkarması, birtakım vegan hareketler ve Anadolu yakasına çıkarma yapan mekân...

Haberin Devamı

‘SİDİKLİ KASABASI’NDA YEMEK

Malum, Bomonti son yıllarda bir ‘residence’ cumhuriyeti oldu.
Buraya pekala beyaz yakalı orta ve üst düzey çalışanlarla yöneticilerin Brooklyn edalı şehir ortası topluluğu da denebilir.
Brooklyn edası elbette göğe doğru uzanan binaları dolayısıyla değil (keza artık orada da binalar yükselmeye başladı), daha çok mekânları ve kitlesi dolayısıyla.
Say say bitmiyor Bomonti mekânları:
Batard, Isola, Wu, Kozmonot, Turk, Ordinary, Cross Fingers ve bir de Bomontiada içine toplanmış olanlar...
İşte bu kendine has cumhuriyetin şık binalarından birinde, The House Residence’ın en alt katında bir yemek daveti vardı hafta içi.
Davet şu açıdan ilginçti: Uzun yemek masasının etrafında kırık dökük klozetler yığılıydı.
Klozetlerin arka planında ise şöyle yazıyordu: Sidikli Kasabası!
“O da nedir?” diyenleri daha fazla meraklandırmadan durumu açıklayayım:
Orijinal ismi “Urinetown” olan, Tony ödüllü ünlü bir Broadway müzikali Sidikli Kasabası.
Klein ve daha sonra Wu Bomonti ile beraber tanıdığımız Alican Ayyıldız ile ortağı, aynı zamanda oyuncu Doruk Şengün, Zorlu’da perşembe günü galası yapılan bu müzikalin yapımcıları.
İşte bu iki yapımcı, müzikalin şerefine esprili bir yemek daveti düşünmüş.
Davet alanındaki klozetlerin yanı sıra yemek öncesi bir de İdrar Yolları Anonim Şirketi diye hayali bir şirketin tuvalet açılışını gerçekleştirdiler. Çok eğlenceliydi.
“İyi de bu oyun ne anlatıyor?” derseniz, özeti kısaca şu:
Dünyanın çok ısındığı ve bununla beraber suyun da çok azaldığı bir gelecek hayal edin.
İşte oyun o gelecek atmosferinin içinde geçiyor.
Az su harcansın diye tuvalete girme olayı sınırlanıyor ve her şey özel bir şirketin denetimine veriliyor.
Tuvalet parasını ödeyemeyenler gizemli Sidikli Kasabası’na gönderilmeye başlanıyor!

ÜNLÜ TASARIMCININ KONUK OLDUĞU DAVET

Perşembe gecesi hayli sükseli bir davet vardı.
Ünlü yabancı mobilya markalarının showroom’u Mozaik’in Ortaköy’deki merkezinde düzenlenen 30. yıl daveti.
30 yıldır dekorasyon dünyasının en iyi markalarını Türkiye’ye getiren Mozaik’in davetinde İtalya’dan bir konuğu vardı:
Mimar ve tasarımcı Piero Lissoni.
Üst düzey otel ve konut projelerinin aranan ismi Piero Lissoni, aynı zamanda köklü İtalyan mobilya markası B&B Italia’nın kreatif direktörü.
Lissoni’nin B&B Italia için yaptığı en ünlü tasarımlardan biri Borea sandalye ve koltuklarıdır.
Lissoni’nin “eko-tasarım” olarak tanımladığı Borea, kullanım ömrü bittiğinde parçalara ayrılıp her bir öğesi yeniden kullanılabiliyor.
Lissoni’yle geçen yıl bir röportaj yapmıştım.
O röportajda, “Bir yandan tüm dünya iklim krizinin etkileriyle boğuşuyor.
Bu anlamda tasarımın yakın gelecekte gideceği yön sizce nasıl olmalı?” diye sormuştum.
Lissoni şöyle yanıt vermişti: “Tasarımın sorumlu ve dürüst olması gerektiğine inanıyorum. İnşa eden, çabalarını ve hayallerini yaptığı işe adayanların çeşitli sorumluluk seviyeleri var.
Bu nedenle tasarım, olabildiğince dürüst olmanıza, malzemeleri en iyi şekilde kullanmanıza, güvenilir ve profesyonel olmanıza yardımcı olabilir.”

BECA’DA VEGAN GÜNLER

“Bitki bazlı” yemekler yapan kafeler çoğaldı ama popüler restoranlarda hâlâ bu seçeneğe pek az rastlıyoruz.
Etiler’deki Beca ise çarşamba öğleden sonraları vegan ağırlıklı bir büfe hazırlamaya başladı.
Sürekli dışarıda yemek yiyen ve artık birbirinin aynısı yemeklerden sıkılanlar için gayet iyi bir seçenek olmuş.

MARKUS’UN ANADOLU YAKASI ÇIKARMASI

Şehrin gözde restoran markalarından Markus’un ortağı Emirhan Paralı, en az kendisi kadar film yıldızı edasındaki köpeği Iggy’yle sosyalleşiyor desem yanlış olmaz.
Çünkü Emirhan ve Iggy’yi en son bir sergi açılışında gördüm ve Emirhan bir saniye bile kucağından indirmedi sevimli Iggy’yi.
Bu arada Markus iki farklı lokasyonda, Beyoğlu’ndaki Tavern ve Maslak’taki Markus Prime Ribs Society’dan sonra şimdi de Anadolu yakasına açılmış.
Bağdat Caddesi’nde Markus To Go adlı yeni konseptlerini hayata geçirmişler.
Emaar Square’de ise Maslak’taki Markus’un aynısını açmışlar.

Yazarın Tüm Yazıları