Seda Sayan ve Mr. Big aynı sergide

Alanındaki başarısının yanı sıra bir de esprilidir, muziptir, şahane parti arkadaşıdır, kasmaz,
kasılmaz.
Önceki gece Tamer’in ilk fotoğraf sergisinin
açılışı vardı.
Şimdiye kadar çektiği tüm fotoğraflar arasından şık bir seçki yapmış Tamer. Fotoğrafı sergilenenler arasında bir sürü ünlü sima
vardı tabii.
Cansu Dere, Yiğit Özşener, Berrak Tüzünataç, Seda Sayan ve Sex&The City’nin Mr. Big’i Chris Noth gibi...
Sergi mekanı ise pek alışık olunmayan bir yerde, Talimhane’nin hemen arka tarafındaki Piramid Galeri’deydi.
Yeri gelmişken Bedri Baykam’a ait Piramid’in galeriden çok demode bir kafe kıvamında olduğunu belirtmem lazım.
Burayı biraz yenilemeli Baykam.
İçeri girildiğinde sıkıcı bir kültür evi yerine şık bir galeriyle karşılaşılsın diye...

Mektup arkadaşlığı

Bugünlerde Başbakan’a mektup yazan yazana. Oktay Kaynarca başlattı bu treni çuf çuf. Seda Sayan devam etti, “Bacınız emrinizde” diyerek.
En son Medyatava’da okudum.
Bir şirketin kurumsal iletişim müdürlüğünden hamile olduğu gerekçesiyle çıkarılan çalışan da patronunu Başbakan’a mektupla
şikayet etmiş.
“37 yaşımda bir tane çocuğa daha yeni niyetlenmişken, sizin desteklediğiniz işadamları buna izin vermiyorken, bu toplum bu köhne zihniyetle nasıl büyüyecek?” diye tuhaf bir tespitlemeyle üstelik...
Bu mektup arkadaşlığı daha ne kadar sürecek meraktayım...

Tuhaf şeyler

- SEYFİ DURSUNOĞLU’NUN NEFRETİ
Enver Aysever’in programına konuk olmuş Seyfi Dursunoğlu.
Programda laf dönüp dolaşıp Zeki Müren’e ve onun cinsel yönelimine gelmiş. Dursunoğlu da şöyle talihsiz bir cümle sarf etmiş:
“Zeki Müren insanların kalbine hitap etti. Onların dertlerini şarkılara döktü. Ve çok sevildi... Sevildiği için kötü tarafını görmek istemedi insanlar.”
Dursunoğlu’nun “kötü taraf” dediği elbette Müren’in eşcinselliği.
Her röportajında buna benzer homofobik açıklamalar yapan Dursunoğlu acaba neden bu kadar nefret ediyor eşcinsellikten? Aysever’in programda asıl sorması gereken buymuş aslında.
- AHU TUĞBA’NIN KIZIYLA GURURLANMAK
Ahu Tuğba’nın kızı Amerika’da okuyormuş.
Derslerinde süper başarılıymış. Ve Obama’yla görüşme fırsatı bulmuş.
Yapılan haberlerde, “bununla gururlanmamızın” altı çiziliyor.
Neden? Niye gururlanalım?
Obama’nın elinden ödül mü alınmış ya da başka bir şey filan?
Alice bile bu saçmalıklar diyarında çıldırırdı herhalde.

Gecelik şeyler

- Meğer Off Pera’da salı geceleri sallanmaya devam ediyormuş. Asu Maro her zamanki gibi DJ kabinindeydi ve eski-yeni Türkçe’lerle dansa doyurdu gelenleri. Mekanın demirbaşı Esra Dermancıoğlu da oradaydı elbette.
- İstiklal Caddesi’ndeki yeni trend şu mudur: Gençler bina kenarlarını açık hava barı haline getirmişler. Hem oturup muhabbet ediyorlar hem de bakkaldan aldıkları -mekanlara göre daha ucuz- biralarla ortam/keyif yapıyorlar.
- Cenk Eren’in Piyasa’sı sezonu nihayet
açtı. Dün gece DJ kabininde Ozan Doğulu vardı. Bu gece ise gece hayatı müdavimlerinin yakından tanıdığı bir isim kabinde,
Ergun Yıldız.
- 13 Ekim’de Ataköy Atletizm Arena’da yapılacak Sensation partisi öncesi W Otel’de bir ısınma partisi yapıldı. Ne demek ısınma? İnsanlar Sensation havasına girsin, heyecanlansın manasında...
Pek heyecanlananı görmedim ama Sensation’ı organize edenlerin verdikleri bilgiler ilginçti. Mesela 1500 VIP bilet çoktan satılmış.
Alanlar da çoğunlukla yabancıymış. Çevre ülkeler çok ilgi gösteriyormuş partiye. Hatta İngiltere’den bile bilet alanlar varmış. Aslında anlaşılır bir durum: İstanbul son zamanlarda çok görülmek istenilen bir şehir. Üstüne bir de Sensation partisini koyup hafta sonu turu yapmak akıllıca.
Demem o ki, Sensation’da “biz bize” eğlenilmeyecek.
Eh bu da iyi bir şey...