Sanat fuarından bir ekmek bir de yumurta lütfen

‘Sanat sanat içindir’ şeklindeki beylik önerme geçmişte kaldı. Şimdinin sanatı zengin koleksiyonerler, büyük kurumlar, şık oteller ve rezidanslar için yapılıyor. Çemberin içindeki herkes bunun farkında, İstanbul’dakiler de.
Hem de öyle bir farkında ki, çarşamba günkü VIP açılışıyla yedinci kez kapılarını açan Contemporary İstanbul’u gezen Amerikalı bir gazeteci, şaşkınlığını şöyle ifade ediyordu: “Dört-beş yıl önce böyle bir ilgi yoktu. Şimdiyse daha açılışta bir sürü eser satılıyor. Nasıl oldu bu?”
Amerikan şaşkınlığını bir yana bırakıp Contemporary İstanbul’un şifrelerine bir göz atalım...

EN GÖZDE KOLEKSİYONER
Ömer Koç. Galeriler en çok onun ismini zikretti. “Ömer Bey az önce işimizi aldı” en popüler cümleydi. Aldıkları arasında Fırat Engin’in ArtOn Galeri’deki ‘mikrodalgada kendini pişiren sanatçı’ işi de var.
EN CHUCKY İŞ
Tabii ki Patricia Piccinini’nin ürkütücü bebeği! Piccinini’nin en gözde heykellerinin aslında Füsun Eczacıbaşı’nın evinde olduğunu da hatırlatalım.
EN TUHAF İŞ
Halil Altındere’nin Mustafa Taviloğlu’ndan aldığı 24 bin liralık çeki büyütüp ‘eser’ haline getirdiği iş! Burada kim kiminle dalga geçiyor acaba? Sanatçı mı yoksa koleksiyoner mi?
EN TANER CEYLAN’CI
İki genç sanatçı: Uğur Güler ile İlhan Mansız’ın akrabası Onur Mansız. İkisi de Ceylan gibi hipergerçekçi resim yapıyor.

EN İLGİLİ ÜNLÜ
Hande Ataizi. VIP açılışa gelen Kenan-Beren ve Cem-Ahu çiftlerinin aksine ertesi gün sessizce geldi ve genç işlerin olduğu alt katta saatler geçirdi. En çok da Marlborough Galeri’de 260 bin euroluk Manolo Valdes heykelini beğendi.
EN DEKORATİF
Volker Marz’ın kilden heykellerin üstüne oturttuğu aydınlatması! “Evin salonuna iyi gider” diyen çoğunluktaydı.
EN PROVOKATİF
Mehmet Güleryüz’ün oğlunun yeni galerisinde (The Empire Project) Burhan Kum’a ait. Sanatçının ‘yeni zenginler’ dediği muhafazakâr burjuvaziyi eleştirdiği ‘La Havle’ işinin dikkat çeken yanı, elbette namaz kılan animasyon figürüydü. Dikkatli izleyince figürün bir süre sonra takla attığı da görülüyor
EN DİREKT SORU
“Ne kadar?” cümlesi tabii. 3 bin liraya satılanlar da vardı, 300 bin Euro’ya da.
EN FEMİNİST İŞ
İsa’nın meşhur son akşam yemeği tablosunu tamamen kadınlardan kurulu bir masa haline getiren Sabine Pigalle!

EN BÜYÜK TABLO
Eski işleri için otopsiye girdiğini bildiğimiz detaycı ressam Lolita Asil’in 250 bin liralık ‘Evrenin Renkleri’ adlı işi. On metreye üç metre.
EN ÇOK DUYDUĞUM LAF
Tüm galeri sahiplerinin beni gördüğü an, “Ya siz sanat da yazsanıza” demesi. Bakın yazdım ve bitti.

İlk kez burada okuyun

Yeni gözde çift Derin Mermerci ve Kaan Urgancıoğlu’nun ilk kez Karaköy’deki Nublu’da ortak arkadaşlar vasıtasıyla tanıştığını...
 Galata’daki Georges’un Wallpaper tarafından yılın en iyi iş oteli ödülüne layık görüldüğünü (aralık sayısında açıklandı), gel gör ki otelin sahibi Alex Varlık’ın Türk medyasının bu ödüle yeterince ilgi göstermediğinden yakındığını...
 Tıpkı Markafoni gibi Gaziosmanpaşa’da konuşlanan ‘Everything Inside Project’ adlı yeni kreatif ajansa ortak olan Bilge Öztürk’ün Amerika’daki örnekleri gibi pek yakında otobiyografik bir kitap çıkarmaya hazırlandığını... Ve kitapta tabii ki Tarkan’la ilgili bölümlerin de yer alacağını...