Reynmen ve Abromovic’le akışta kal İstanbul

Memleketin popüler kültür atlasında neler olup bitiyor diye hızlıca bakarsak durum iki farklı uçtan ibaret.

Haberin Devamı

İlki, Youtube fenomenliğinden şarkıcılığa doğru evrilen Reynmen’in peş peşe çıkardığı zincirleme single’lardan sonra çıkardığı albüm. Albümün adı RnBesk. Yaptığı müzik türünün altını çizmiş Reynmen: Hem r&b yapıyorum diyor hem arabesk. İkisi bir arada.
Beş şarkılık albümün yeni nesil arasında dile dolanacak ilk dizelerini de beraber şakıyalım lütfen:
“Boşum doldurma, yokuşum durdurma, faiz gibisin gitmezsin zoruma.”
İyi ki Sezen Aksu kuşağındanım ve hâlâ “Beni Unutma” dinleyip hüzünlenebiliyorum diye içten içe gururlandım tabii bu dizeyi dinleyince/okuyunca....
Reynmen ve Abromovic’le  akışta kal İstanbul
SEKİZ SAATLİK PERFORMANSLARA BUYURUN
Reynmen sonrası bir diğer uç tabii ki Marina Abromovic’in beklenen sergisi “Akış”ın Sakıp Sabancı Müzesi’nde açılması.
Abromovic’in bir Hollywood starı edasıyla karşılandığı sergi açılışında esas geriye kalan bomba hadise ise şu: Üç bölümlük serginin ikinci bölümünde gerçekleşen sekiz saatlik performanslar.
Bilmeyenlere hatırlatalım.
Abromovic geçen ağustos ayında performansla uğraşan sanatçılara seslenmişti sergide yer almaları için...
İşte çağrıyı kabul eden Türk sanatçılarının sekiz saatlik performansları da var sergide.
Canlı canlı ve serginin adına uygun olarak akışkan, her gün değişken.
Doğrusu bunun için bir sergiye gitmeye gerek var mı emin değilim: Sokağa çıkmamızla beraber İstanbul zaten koca bir performans sahnesi.
İnsanı bazen yoran ve bıktıran bir performans üstelik.

O geceyi anlattı
Lucca’daki taciz haberiyle ilgili geçen hafta hepimiz birer yorum yaptık.
Peki gerçekten o gece ne oldu?
Olayın iki tarafıyla da konuştum.
Önce mekanın 14 yıllık müdürü Alper İri ile.
Sonra da şikayetçi konumunda olan çalışan R.D ile.
Biri “Söylediklerimi yazabilirsin” dedi, diğeri olayın artık mahkemede olduğunu söyleyerek yazılmasını istemedi.
O yüzden sadece erkek tarafının, yani Alper’in anlattıklarını aktaracağım.
Her iki tarafı da dinlediğim için ise sadece şunu söyleyeyim:
Anlattıkları birbirinden farklı.
Artık iş yargıda.
Şimdi buyurunuz Alper’in gözünden o gece yaşananlara:
“R.D, üç-dört aydan beri çalışan biriydi.
İsmini bile arada unutuyordum.
Olayların olduğunu iddia ettiği gün, yani ayın 7’sinde ise toplantımız vardı mekanda.
Toplantıya gelmedi. Mekana geldiğinde ona kızdım.
Üstüne bir de o akşam serviste çatal bıçak yerine kaşıkla servis yaptı.
‘Neden böyle yapıyorsun?’ deyince ‘Ben evde de böyle yiyorum’ gibi bir yanıt verdi.
Ben tepki gösterince ‘Bana kötü davranıyorsunuz, ismimi bile zor hatırlıyorsunuz’ dedi.
O gece yaşananlar bu kadar. Başka hiçbir diyaloğumuz olmadı.
Kız arkadaşım da o gece yanımdaydı, mekandaydı.
Bebek Otel’deki doğum gününden çıkanlar o gece mekana geldi.
O grupla beraber dj kabininin orada eğlendik.
Tuvalette gerçekleştiği söylenen olay ise hiç yaşanmadı.
Ayın 7’sinden sonra da on gün beraber çalıştık.
Doğrusu aklından ne geçiyor bilmiyorum.
Bu kadar büyük bir şeye yol açacağını düşündüğünü sanmıyorum.
En fazla Alper Bey’i işten kovdururum diye düşünmüş olabilir.
İddia ortaya atıldığında şok oldum.
Bu davayı kazanacağız. Çünkü kanıt yok, delil yok.
Sadece yalan beyan var.”

Yazarın Tüm Yazıları