Pazarlık ‘en’ler

* EN UZUN FRAGMAN: Cem Yılmaz’ın yeni filmi “Pek Yakında”nın fragmanı. Başından sonuna dikkatle izleyince konuya hemen hemen hakim oluyorsun. “Çektiğimiz her sahneden bir kuple verelim usta” mantığından dolayı da hayli sıkılıyorsun...
* EN TÜRKAN ŞORAY ÇİFT: Çağatay Ulusoy ve Serenay Sarıkaya. Malum dizilerinin yeni sezonunda “Öpüşmeyiz” kuralını getirmişler. Hay bin kunduz demek istiyorum, sen öpüşmezsen o öpüşmezse nasıl inanacağız o dizideki aşkın gerçek olduğuna...

* EN KAFASI KARIŞIK ŞARKI: Hadise’nin son albümünde yer alan “Prenses” adlı şarkı. Bir yanıyla pop-feminist (“Özgürlüğüme gölgeyi hakaret sayarım”, “Kadının gücünü hafife alma” sözleriyle...) bir yanıyla da koca eviyle baba evi arasında seçim yapan bir muhafazakâr hissiyatname (“Prensesler gibiydim ben baba evinde, el üstünde tutulmazsam hep el kalırım” sözleriyle...)
* EN ŞIK BEDAVA: Elbette U2’nun 13 Ekim’e kadar iTunes’dan bedava indirilecek son albümü “Songs of Innocence”. U2’nun bu hareketinden sonra bizden kim böyle bir şey yapsa ilgi görür, çılgınlar gibi albümü indirilir diye düşündüm.
Kendi kendime yanıtım, “Hiç kimse” oldu.
Çünkü bu biraz heyecan işi. Hangi şarkıcının son albümünü heyecanla bekliyoruz ki?
* EN PAHALI: Apple’ın İstanbul’a mağaza açmasıyla birlikte iPhone’ların fiyatı biraz düşer diye bir umut vardı.
Buyrunuz, o umut yeni iPhone 6’nın Türkiye fiyatının açıklanmasıyla (en ucuzu 2.349 lira ) suya düştü bir kez daha. Anlaşılan yine yurtdışından, özellikle Amerika’dan yeni telefon siparişleri başlayacak yakın zamanda.

Uçak bileti kadar para verip...

Önceki günlerde yazmıştım, “Yabancı konserlere ilgi azaldı mı?” diye.
Birçok yorum geldi okurlardan.
En çarpıcı yorumlardan biri şuydu:
“Hayır, aslında seyircinin konserlere ilgisi azalmadı ama hepsine gidemiyoruz, çünkü biletler pahalı!
O kadar para verip bir de konseri sahne yanına kurulan perdeden izlemek zorunda kalmak kötü bir his.
En önden seyretmek için ise uçak bileti kadar para ödemek gerekiyor. Yani sorun aslında ekonomik!”
Eh, doğru söze ne denir...

İnşaat ya Resulullah

Torun Center’daki asansör faciası ve dört bir yanımızda
yükselmeye devam eden dev rezidanslar...
İki yıl önceki Tasarım Bienali’nde gördüğüm bir iş, aslında şu anki vaziyeti ta o zamandan gayet net özetlemiş:
Aydan Çelik’e ait olan İnşaat Ya Resulullah, cami minareleri arasına asılan mahyalardan birini iki inşaatın arasına yerleştirmişti.
Görenler bir daha bakmadan geçemiyordu.
Bu eleştirel ve çarpıcı fikrin 2011’deki Birikim Dergisi’nin kapağında yer aldığını, sanatçının oradan alıp bienale taşıdığını da not düşeyim.

İSTANBUL mekan Top 10
(6-14 Eylül tarihleri arası)

1. Pizza Emirgan / Emirgan (2)
2. Lucca / Bebek (1)
3. Sunset / Ulus (3)
4. The Bar / Kuruçeşme Les Ottomans (4)
5. Ulus 29 / Ulus (5)
6. Delicatessen / Nişantaşı (6)
7. Nopa/ Nişantaşı (-)
8. La Petite Maison / Nişantaşı (-)
9. Colonie / Karaköy (8)
10. Divine / Nişantaşı (10)

Eğlenceliydi, ama yine de almayayım

Karaoke delisi arkadaşların ısrarıyla geçenlerde kendimi Ortaköy Princess Oteli’nin altındaki karaoke barda buldum.
Küçük, havasız, sorgu odası gibi bir yere kapanıp şarkı söyleyip durduk.
Tamam, çok eğleniyorsun filan da, yine de ben almayayım.
Bir süre sonra sesler, melodiler, konuşmalar birbirine karışıyor. Fazlasıyla kakafoni…

Pek yakında

Nişantaşı’ndaki St. Regis Oteli’nin brasserie’sinin ekim ayında açılmasıyla Beymen Brasserie’ye esaslı bir rakip gelmiş olacak.
Bakalım yılların Beymen Brasserie’si bu rekabeti göğüsleyebilecek mi?