Paylaş
Biri, Tarkan’ın “Tatilimi Türkiye’de yapıyorum” çağrısını yapmasıydı.
Diğeri de, yurtdışına tatile gideceklere yeni vergiler, yaptırımlar filan uygulanmasıydı.
Bu iki mega fikir yetmemiş olacak ki, bir köşe yazarı da geçenlerde şunu önerdi, önerebildi:
“Mykonos’a gidiş gelişi zorlaştırmak için kişi başı bin Euro vergi koyalım.”
Sanırsın memleketin hepsi yazın Mykonos’a akın ediyor, Eda Taşpınar’ın kiraladığı evde çoluk çocuk kalıp tatil yapıyor.
Oysa Mykonos’a tatile gidenlerin çoğu zaten Bodrum ya da Çeşme’de yazı geçirenler.
Onların da bir kısmı zaten tekneleriyle Yunan Adaları’na açılıyor, oradan Mykonos’a ulaşıyor filan.
Yani yüzdenin yüzdesinin de yüzdesi...
Onların da neden gittiği ortada.
Ortam rahat, ortam eğlenceli, e bir de daha makul fiyatlar (gerçi Mykonos pek öyle değil).
Bu über baskıcı fantastik önerilerle vakit kaybedileceğine kamerayı kendimize zoom’lasak iyi olur.
İyi para kazanan Türkler neden yurtdışına tatile gitmeyi tercih ediyor diye...
Teoman kafası
Tempo Dergisi’ne verdiği röportajda şöyle demiş 48’lik Teoman:“Yaşlanmaktan değil, sıkılmaktan korkuyorum. Gençken kendini var etmek gibi bir amacın oluyor. Kendi hesabıma, sıradan biri olmama hayallerindeydim ve yaptığım işe bak...Daha klişe bir meslek yok!”İtiraf edin, hanginiz Teoman’ın yerinde olsa “yaptığım iş çok klişe” diyebilirdi!Teoman bu yüzden Teoman galiba.Bu nedenle cool.Yeter ki sen sıkılma Teoman, aman diyeyim...
Oscar kafası
Bu gece yarısı herkes bir Oscar kafası yaşayacak.
Acaba sabaha kadar seyretsem mi seyretmesem mi filan diye kendi içinde gidip gelecek.
Bir de Oscar izleme partisi kafasına girenler var.
Bu da güzel. Hoş bir kafa.
İşte o kafaya girenlerin bir kısmı bugün Soho House’da sabahlayacak. Çünkü sinema salonunda Oscar izleme partisi var.
Orada olacağım, ne oldu bitti, anlatırım artık.
Jolly Joker kafası
Memleketin önde gelen canlı müzik mekanlarından Jolly Joker’in programı beni her seferinde şaşırtıyor.
Çünkü bir gece Selami Sahin çıkıyorsa Jolly Joker’de ertesi gecelerde Cem Adrian ya da Ceyl’an Ertem sahne alıyor. Hemen sonrasında ise Serkan Kaya’yı, Koray Avcı’yı izleyebiliyorsun.
Olmadı üstüne Yıldız Tilbe’yi, Model’i, hatta Yeni Türkü’yü...
Bostancı Gösteri Merkezi’nin konser takvimi bile böyle bir çeşitlilik, böyle bir karmakarışıklık görmemiştir.
Jolly Joker kafası gerçekten uzun süredir gördüğüm en mozaik en ‘türlerin kardeşliği adına’ kafası...
Klipleri sündürme kafası
Yok, yerli kliplerden bahsetmiyorum.
Onlar halen bir güzel kız ya da yakışıklı oğlan, bir lüks spor otomobil, acayip bir malikane kombininden yürümeye devam ediyor.
Klip sündürme/uzatma işini en şık kotaranlar ise Lady Gaga ve Lana Del Rey.
Mesela Del Rey’in yeni yayınlanan Freak videosu 11 dakika sürüyor.
Rihanna’nın Work’ü ise daha da coş.
Aynı şarkıya iki ayrı klip çekilip birbirine eklenmiş.
Hangisini istersen YouTube’da durdur, seç, oynat...
Peki bu neyin kafası?
Şu gibi kafalardan olabilir:
Müzik videosu işinin artık sanat haline dönüşmesinden...
Uzun videonun daha karizma, daha cool, daha kalıcı gibi görünmesinden...
Snapchat kafası
Paylaştığın fotoğraf ya da video bir süre sonra kendi kendini imha ediyor. Yani arkanda iz/belge bırakmıyorsun.
Bugünlerde herkes o kadar çok snapchat paylaşımı yapıyor ki, neredeyse 24 saatlerini (tuvalet ve seks hariç) sevenleri/sevmeyenleriyle en dip ayrıntısına kadar paylaşıyor.
Geçtiğimiz akşam snapchat sevdalısı bir grubun içine düştüm. Dakikada bir video attılar, kameraya konuştular. Doğrusu bu ya, onlar adına ben yoruldum.
Çünkü bu snap deliliği sürekli canlı yayına çıkmak ya da kendi kendinin gönüllü ‘big brother’ı olmak gibi bir şey...
‘Annem benimle aynı yaşta görünüyor’ kafası
Ceylan Çapa, annesi Şebnem Çapa’yla beraber çektirdiği bir fotoğrafını Instagram’da paylaşmış.
Şebnem Hanım o klişe tabirle Ceylan’ın ablası, hatta bırakın ablayı, ondan bir-iki yaş büyük en yakın kankası gibi görünüyor fotoğrafta.
O denli ışıl ışıl bir gençlik, tazelik var üzerinde.
Ceylan’ın takipçilerinden birinin şu sözleri durumu pek güzel özetliyor aslında:
“İlkokuldaki veli toplantısına geldiği gibi, maşallah hiç yaşlanmamış.”
Valla bu “annemle ben aynı görünüyoruz” kafası güzel bir kafa. Tam günümüzün aynası/ambiyansı.
Çünkü artık herkes kendine fazlasıyla iyi bakıyor.
‘Taha Özer parfümü’ kafası
Tabii ki bu kafanın baş sorumlusu 16 milyonluk takipçisiyle Dan Bilzerian. Onun gibi yaşama/olma/görünme hevesi günümüzün en popüler hobisi, hatta mesleği.
Bilzerian’ın izinde yürümeye kendini programlamış görünenlerden biri de malum, bizim ellerden Taha Özer.
Bu yerli Instagram fenomeni en son Hürriyet’e verdiği röportajda, “Birlikte olduğum kadınları Milano uçağında saydım, baktım uçak iniyor ben hâlâ sayıyorum. 400’de kaldım” demiş, uyumadan önce koyun sayar gibi uçakta kadın saydığını müjdelemişti.
Özer şimdi de parfüm çıkarmış.
Hatta geçenlerde lansman yaptı, kokusu bana kadar geldi.
Şahsen ben Taha Özer kafasına girmek için günde 1500 doz o parfümden üzerime sıkmayı düşünüyorum.
Bana yaklaşırken bir daha düşünün derim.
Paylaş