Paylaş
“Arabesk dinlemek vatan hainliğidir, dinlememek ise vatanseverliktir” diye abartılı şekilde kestirip attığına göre herhalde gelmez, Gencebay’la aynı ortamda bulunmak istemezdi.
Özlenen/arzulanan bu değil elbet.
Arzulanan gayet insani: Birbirini sevmese dahi herkes aynı çatı altında buluşabilsin. Birbirine tahammül edebilsin.
Klişe ama, bizde her tat var sonuçta: Arabesk dinleriz, Ajda’yla Sezen’le poplanırız, Bach’ı blues’u ve cazı anlamaya çalışırız...
Aynı mozaik ruh aslında çok eskiden, Tepebaşı’ndaki Cahide’ye sevgilisiyle sık sık takıldığı zamanlarda Fazıl Say’da da vardı.
O dönem İbrahim Tatlıses’in “Ağrı Dağı”nın remiksi sıkça çalardı o mekanda. Kulaklarını tıkamadıysa, Say da dinledi o bam bam remiksi.
Say’la Gencebay’ın aynı çatı altında olma fantezisini bir yana bırakırsak, GQ gecesinde fantezi olmayan, gayet gerçek bir şey de oldu.
Yılın erkeği ödüllerinden biri Zenne’nin yönetmenleri Mehmet Binay ve Caner Alper’e gitti. Ve Mehmet Binay, gayet heteroseksüel çizgiye sahip derginin gecesinde, “Bu ödülün iki gay’e veriliyor olması bu ülkede çok önemli” diye bolca alkış alan bir konuşma yaptı.
Demek ki bazen aynı çatı altında farklı dünyalar bir araya gelebiliyormuş bu ülkede. Hır gür olmadan. İtişip kakışmadan.
Üstelik gayet şık ve smokinli olarak...
Lopez konseri nasıldı
Malum soruya hızlıca yanıt vereyim:
- Lopez konser boyunca çok sempatikti, çok şahane dans etti, çok popo salladı ama aynı zamanda çok da konuştu.
Sık sık durup konuşması haliyle şovun temposunu düşürdü.
- Şov mu? Fazla parlaktı, fazla ışıltılıydı. Öyle büyük bir prodüksiyona sahip bir şov değildi. Aynı klasmandaki diğer şarkıcılara göre ortalamaydı, sürprizsizdi.
Hatta bir süre sonra, “Beş dakika önce de benzer bir şey yapmadı mı yahu?” demeye başlıyordu görsel bellek.
- Lopez kimi zaman playback kimi zaman canlı söyledi şarkılarını. Bu da gayet doğal. Zaten kimse Jennifer Lopez’in sesini dinlemeye gitmiyor. Şovuna, fiziğine bakmak için gidiyor.
- Söyleyecek şarkısı az olduğu için konser çabuk bitti. Kısa ve acısız yani!
- Konser öncesi seyirci ölü gibiydi. Ne bir hareket ne bir ıslık...
Hele öndeki seyirciler, pazara armut almaya giderken yolu yanlışlıkla Lopez konserine düşmüş gibi olaydan bihaber ve ruhsuzdu. Normalde öndeki seyirci şarkıcının koyu hayranları olur.
Bolca hoplayıp zıplar ve tansiyonu yükseltir.
Bizde -ilk gecenin etkisi olsa gerek- ön kısımlar davetli doluydu ve sadece “oradaydım” adlı meşhur ruh haline sahipti.
- Ataköy Atletizm Arena’ya tek bir kapıdan giriş yapılması ve içerideki tuvaletlerin kapatılması herkesin tepkisini çekti.
Bakalım bu gece Ülker Sports Arena’da durum ne olacak?
Reina’daki after party nasıldı
Ve gelelim ikinci soruya: Reina’daki Jennifer Lopez after party’si nasıldı? Onu da hızlıca yanıtlayayım:
- Bir ara umudu kesmiştik, Jennifer Lopez gelmeyecek sandık. Süreyya Yalçın bir Lopez edasıyla en süslü ve parıltılı versiyonuyla mekana girdiğinde ise, “Hani JLo gelmese de olur, Süreyya bize yeter” diye düşünmeye başladık.
- Ama beklenen olmadı. Önce dansçıları ardından Jennifer Reina’ya geldi. Mekanın bir köşesi hemen onlara ayrıldı. Korumalar etten duvar ördü, o da yetmedi bir çizgi çekildi JLo’nun olduğu locanın önüne.
- Reina’nın açık alanında eğlenenler bir ara Lopez’i görmek için içeriye girmek istedi ama güvenlikçiler hayli katıydı. “Listede adınız yok” dediler ve işte o zaman “Beni nasıl almazsın” başlıklı meşhur tartışma koptu.
- Pınar Altuğ’la karşılaştık, “Ya ne kadar güzel kadın” diyordu Jennifer için. O ne şüphe, bir içim suydu JLo.
- Mehmet Koçarslan bir ara Jennifer’ın yanına gitti, uzun uzun konuştu. “Acaba ne konuşuyor?” diye merak ederken bir de baktık, Jennifer ve Casper’ı almış, dışarıya sürüklüyor Koçarslan. Meğer orada Lopez için mini bir şov hazırlatmış.
Önce üç tane dansöz çıktı. Lopez’in önünde dakikalarca kıvırdılar. Ama hayır beklenen olmadı, Lopez oltaya gelip dansözlerle kıvırmadı. Sadece dansçıları dansözlerle göbek attı.
- Sonrası? Şampanya patlatmalar, havai fişekler ve Lopez’in yoğun ilgiden bunalıp partiyi terk etmesinden ibaret...
Paylaş