Paylaş
Programa katılan ünlüler az ve öz, hedefe odaklı konuştu. Beyaz ve Şebnem Sunar Küçük’ün moderatörlüğü de gayet akıcı ve başarılıydı.
- Bağış gecesini ekran başında izleyenlerin kafasından şunlar geçti sık sık: “Lüks arabalarıyla bilinen şu şu işadamı niye arayıp bağış yapmadı?” ya da “Milyonları olan ünlü hani nerede?”
- O nerede bu nerede diye sayıklanırken sessiz sedasız ekranın altındaki banttan “Hakan Uzan 500 bin lira” yazısı geçti. Bu kez de, “Gerçekten o meşhur firarzede Uzan mı?” diye sayıklanması kaçınılmazdı tabii.
- Show TV’nin ortak yayına katılmaması ve tabii Show TV deyince akla gelen tek isim olan Acun Ilıcalı sosyal medyada bir hayli eleştirildi.
Ama Acun programı aradı ve bir okul yaptıracağını açıkladı.
- Beyaz ve Pınar Altuğ, Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar’a herkesin “çadırlarla” ilgili merak ettiği soruları sordu. Yanıtlar tatmin edici değildi elbet. Bir felaket daha olursa çadır sayısının yine yetersiz kalacağını öğrenmiş olduk.
- Alakasız bir not: Meryem Uzerli’nin az Türkçe konuşabilmesi ve şaşkın ve doğal hallerle etrafına bakınıp durması pek hoştu.
- Alakalı not: Oya Başar’ın “şehitlerimiz için de bir gece yapılsın” önerisi çok alkışlandı yayın esnasında.
Bence de yapılsın, tamam. Çok güzel olur.
Peki sonra? O sorunun çözümü bağış gecesi yaparak geçecek mi? Sanmıyorum.
- Şebnem Sunar Küçük’ün Başbakan Erdoğan’a kaçak yapılaşmayla ilgili neler yapılacağını sorması yerindeydi. Keşke bunun ardından, “Yıllardır toplanan deprem vergileri nereye gitti? Nasıl kullanıldı?” diye de sorabilseydi!
- Evet o gece çok iyi para toplandı, tek yürek olundu.
Ama bu topraklarda yaşamanın bir sonucu işte, şimdi herkesin kalbinde aynı şüpheli soru var:
Bu para gerçekten depremzedelere mi gidecek?
Kalem kalem bağışın nereye gittiğini görmek istiyoruz!
Özür dilemeyi becerememek
Önce Onur Air...
Ünlü şirket, Facebook’ta açtığı grubu her “like” edenin depremzedelere bağış yapmış olacağını açıkladı.
İyi niyetliydiler belki, ama yöntemleri kötü ve ucuzdu.
Bu yardım kampanyası daha çok sosyal medyadaki etkinliklerini artırmaya yönelik olarak algılandı.
Ki ben de öyle algılayanlardan biriydim.
Ama ne oldu? Onur Air özür dileyeceği yerde zeytinyağı gibi üste çıktı ve “kampanyayı anlamayanları” kibarca küçümsedi, suçladı!
Ve Müge Anlı...
Programında ettiği laflar yüzünden bölgedeki halkı provoke getirdi, kendi kanalının protesto edilmesine yol açtı.
Tüm bunlara rağmen yaptığı sabah programında özür dilemek istemedi, o da zeytinyağı gibi üste çıkmayı yeğledi.
Ta ki bir radyo programına bağlanıp özür dileyene kadar...
Ne yazık ki özür dilemeyi bir türlü kendimize yediremiyoruz. Gurur meselesi yapıyoruz.
Ama direttikçe işte, daha da batıyoruz Titanik misali.
Paylaş