Paylaş
Onların Mad Max serisini anımsatan kostümlü fotoğraflarına bakılıyor ve Burning Man hakkında kafalarda bir şey canlanıyor.
Daha önce festivalle ilgili hiçbir şey duymamış biri bile Burning Man hakkında fikir sahibi artık.
Son olarak Oğulcan Engin’in festivalde giydiği renkli taytı, kürk görünümlü beyaz moher ceketi vesilesiyle bir Burning Man imajı oluştu kafada.
Tayt klasik tabii, sosyal medyada geyik konusu oldu.
Oysa Oğulcan Engin’in kostümü Burning Man gibi bir özgürlükler diyarı için muhazafakar bile kalmış.
Esas soru ya da sorun şu:
O tayt Türkiye’deki bir festivalde de giyilebilir miydi?
Tamam, Burning Man’in kendine has bir dünyası, ortamı var.
Orada o tayt “normal” kalıyor.
Ama neden İstanbul’da yapılan bir festivalde de giyilmesin?
Bence kesinlikle giyilebilmeli.
Çünkü ancak o zaman o taytın bir anlamı var.
Sonuçta Burning Man’i yaratanların (Larry Harvey ve Jerry James) amacı bir zamanlar şunlar değil miydi:
Bireysel özellikleri daha fazla ön plana çıkarmak, yaratıcılığı en saf haliyle dışa vurmak, dayatılan toplum kurallarından uzaklaşmak hatta onları yıkmak, özgüveni artırmak ve aslında dünyaya ilham veren yeni bir kültür inşa etmek...
Dayatılan kuralları ve kendini ifade etmeyi sadece Burning Man sınırları içerisinde gerçekleştirip kürkçü dükkanına dönünce her şeyi unutuyorsan, o zaman sadece bir fotoğraf karesi olarak kalma riskin var.
Keşke öyle olmasa.
Oğulcan ya da festivale katılan herhangi başka bir Türk burada da benzer kostümlerle kendini ifade etse, edebilse.
“Ne düşünürler” diye aldırmasa.
Oradaki kadar cesur ve ilham veren olsa.
Keşke.
Olan Nusret’in karizmasına oldu
Nusret’in Narcos dizisinde aslında oynamadığı ortaya çıktı ve herkes yıkıldı. Aslında tanıtım filmi bile bana sorarsanız şık bir hareketti.
Ama çok geçmeden anlaşıldı ki o tanıtım filmi de sadece bize yönelikmiş.
Netflix başka ülkelerin lokal ünlüleriyle benzer tanıtım filmleri çekmiş.
Kısacası Nusret ve Narcos durumu fazla abartılmış.
Keşke Nusret bu projenin iletişimini baştan doğru kursaydı.
Ama görünen o ki, Netflix’çiler sürpriz bozulmasın diye son ana dek net bir bilgi vermesini istemedi.
Olan Nusret’in karizmasına oldu!
Çağla Şikel’in astral seyahati
Çağla Şikel bir röportajında meditasyon yoluyla kendi cenazesine katıldığını açıklamış.
Böyle şeylere inanıp inanmamak serbest ama bu öyle dalga geçilecek bir mevzu değil.
Doğrusu -eğer Çağla Şikel bizimle dalga geçmiyorsa- bahsedilen şey heyecan verici.
Çünkü kendi cenazeni görmek demek başka bir zamanda gerçekleşecek bir olayı görmüş ver oraya gözlemci gibi gitmişsin demek.
Yani aslında astral seyahat.
Ruhun bedenden kısa süreliğine ayrılması olayı.
Ve bunu yapmak hiç de kolay bir şey değil.
Hatta çoğu spritüelci söyler, gidip de geri dönememek var, çok riskli diye.
Paylaş