Paylaş
Sevgiliye dair sürpriz detayı da hiç sakınmayarak:
“Yıllar sonra İzmir’de biri arkamdan seslendi. Bir baktım bizimki. Transseksüel olmuş.”
Nurgül’ün anlattığı bu geçmiş bahar mimozaları anısı, Pedro Almodovar’ın “Annem Hakkındaki Her Şey” filmini anımsatıyor.
Filmin ana karakteri Manuela yıllar önce çıktığı, hatta ondan bir çocuk sahibi olduğu adamın trans-kadın haliyle karşılaşıyor/buluşuyor finalde.
Nurgül’ün anısından tek farkı, Almodovar’ın Manuela’sı için adamın artık bir trans-kadın olması sürpriz değil.
Bunu yıllardır zaten biliyor.
Gündelik hayat sıkıntıları
- TAKSİCİLER Kısa mesafe için yolcu almayan 365 taksiye iki ayda 26 bin liranın üzerinde ceza kesilmiş.
Bu tür cezaların taksicileri yıldıracağı elbette yok.
Bindiğinizde siz sormadan şunu söylüyorlar zaten:
“Ne tarafa? Şu tarafaysa hayatta gitmem. Ancak şuralara gidebilirim!”
Yani taksici gideceği yeri söylüyor, siz uyarsa biniyorsunuz.
Ya da güç bela taksiciyi -eğer iyi günündeyse- ikna etmeye çalışıyorsunuz. Zor iş, yorucu iş.
- YEMEK SİPARİŞİ Bu da bir başka yorucu iş.
Yemek siparişinde en çıldırtıcı süreç, o yemeği beklemek!
Çünkü bazen bir saatte zor geliyor ve insan o bir saatte -eğer evde yiyecek hiçbir şey yoksa- küçük çapta bir sinir krizi geçirebiliyor. Bütün motosiklet seslerine kulak kabartmaya bile başlıyorsun, “İşte bu sefer kesin benim sipariş geldi” filan diye... Sipariş geldikten sonraki çile ise yemeğin soğuk olma olasılığı.
Fena açsan, yemeği geri göndersen ayrı bir dert, yine bir bekleme süresi...
Yemeğin soğukluğuna katlanıp yersen, bu kez de içten içe bir “O kadar para verdim, yediğim şeye bak” azabı...
Velhasıl yemek siparişi dediğin çok sancılı bir modern hayat işkencesi.
Ünlülerin üniversiteli halleri
Önce Kıvanç Tatlıtuğ’un finallerine çalışmayı istediği için oynadığı dizinin o haftaki bölümünde daha az görünmesi...
Şimdi de Fahriye Evcen’in Boğaziçi Tarih Bölümü’nde okuduğunu ve gayet çalışkan bir öğrenci olduğunu Cengiz Semercioğlu’nun dünkü röportajı sayesinde öğrenmemiz...
Ünlü kişi topluma örnek olmak zorunda asla değil.
Ama onların hayatı sadece setlerde geçirmeyip set arasında üniversiteye gittiğini, en azından buna vakit ayırmaya çalıştığını bilmek/görmek/duymak ilginç.
Şu açıdan: Artık öyle bir hale geldi ki, azıcık eli yüzü düzgün olan yeni nesil üniversiteli bile kapağı dizilere atmayı, yani oyuncu olmayı planlıyor.
Çünkü bir an önce ünlü ve görünür olmak, nehrin karşı yakasına geçmek günümüzün en arzu verici hadisesi.
“Oyunculuk” da bunun en güzel, en kral elbisesi.
Halihazırda okunan bölüm ise bir an önce bitirilmesi gereken bir küçük “detay”.
O yüzden ünlü olanların set arasında bile olsa üniversiteye koşturması, üniversitenin yeniden arzu nesnesi haline gelmesi bakımından şahane bir artı değeri var.
Paylaş