Nasıl geçti habersiz hafta sonu Gecelerden

Gecelerden cumartesi...

Şişhane’nin ara sokaklarında şıkır şıkır giyinmiş üç sarışın genç kadın yüksek sesle konuşarak yürüyor.

Büyük olasılıkla Public’ten çıktılar, ıKSV’nin yeni binası Deniz Palas’a gidiyorlar. Orada yapılan Miller Music Factory yarışmasının finaline...
Geçen kışı düşünün. Buranın ara sokaklarında bu genç kadınların böyle rahat dolaşabileceği aklınıza gelir miydi?
Artık inanılmaz bir sirkülasyon var bu bölgede. Giderek de artıyor.
Üç-dört ay öncesinde “yeni trend şişhane, yürüyün millet” demiştim, gerçekten de öyle oldu, hatta Şişhane kendini aştı kısa sürede.
Ankara çıkışlı Big Chefs ağzına kadar doluydu o gece. Kitlesini beğenelim beğenmeyelim Public de öyle... Hatta bir süre sonra içerisi ağzına kadar doldu diye kapılar kapandı, bu kez de dışarda bekleyen isyan etti. Zor iş...
Yeni açılan Miss Pizza ise Cihangir kitlesini ağırlıyor çoğunlukla.
Ve açıkçası yeri çok avantajlı. Dışarda oturuyorsan hele, gelen geçeni seyretmek şahane. Miss Pizza yakın zamanda Otto’laşabilir. Bakalım, zaman gösterecek.
şişhane’deki hareket pek yakında daha aşağılara, Karaköy’e doğru inen sokaklara da taşacak.
Belediye bunun hazırlıklarını yapıyormuş. Önümüzdeki kış yeni akış noktası oralar olacak yani, demedi demeyin.
şimdi şişhane’de görüp şaşırdığımız tüm o tipler gelecek kış oranın sokaklarını arşınlayacak. “Nerede mekan açsam?” diye düşünenlere duyurulur.
Ayrıca Belediye’nin bir başka projesi de, eski Amerikan Konsolosluğu Binası’ndan itibaren Public’in olduğu yere kadar yolu trafiğe kapatmakmış.
Eğer bu gerçekleşirse ortamdaki sirkülasyonun daha da kopacağını söylemeye gerek yok sanırım.

“DÖRT TANE EVLİ SEVGİLİM VAR!”

Şişhane’de yeterince takıldıktan sonra soluğu Nu Pera’da aldım.
Buranın kitlesi her zaman “ergenlerden arındırılmış” oluyor, daha çok 25 yaş ve üstü...
Bir borsacı arkadaşıma rastladım Nu Pera’da. Kendisi -hani şu şehrin orta yerindeki- yeni ve lüks residence’lardan birinde yaşıyor.
Bekar ve gözde bir 30’luk kısacası.
“şu anda dört tane evli sevgilim var” diye bir itirafta bulundu birdenbire! “Nasıl yani?” dedim, anlattı: “Bekar kadınlarla çıkmıyorum, derdi çok oluyor. Neredesin, nereye gittin, ne yaptın; habire bir sorgulama pek halindeler. Ama evli kadınlar şahane. Soru yok, sorgulama yok. Kısıtlı zamanlarda bol sevişme var. şimdinin evli kadınları ne kadar mutsuz bir bilsen!”
Konuşma böyle devam ediyor. O anda epeydir düşündüğüm yazı dizisi için “hemen yapmalı” kararını veriyorum. Konu şu: şehirli, 30’luk bekar erkeklerin yeni yaşam biçimi. Konuştuğum borsacı tam onlardan işte. ılginç bir örnek. Daha neler neler var... Yaşam biçimini anlatmak isteyen bana mail atsın, onu da duyurmuş olayım unutmadan...
Borsacı arkadaşı geride bırakıp alttaki kulübe inmek istiyorum.
Ama yok, kapalıymış. Oysa geçen haftalarda yazmıştım. Salıncak yapmışlar buraya, ne güzel sallanıyorsun diye. Sadece özel partilerde açacaklarmış alt kat kulübünü.
Hata, büyük hata diyor ve soluğu X-Large’da alıyorum.

DRAG QUEEN’LİĞİN EĞİTİMİ DE VARMIŞ

Burası da dolu. Ve içerdeki kadınlar çığlık çığlığa. Tamam, biraz abarttım, hayret nidaları yükseliyor ağızlarından, çığlık demeyelim. Peki neden?
Sahnede dans eden iki çıplak adam yüzünden. Çıplak dediysek, adamların altlarında mini şortlar var tabii. Bol parıltılı ve dar. Adamlar kaslı ve kıvrak müzik eşliğinde dans ediyorlar.
Onlardan hemen sonra sahneye bir draq queen çıkıyor. 70’ler kostümü içindeki bu drag queen’i tanıyorum. Çok başarılı bir dansçı ve koreograf olan Ahsen.
ışini çok iyi yapıyor gerçekten. Sahneye çıktığı andan itibaren herkesi avucunun içine alıyor ve coşturuyor.
Ve az sonra drag queen olmak için Almanya’da eğitim almış 22 yaşında bir gençle tanışıyorum. “Bunun eğitimi mi var, ilk kez duyuyorum” deyince anlatıyor: “Aslında buna karnaval dansçılığı eğitimi deniyor ve tabii ki ciddi bir iş olduğu için eğitimi var”.
Ve sürpriz; mart ayında X-Large’da “1. En iyi Drag Queen Yarışması” yapılacakmış. Profesyonellere değil, tamamen amatörlere açıkmış bu yarışma.

GECEDEN KALAN DİĞER ŞEYLER...

* Miss Pizza’da rastladığım bir arkadaş bandaj sarılmış elini gösterip “Bak beni de Lucca’da ısırdılar” dedi. “Hoppala” dedim, “Kim, nasıl?”. Meğer oradaki beyaz. şaşırdım, o uysal köpek mi yani? Meğer daha önce Erdal Acar’ı da ısırmış köpek. Vukuatı bolmuş yani.
* Eren Talu gezdiğim bölgenin yıldızı adeta. Onu hep Off Pera’da görürdüm, o gece Public’te takıldı. Yalnızdı.
* Tolga Egemen ve Derin Mermerci çifti Nu Pera’daydılar. Cool bir çift gerçekten.
* Cemil İpekçi X-Large’daydı. Hemen iki adım ötesinde ise ayrıldığı sevgilisi Ender vardı. O gece hiç konuşmadılar. Cemil ıpekçi arkadaşlarıyla gayet mutlu görünüyordu.
Yazarın Tüm Yazıları