Muhteşem üçlü ya da bir magazin enstalasyonu

Caner, Asena ve Berkay... Şu gergin günlerin kendi aralarında gerilip duran muhteşem üçlüsü.

Haberin Devamı

Bir acayip kombinasyon. Bir bitmeyen pembe dizi.
Bir, “Bu mekânda ben eğlenicem, o gelmesin ya” kovalamacası, mızıkçı sensin oyunu.
Bir Türk magazin enstalasyonu. Güncel sanat fuarlarında sergilense 10 numara iş!
Ortam dinlemesi nedeniyle takip edemeyenler Alice’in tavşanı gibi şu cümleyi takip etsin: Karakterlerimiz önce bir mekânda sonra da Nişantaşı sokaklarında piştilenmeye doyamadı.
Berkay’a göre Asena resmen onu takip ediyor.
“Ben kaçtıkça o geliyor” diyor mağdur Berkay.
Bir tür Öldüren Cazibe yani, Glenn Close.
NASIL BAŞARIYORLAR
Tamam, İstanbul’da bu üçlünün dolaşacağı yerler belli:
Ya İstinye Park ya Bebek-Etiler ya da Nişantaşı.
Ama her seferinde nasıl dip dibe düşmeyi başarıyorlar?
Yoksa birbirlerinin telefonunu mu dinliyorlar?
ASLINA BAKARSAN...
Aslında muhteşem üçlünün özeti şu:
Hiçbiri yaşanan olayın unutulmasını, gündemden düşmesini filan istemiyor. Aksine bu pembe dizi sürsün, bundan daha çok nemalanalım derdindeler.
Görünen algı bu.
Asena’nın taksiye binerken yaptığı zafer işareti de bu sebepten.
Ama bu kez bir eksiği var: Keşke o ilginç kostümlerinden birini giyseydi. O zaman tam olacaktı.
Bu tanıtım fırsatı kaçmazdı...

************************

Adaletsiz seçim

Haberin Devamı

Tam da nisan ortası 12 şarkılık yeni albümünü çıkaracaktı. Çok çalışmıştı, heyecanlıydı.
Tam da fıstık gibi olmuştu, “Çok kilo aldı” diyenlere inat incecik kalmıştı. Kendini iyi hissediyordu, morali yerindeydi.
Ve o haber geldi.
Tekrar cezaevine gireceğini söyleyen o girdap haber.
Yolsuzluk yapanın bile üç ayda özgür kalabildiği bir ülkede onu yeniden hapse yolluyordu adalet.
Bu ortamda hangimizin adalete inancı kaldı ki?
O yüzden Deniz Seki haklı olarak isyanda.
Avukatı Naim Karakaya da...
Keza yaptığı açıklamada, “Kaldırılan özel görevli mahkemelerden birinin kararı vermiş olduğuna” dikkat çekmiş.
Söylemesi kolay farkındayım, ama şu an kendini bırakmaması gerekiyor Deniz’in.
Ve şarkılarını söylemeye devam etmesi... Ne olursa olsun.

******************

Namaz öncesi selfie

Oyuncu Tolga Güleç cuma namazı kılmadan önce camii içinde abisiyle beraber ‘selfie’ çekmiş.
Fotoğrafı görünce yadırgamadım.
Selfie neden ibadet alanlarına sızmasın ki?
Bu konuda muhafazakâr olunmalı mı? Bence olunmamalı.
Ama işin şöyle bir yanı da var elbet.
Camii, cemevi, kilise, sinagog, aşram; yani bu tarz alanlarda çekilen selfie’ler aynı zamanda şunu da akla getiriyor:
Ruhani gösteriş.

*****************

Şehirde en son neler oldu

Haberin Devamı

* AHU YAĞTU’NUN VINTAGE GECESİ...
Markası auvintage’ın birinci yaşını Happily Ever After’da kutladı Ahu Yağtu. Modayla, tasarımla ilişkisi olan hemen herkes akın etti davete. Peki neler konuşuldu?
“Evli olduğu dönemde hiçbir şey yapmadı, şimdi çalışmaya başladı” diyen de oldu, “Çok güzel kıyafet ve objeler var” diyen de...
Benim gecede en çok hoşuma giden şey ise Civan’dı.
Civan dediğim, retro bir tasarım markası. Sadece erkeklere yönelik kıyafetler tasarlıyorlar.
Dükkanları ise Çukurcuma’daymış...

* GIOVANNI VE ARKADAŞLARININ GECESİ...
Mövenpick Oteli’nin İtalyan şefi Giovanni Terracciano daha önce Giovanni ve arkadaşları konseptli bir yemek düzenlemişti. Şimdi o yemeklerin ikincisini, bu kez şehrin önde gelen Türk kadın aşçılarıyla beraber gerçekleştirdi.
Yemeğe öyle büyük ilgi vardı ki, doğrusu şaşırdım.
İtalyanların akın akın İstanbul’da yaşamayı seçiyor oluşuna da... Neyse, Giovanni ve arkadaşları serisinin üçüncüsü yakındır.

Yazarın Tüm Yazıları