Moda haftası notları

‘SÜNNET’İN ŞAHANE MÜZİĞİ

Haberin Devamı

Niyazi Erdoğan’ın “Sünnet” adlı defilesi hoş sürprizlerle doluydu. Öncelikle müzik tabii. Çok akıllıca bir seçim yapılarak, Björk’ün “Crystalline” şarkısını oynak Arap ritimleriyle remiksleyen Suriyeli müzisyen Omar Souleyman’ın şahane versiyonu yankılandı defile boyunca.
Ve en cool seyirciler bile bu a-acayip doğu-batı remiksi karşısında şöyle bir kıpırdanmadan, ayaklarıyla ritim tutmadan duramadı.
Bu remiksi duyup beğenen Björk’ün son albümünün remiksleri için Omar Souleyman’la çalışma kararı aldığını da altyazı geçmiş olayım.
Ve Omar Souleyman’ın da hali hazırda Avrupa’daki çeşitli festivallerde sahne alıp durmakta olduğunu...

ÇORAPLI SANDALET!

Niyazi Erdoğan defilesinde sadece müzik değil, kıyafetler de konuşuldu tabii. Öyle moda editörleri ağzıyla, “şekerim dökümlü formlar vardı, ayrıca art deco’nun izlerini gördüm” demeyeceğim tabii.
Sadece şunu söyleyeceğim: Sünnet takkeleri esprisi vardı bir kere. Modern ve cool fesler gibi. Beyaz, gri ve de siyah... Bir de ince çorapla giyilmiş sandaletler.
Ben özellikle çoraplı sandaleti pek itici buldum ama fes fantezisi eğlenceli ve de hoştu hani.
Ayrıca hardal ve buz mavisi karışımı da iğreti gelirdi, o da gözüme hoş gözüktü Erdoğan’ın gömlek ve pantolonlarında...

Haberin Devamı

SOKAĞA TAŞAN PARTİ

Simay Bülbül’ün Galata’daki atölyesinde yaptığı şovu kaçırdım ama akşam aynı mekanda yaptığı “after party”sine uğradım. Simay, Galata’nın ambiyansından beslenen bir tasarımcı. Hem tasarımları hem de kendisi buraya gerçekten çok yakışıyor.
Partiye gelince... Mekanın içerisi Ekvator sıcaklığına erişince bir süre sonra herkes kendini sokağa attı.
Ve atölyenin önündeki sokak doldu taştı.
Geçen haftalarda Galata’da yaşanan “sokakta içenler ve de onların gürültüsünden şikayet edenler”in polis eşliğinde yaşadığı gerginlikten haberdar olduğumuzdan, “Eyvah, yine gerginlik olur mu?” endişesi yaşadık elbet.
Ama neyse ki bir şey olmadı.
Arada bir sokak lambası zırt pırt söndü sadece.
Bu yanıp sönmeleri “belediye bize dağılın diyor galiba” şeklinde yorumlayanlar da olmadı değil.

Haberin Devamı

 “YOKSA BU DA MI BLOGGER?”

Defileleri en çok takip edenlerin başında blogger’lar geliyor. Öyle ki artık her şapka takanı, tişörtünü yırtıp sonra da üzerine çatal iğne filan iliştirerek “tarz” yapan herkesi blogger sanma eğilimi mevcut.
“Yoksa bu da mı blogger?” lafı en çok söylenilen şey!
Bence iyi ki varlar. Onların “tarzlarına” bakmak için bile gelinir İFW defilelerine.
Çünkü bazı defileler onların giyiminden daha renksiz ve kişiliksiz olabiliyor günün sonunda.

MEKANLARA YARADI

Fashion Week elbette en çok çevredeki mekanlara yarıyor. Nu Teras hemen çadırın yanı başında olduğu için en çok gidilen mekanlardan.
Miss Pizza, Spoil, Big Chefs ve Rook da öyle.
Civara yeni açılan Good Mood henüz hareketsiz.
Bird ise önümüzdeki hafta içi kapılarını açıyor.
Defile çadırından herkes memnun. Bir dahaki İFW için şu anda Sahaf Festivali’nin yapıldığı alanın da kiralanması söz konusu.
Son olarak: Matt Dillon niye geldi, niye vardı, o da -tıpkı Meg Ryan filan gibi- bir İFW muamması olarak tarihteki yerini aldı.

Yazarın Tüm Yazıları