Paylaş
Bu lafı söyleyen DJ İdo. Yani İbrahim Tatlıses’in oğlu.
Sevgilisinden ayrıldıktan sonra Twitter’a böyle yazmış.
“Bozuk” lafına ve tabii ki öznenin “biz” olmasına takıldım.
Sanırım 90’lılar arıza/maraz filan yerine bozuk sevgili demeyi tercih ediyor.
Duyduğumdan beri uğraşıyorum “bozuk sevgili” demeye, ama ı-ıh başarılı olamıyorum. Bir tuhaf duruyor dilde.
“Biz” öznesi de malum, türlü alt metinlere gebe:
Benim gibiler, ben ve benim küçük ordum, ben var ya ben, ben ve kareköküm...
YAŞAM MEMNUNİYETİ DERKEN?
Türkiye İstatistik Kurumu yaşam memnuniyet araştırması yapmış.
Araştırmadaki yaşam memnuniyeti değerleri şunlar:
Ev/araba/arsa satın almak ve borç ödemek, işe girmek filan...
Tamam bunlar da önemli, ama sadece bunlar üzerine mi kurulu yaşam memnuniyeti?
Araştırmanın en ilginç sonucu ise eğlence ve tatile 2012’de daha çok para harcandığının ortaya çıkması.
Eğlence derken sadece yeme-içmeden, mekanlardan bahsedilmiyor tabii. Sinemaya tiyatroya gitmek de kategori
kapsamında.
Peki ben size sorsam? Küçük bir araştırmaya girişsem?
Mesela bir haftada ya da bir ayda eğlenceye ne kadar para harcıyorsunuz?
Hadi rakamlar uçuşsun zihinde ve sonra mail atılsın.
8 MART GELİYOR, EYVAH
Şu açıdan eyvah: Yine medyanın dört bir köşesini ünlü kadınların sosyal sorumluluk pozları saracak.
Hepsi kadına şiddete dikkat çekeyim derken en çok dikkati kendi üzerine çekmiş olacak.
Geçenlerde mesela, ağlar içinde poz vermiş ünlü kadınlar gördüm.
8 Mart için poz verdikleri yazıyordu fotoğraf altında.
Tek kelimeyle manasız görünüyorlardı.
Şimdi bu pozlara 8 Kadın, 8 Hayat projesi ekleniyormuş.
Bu kez ünlü kadınlar uğradıkları şiddet sonucu hayatından olmuş kadınları fotoğraf karesinde canlandırmışlar.
Bu sosyal sorumluluk projeleri neden hep “ünlüyü al, fotoğrafını çek olsun bitsin” tadında ilerliyor?
Ucuz ve daha pratik olduğu için mi?
Oysa bir Ayşe Paşalı’nın hayatını kısa ya da uzun metraj film olarak ele almak çok daha anlamlı ve uzun ömürlü değil mi?
Şehirde bunlar konuşuluyor
AYŞE BOYNER’İN MEKAN PROJESİ!
Yemek yapmayı çok sevdiği bilinen Ayşe Boyner işi ilerletmeye karar vermiş.
Yurtdışındaki aşçılık okullarından birinde eğitim almak isteyen Boyner’in asıl hedefi, kendi restoranını açmakmış.
Ama Boyner şirketlerindeki sorumlulukları bu projesini sürekli ertelemesine yol açıyormuş.
LA PETITE MAISON MU GELİYOR
Doğuş Grubu’nun restoran atakları bitmiyor!
Şimdilerde konuşulan ise Nice, Cannes, Londra ve New York’ta şubeleri olan meşhur restoran zinciri La Petite Maison’u İstanbul’a getirecekleri...
EATALY’YE PROSEDÜR ENGELİ
Zorlu’ya New York’taki Eataly geliyor diye haftalar önce yazmıştım.
Eataly geliyor gelmesine de, şimdi de o zengin market içeriğinin buraya nasıl geleceği konuşuluyor.
Söylenen o ki, bazı yiyeceklerin Türkiye’ye girişinde prosedür sıkıntısı yaşanıyormuş. Sağlık Bakanlığı’ndan dolayı.
Aynı engelleri Kanyon’da yeni açılan Dean&Deluca da yaşamış.
Paylaş