Paylaş
- ÖNERİ: KÜRKÇÜLERE FİLM
Sevim Emre üzerine giydiği kürk için, “Kürk yapılan o hayvanları ben kesmedim, vitrinden alıyorum” demiş.
Sonra da iyi bir hayvansever olduğunu kanıtlamak için geçenlerde bir kediye nasıl yardım ettiğinden bahsetmiş.
Bu şahane laflardan anlıyoruz ki, Sevim Emre için hayvanseverlik sadece kedilere yardım etmekten ibaret...
Diğer hayvanlar, kendisinin tabiriyle “o hayvanlar.”
Uzak diyarlarda (adı kimde saklı?) yaşıyorlar.
Kesiliyor, kürk yapılıyor ve vitrinlere düşebiliyorlar.
Ama nasıl olsa kesen kişi Sevim Hanım değil.
Olayın uzaklarda cereyan etmesi yetiyor.
Sevim Emre tarzı tatlısu hayvanseverlerini acilen Pi’nin Yaşamı filmine götürmek gerekiyor.
Malum, filmin baş kahramanı Pi bir gemi kazasından sağ salim kurtuluyor.
Ama kurtulduğu sandalda yalnız olmadığını kısa bir süre sonra anlıyor: Bir kaplan, bir sırtlan, bir orangutan, bir de zebra var onunla beraber... Yani “o hayvanlar.”
Sonra öyle şeyler oluyor ki filmin ilerleyen dakikalarında, “vay be!” diyorsun.
Hele sonlardaki “arkasına bakmadan terk edip gitti” sahnesinden inanılmaz etkileniyorsun.
Pi’nin Yaşamı son günlerin en derin filmlerinden.
O hayvanlara ve içimizdeki hayvana şöyle bir bakmak için ideal bir seyirlik...
- ŞEHİR: ROOM’DA NELER OLDU?
Salı günü akşam saatlerinde İstanbul’da ortalık kar kıyametken bir kez daha anlaşıldı ki, kadınları hiçbir şey durduramaz!
Bir yere topuklular ve incecik kıyafetlerle gidilecekse kar kış hiç önemli değildir.
En ince ayrıntısına kadar süslenilir ve mutlaka davet alanına parıldayarak girilir.
Stil ve alışveriş danışmanları Deniz Marşan ve Başak Dizer Fransez’in açtığı Room’un partisinde durum böyleydi işte.
Tüm kadınlar nasıl yaptılarsa artık, dışarıdaki buz ortama rağmen şıkır şıkırdılar.Bu durumu hayretle takdir ederken gözüm DJ’e ilişti.
Kendisi Joana Kohen’den başkası değildi.
Güncel sanatçı Joana Kohen en son Fauna adlı bir sergi açmış, bir de sanat dergisi Telgraf’a seksapel-art pozlar vermişti.
Bir dönem ise onu ve yaptığı işleri ti’ye alan “Janet” adlı video dolayısıyla çok konuşulmuş, dedikodusu yapılmıştı. Bu arada açılışı yapan Room’un içinde neler mi var?
Türk tasarımcıların en yeni koleksiyonlarından örnekler...
Bu tasarımcılar arasında Özgür Masur, Simay Bülbül gibi tanıdık, ünlü isimlerin elbiseleri de yer alıyor.
Yeni ve yolun başındaki moda tasarımcılarının işleri de...
Room’daki açılış kalabalığının bir süre sonra soluğu Corridor’da aldığını, böylece karlı salı gecesine tamamen bu partinin damga vurduğunu ayrıca belirtmiş olayım...
- KRİTİK: BONOMO’NUN CÜMLESİ
Can Bonomo’nun -sonradan yazdığı öyküden alıntı olduğunu söylese de- Berrak Tüzünataç’la olan ilişkisine dair Twitter’a yazdığı şu iddialı cümle haliyle merak uyandırdı:
“Bitmekte olan bir ilişkide iki taraf da problemli bir çocukluk geçirdiyse, bütün şerefsizlikler centilmence yapılır.”
Öyle bir cümle ki, hem o şerefsizlikler şefkatle sarıp sarmalanıyor ve “seni anlıyorum, ben de öyle yapardım, hatta yapıyorum” deniliyor.
Hem de ister istemez bir öfke patlaması barındırıyor.
Hangisi daha baskın acaba? Anlayış mı öfke mi?
Yoksa anlayışlı öfke mi?
Paylaş