Mevzular arası trekking

Hem Avrupa Filmleri’nin gösterildiği Gezici Film Festivali şehre uğradığı için. Hem de Sezen Aksu’nun Kardelenler konserini görmek için...
Her açıdan ilginç bir deneyimdi. Kars’ın tek sinema salonunda gündüz film izlemiş, akşam da Kars Kalesi’nde, buz kesen bir soğukta Karslılarla beraber Sezen Aksu konserini izlemiştim (sıcağı sevmeyen Sezen Aksu dekolte elbisesiyle sahnede gayet mutluydu bu ayazı bol ortamdan).
O dönem Belediye Başkanı olan Naif Alibeyoğlu ile de tanışmıştım.
Son derece iyi niyetli, çalışkan bir başkana benziyordu.
Her şeyden öte onun başkanlığı döneminde Kars o kadar çok konuşuldu, o kadar çekim merkezi oldu ki, bu bile yeter bence.
Şimdiki Kars’a gelince...
Film festivali çoktan kaldırılmış. Yerine kaşar festivali mi ne yapılacakmış. Oysa festivalin tüm konuklarına o zaman şehirden ayrılırken Kars gravyeri ikram edilmişti.
Bundan daha ötesi var mı?
Peynirin festivalini yapmanın şehre ne faydası var ki?
Son olarak da Mehmet Aksoy’un heykeli üzerinden Kars gündemde.
Beğen beğenme, sev sevme; ama altyapı üstyapı hizmeti kadar Kars’a sanat çok iyi gelmişti o zamanlar. Çünkü dışarıdan bir sürü yeni insan geliyordu şehre. Kars’a hareket getiriyorlardı bu sayede.
İleride belki Aksoy’un heykeli de merak edilip şehre akın edilecekti...
Ani Kalesi’nin ve diğer tarihi eserlerin merak edildiği kadar.
Ama fırsat kaçtı, kaçıyor. Ve fena halde yazık oluyor Kars’a.

SEZEN AKSU- NAZAN ÖNCEL İŞBİRLİĞİ

İki ünlü şarkıcının aralarının hep limoni olduğu bilinir/sanılır, öyle yakıştırılırdı birbirlerine.
Oysa Nazan Öncel’in “Sokak Kızı” albümünde Sezen Aksu stüdyoya girmiş, bir şarkısına vokal yapmıştı.
Nazan Öncel de Sezen Aksu’yu anlatan bir şarkının ilk dörtlüğünü yazmış, Sezen’e yollamıştı. Seneler evvel.
Ama yayınlanmadı bu dörtlük hiçbir zaman (Nazan Öncel’in ağzından dinlemiştim bunu).
Şimdi yeniden bir araya gelmişler. Dünkü gazetelerde okumuş, fotoğraflarını görmüşsünüzdür. Sezen Aksu, Öncel’den bir şarkı almış.
Ama asıl bomba ikilinin düet yapması olur bence.
Ya albümde ya da sahnede.
Hatta sahnede “Sokak Kızı” şarkısını beraber söyleseler; cidden tadına doyulmaz bir gösteri olabilir.
Bakalım, her an her şey olabilir...

GÜLBEN’İN TWITTER’LI STRATEJİSİ

Gülben Ergen “boşanma” haberleriyle ilgili net bir açıklama yapmıyor.
Ama habire Twitter’dan “imalı” twit’ler atmayı da ihmal etmiyor.
Ya bir şarkı sözünü kullanıyor bunun için ya da ünlü bir felsefecinin, bilim insanının sözünü filan...
Diyeceksiniz ki kafası karışık işte, ne güzel, oradan paylaşıyor içinde ne varsa...
Bana pek öyle gelmiyor nedense.
Gülben bu şekilde gündemde kalmak istiyor gibi geliyor.
Ve bu da pek sevimli durmuyor dışarıdan bakınca, benden söylemesi...

MUHTEŞEM DELİRMELERE DEVAM...

“Normalleşme süreci” denen şey umarım Muhteşem Yüzyıl dizisi için de gerçekleşecek ve üç-dört hafta sonra filan artık dizi bu kadar eleştirilmeyecek, konuşulmayacak.
Ya da tam tersi, bu gidişle yayından kaldırılacak.
RTÜK ilk (anormal) uyarısını yaptı çünkü.
Sonrası nasıl gelişir, kanal bu uyarılara dayanabilir mi bilmiyoruz.
Ama dün gece Meral Okay’ın Full Ekran’a telefonla bağlanıp söylediği gibi, bu olayda “normalleşme süreci”ni bekliyoruz tüm iyi niyetimizle...