Mevzular arası çılgın trekking

MAHALLENİN ÇILGIN RESIDENCE’I

Haberin Devamı

Halihazırda ülkenin tüm büyük şehirlerinde bir residence çılgınlığı var, malum.
Mahalle arası, şehrin en yüksek tepesi ya da en uzak noktası fark etmiyor, her yere birer ultra lüks (ya da dışarıdan öyle görünen) residence konduruluyor.
Dolayısıyla bugünlerin ruh hali şudur:
Dibine kadar steril, konforu hazır, mümkünse açık mutfak stüdyo hayatlar satın almak ya da kiralamak...
Geçenlerde bir arkadaşım bu residence’lardan birine ev bakmaya gidiyordu.
“Hadi sen de bana eşlik et” dedi. Söz dinleme günümdeydim, eşlik ettim.
Sıradan bir mahallenin ana caddesi üzerindeki residence’ı görünce şaşırdım tabii.
Çünkü beş katlı bir apartmanı baştan aşağı yenilemişler. Hem dış hem iç cephesini.
Alengirli birtakım modern detaylarla olayı renklendirip cool kılmışlar.
Apartmanın altına otopark koymayı (kazmayı desek?) ve tabii kapısına da güvenlik dikmeyi unutmamışlar.
Olmuş sana lüks residence işte! Fahiş fiyatlarla satılıyor daireleri...
Ama o kadar sakil duruyor ki bu Türk usulü residence, bitişik nizam komşu olduğu diğer bildik Türk apartmanları arasında.
Hani mahalleye uzay gemisi düşmüş gibi diyeyim, siz hayal edin gerisini.
Gel gör ki arkadaşıma evi gezdiren emlakçı coşkulu, gaz vermekte üstüne yok: “Abla, yakında buralar çok değerlenecek” diyor, başka da bir şey demiyor.
Şu detayı eklemeyi de ihmal etmiyor:
“Panjuru yana çekince karşıdaki apartmandakileri görmüyorsun zaten.”
Alt metinde, en derinde, “onlardan rahatsız olmana gerek yok” diyor.
Nitekim yakın gelecekte onlar da gidecek buradan.
Çünkü buralar ‘değerlenecek’, kilit laf hep bu.
Çok yakında.
KANAL’DA BİR ODA BİR SALON
Kanal İstanbul’un yapılmaya başlanmasıyla birlikte o bakir civarda da “bir oda bir salon” residence çılgınlığının kat be kat yükseleceği gün gibi ortada.
Öyle ki şu tarz çılgın residence projeleri bekliyor konutçu bünye:
Hem Kanal hem Adalar hem de Boğaz manzarasını aynı anda bir şekilde görebilen, manyak üstü manzaraya sahip bir residence ya da o moda deyişle, “yaşam alanı...”
AVRUPA ADASI VE MAHSUN KIRMIZIGÜL
Kanal İstanbul’la birlikte bir Avrupa Adası oluşuyor ya... Bir tür Türkiye usulü Manhattan.
Ve Manhattan’ın başına her felaket filminde illa ki bir şeyler geliyor ya...
En güncel olanını, “The Day After Tomorrow”u filan hatırlayın.
O halde Kanal İstanbul sonrası Mahsun Kırmızıgül’den şöyle Hollywood usulü bir “Avrupa Adası felaket filmi” beklemek hakkımızdır.
Üstelik eldeki veriler gayet uygun felaket filmi için.
Deprem olabilir, ardından tsunami. Ve bizim Avrupa adası sular altında kalabilir.
Ya da Kanal İstanbul’la birlikte altüst olacak su dengesinden yola çıkarak bir senaryo kotarabilir Mahsun Bey. Gayet ciddiyim.
Türlü türlü gerilim çıkar Avrupa Adası’ndan.
Manhattan’dan neyimiz eksik?

Haberin Devamı

Türkçe Twitter

Haberin Devamı

Twitter’daki dil seçeneklerine Türkçe de eklenmiş.
Hemen Türkçe’ye çevirdim, nasıl olmuş diye.
Herkes gibi önce “mentions”ın “bahsedenler” olarak Türkçe’lenmesini tuhaf buldum.
Ama bir süre sonra alıştım. Bence doğru kelime.
Üstelik “bahsetmek” kulağa hoş geliyor, melodisi var. Onun yerine başka ne yazılabilirdi diye düşündüm.
“Hakkında konuşanlar” aklıma geldi mesela.
Ama onu da sevimsiz ve uzun buldum. “Bahsedenler”in daha sempatik olduğu aşikâr.
Kısacası Türkçe twitter “olmuş” diyor ve bu bahsi kapatıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları