Hem 28 Ekim hem de 29 Ekim gecesi hangi bara, kulübe girdiysem durum aynıydı.
Her yerde bayraklar, kırmızı beyaz bir atmosfer, dj’lerin "cumhuriyet bayramı için hep beraber" diye coşturduğu insanlar... Alışık değiliz tabii.
Cumhuriyet Bayramı, hatta diğer milli bayramlar böyle kutlanmazdı ki.
Devlet erkanı sıkıcı konuşmalarla hadiseyi kutsar, okul çağındakiler birtakım askeri gösteriler yapar ve bir dahaki yıla kadar unutulurdu her şey...
Ama bu 29 Ekim, en azından İstanbul’da, çok görkemliydi.
Boğaz Köprüsü’ndeki ışıklandırmalar, açıkhava konserleri ve gece kulüplerindeki zıp zıp danslar. Cumhuriyet kutlaması hafiflemişti yani, poplaşmıştı ve galiba herkes bu yüzden rahattı.
Cahide’de 10’uncu yıl marşının pop versiyonunun hemen ardından Nazan Öncel’in "Aşkım baksana bana" adlı yeni "dillere pelesenk" hiti çalıyordu mesela.
İnsanlar her ikisinde de çılgınca dans ediyordu.
Belki de hem cumhuriyet hem de eğlenme özgürlüğü/hakkı kutsanıyordu.
Darısı diğer milli bayramların başına. Onların da yükü hafiflesin, rap rap yürüyüşler sona ersin. Hep eğlenelim böyle, kasmadan.
Bu Ajdar artık sıktı
Hani ilk başlarda ilginçti, bir tuhaf orijinalliği vardı.
Saçma şarkıları, absürd dansları ve yüz kaplan gücündeki özgüveniyle. Şaşırtıcıydı işte.
Ama sonra kendini fazla ciddiye almaya başladı bu adam.
Şuursuzluğu tsunami boyutlarına ulaştı.
Artık acıklı bir hál almaya başladı vaziyeti.
Önce Beyaz’da, bir gece önce de Pişti’de çıktı kendisi. "Youtube’da bir numarayım, dünyada bir numarayım" çığlıklarıyla o kadar sıkıcıydı ki...
Tüm bunların üstüne, "Nane Şekeri"ne bir ara Ajda Pekkan da eşlik edince benim dayanacak gücüm kalmadı. Kısacası: Ajdar’ın kliplerini izlemek, sonra da geyik çevirip alay etmek bile artık fena halde sıkıcı.
Pera Palas’ta iç çamaşırlı, maskeli parti
Eğlence demişken, yarın gece esaslı bir parti var şehirde:
Pera Palas’ta yapılacak Absolut Label partisi.
Absolut’un daha önce yaptığı iki partiye katılanlar anımsayacaktır.
Mısır Apartmanı’nda işadamı Murat Koray’ın dairesinde yapılan ilk partide, genç tasarımcıların Absolut için yaptığı çantalar görücüye çıkmış ve uzun süre bu parti konuşulmuştu.
O partinin ardından Mikla Teras’ta Apeach ürünü için bir parti yaptı Absolut.
Şiddetli rüzgar herkesi neredeyse uçuracakken, saatlerce kimse ayrılmamıştı Mikla’dan.
İki partinin özelliği de katılan insanlardı aslında.
Kimse kimsenin hem umrundaydı hem değildi.
Umrundaydı: Çok rahat tanışıyordu herkes. Medeni. Sade. Olması gerektiği gibi.
Umrunda değildi: Kimse yanındakinin kıyafetiyle, saçıyla ya da başka bir şeyiyle ilgilenmiyordu. Yine olması gerektiği gibi...
Ama bilirsiniz, bizim mekanlarda pek böyle olmaz, herkes birbirini ölesiye süzer.
Gelelim, yarın geceki partinin konseptine... Bu kez dünyanın dört bir tarafından sekiz tasarımcının yine Absolut için tasarladığı iç çamaşırları sergilenecek.
Ve asıl sürpriz: Davetliler partiye maskeli katılacak. Hani meşhur Eyes Wide Shut filmindeki gibi. Merak etmeyin, girişte herkese çok acayip maskeler verilecekmiş.
Defile ise gece yarısı gerçekleşecek.
Partinin Pera Palas’ta oluşu ayrıca heyecan verici tabii. Süzer’lerden Kalkavanlar’a devredilen otel, böylece ilginç bir partiyle yeni sezonuna girmiş olacak.