Önce pazartesi günü (hani kazara) okumamışlar için çıkan kısmın özeti: İstanbul’dan New York’a, oradan da Nashville’e gelinmiş ve burada Jack Daniel’s müzik festivaline iştirak edilmişti.
Ama gel gör ki New York ve Boston dolaylarında peydahlanan şiddetli fırtına yüzünden uçuşlar iptal edilmiş ve bu neşeli country şehrinde kalınmıştı ekstradan.
En son durum buydu, ki şu satırlar yazılırken değişen bir şey yok.
Nashville havaalanından yazıyorum bu yazıyı. Bir umut New York’a kanatlanmayı bekliyorum. Hani oradan da canım İstanbul’a. İner inmez Topbaş’ın ektirdiği laleleri sulamayı düşünüyorum, çılgınca/hasretle.
Bir yandan diyor ki Amerikan haber kanalları, böylesi fırtına 1992’den beri görülmedi. Boru değil, New York Belediye Başkanı bile basın toplantısı düzenledi, "Ey halkım, dışarı mecbur olmadıkça çıkmayın, yiyecek stoku yapın" diye.
Kendimi "The Day After Tomorrow" filminde gibi hissediyorum.
New York’a ulaşmaya çalışıyorum, ama nafile, NY’u sel almış filmdeki gibi...
Neyse ki yalnız değilim, iyi arkadaşlar var. Misal, Rolling Stone Dergisi’nden Alper Bahçekapılı. Destek oluyoruz birbirimize, "Sakin ol adamım" diyoruz, "Geçecek bu Elm sokağı (havaalanı) kábusu". Elm Sokağı demişken, hem Nashville’de hem de Jack Daniel’s’ın memleketi Lynchburg’te birer adet Elm Sokağı var. Rüyalarda buluşuruz Freddy hesabı...
DAMITILMIŞ ROCK
Gelelim Lynchburgh’e... Pazartesi bahsettiğim "hayalet kasaba"ya yani. Nüfusu 361 buranın. Ne eksik ne de fazla. Yaşayanların çoğu 60 yaş üzeri. Ve burada Jack Daniel’s’ın üretim yeri var. Yıllardan beri burada damıtılıp dünyaya dağıtılıyormuş Jack’in viskisi.
Sağ olsunlar, gezdirdiler Jack’in çalışkan tapınak şövalyeleri tarihi üretim arazisini.
Kadehlere doluncaya kadar viski hangi aşamalardan geçiyormuş görmüş olduk.
Hatta viskinin ham halini baş çeşnicibaşı Jimmy Bedford’la beraber tattık, kendimizden geçtik.
Sonrasında İngiliz grup Kaiser Chiefs’in modern rock performansıyla günümüze döndük.
Zaten müzik festivali boyunca Kaiser Chiefs gibi dünyaca tanınan, genç jenerasyon rock grupları vardı. Mesela Spoon, mesela The Rapture. The Rapture ve Kaiser Chiefs nefisti, mevcut düzenle kafa buluyordu her ikisi de.
HOŞGÖRÜ, UYUM, RAKI
Bir de Rakı grubu var. Bizimkiler yani. Ankara’dan çıkıp gelmişler: Burak, Yiğit ve Volkan. Türkiye’deki JD rock yarışmasını kazanıp Nashville’de sahne alma şerefine nail olmuşlar.
"Ensest ilişki" diye bir şarkıları vardı dikkatimi çeken. Nashville ve dünya basınından gelen kardeşlerim şarkının sözleri anlamadıysa da, kıskıvrak yakaladı şarkı sözleri.
Bizi: Hassas Türkler’i (Türkçe bu, yakalarsa affetmiyor)
Ama JD’ciler fark etmedi mi acep, bu çocukların grubunun adı Rakı yahu? Bu da bir Nashville hoşgorüsü olsa gerek.
Ayrıca Betty Ann Teyze de çok yaşasın...
Şimdi 80’dir, ama 100 yaşını görür bence. "Betty Ann kim?" diyene tanımlayalım: Kendisi bir Amerikan geleneği, obez Amerikalılardan sorumlu kibar hanımefendi aşçı.
Lynchburg’te Miss Mary Bobo diye bir restoran var. Nancy Reagan saçlı Betty Ann teyze orada çalışıyor. Bütün o geleneksel Amerikan yemeklerini yapanlardan biri. Meat loaf’ları, tavukları filan...
Ama masadaki her şeyi soldan sağa dolaştırıp öyle servis etmemizi söyledi Betty Ann. İlla soldan sağa. Yoksa: Şeytan doldurur misali. Karşı çıkmadık. Ne de olsa Türkler uyumludur. AB’ye de Betty Ann’in kurallarına da.
Neyse, gurbet elde durum budur ey burnumda tüten okur.
Kısaca: Buralar fazla sakin ve rock kokuyor. Ha bir de damıtılmış ham viski...
Az önce havaalanında 1 milyon dolar buldum. Başarılı bir fotokopiydi. Ama kanmadım. Şimdi başkalarını kandırmayı düşünüyorum. Hayat devam ediyor yani, etsin de zaten. Ama havaalanından değil (yılın dileği).