Paylaş
Ünlü plaj kulübünün Cennet Koyu’ndaki yeri İbiza’daki yerinden daha görkemli, ilk başta onu söyleyeyim. Bir kere DJ sahnesi çok büyük. Barları da öyle...
Ayrıca deniz farkı var tabii, Cennet Koyu’nun denizi nefis.
Kısacası Bodrum Blue Marlin, İbiza Blue Marlin’den daha etkileyici.
Fiyatları da öyle!
65 LİRAYA YEŞİL SALATA
Menüye bakar bakmaz şok olduğumu itiraf etmeliyim.
Neden mi?
Çünkü başlangıçlar 45-75 lira aralığındaydı.
Salatalar ise 65 lira! (İçinde sadece yeşillik olan salata da buna dahil).
Pizzaların fiyatları da coşmuştu: En ucuzu 75, en pahalısı 85 liraydı.
Ana yemeklerden de iki örnek vereyim:
Izgara somon 125, ızgara çupra 225, fırında ıstakoz 410 liraydı.
Kokteyllerin fiyatları ise 75 lira.
“PAHALI AMA LEZZETLİ”
Tamam, Bodrum’daki popüler restoranlar, plajlar hali hazırda zaten ucuz değildir, pahalıdır.
Bu vaziyet hep tartışılır, konuşulur.
Hatta Maça Kızı’nın pahalı lahmacunu bu konunun yıllarca sembolü olmuştur.
Ama gördüm ki Blue Marlin pahalılık konusunda bir adım daha yukarı taşımış işi.
Blue Marlin’i Bodrum’a getiren Alchemy Project’in CEO’su Mac S.Far’a sordum fiyatları.
“Evet pahalı ama yemekleri denemeniz lazım, çok lezzetli” dedi.
Lezzetli olabilir, ama sonuçta geldiğin yer DJ müziğiyle öne çıkmış popüler bir plaj.
Michelin yıldızlı yahut ambiyansı yıkılan bir restoran değil...
Mekanın aşçısıyla da konuştum.
O da, Bodrum’daki yemek malzemeleri İstanbul’a göre pahalı olduğu için fiyatların böyle üst seviyelere tırmandığından bahsetti.
“Mesela et. Burada çok daha pahalıya satın alıyoruz” diye yakındı.
Aşçıya da hak verdim, ama müşteri nereden bilsin ki bu detayı?
“Bu nasıl fiyatlar?” der, sonra da Yunan Adası’na kaçar, gider.
7500 LİRALIK LOCA
Açılış gününe gelen gençler menüdeki fiyatlar kadar locaların çok pahalıya satılmasından da şikayet ediyordu.
Kulaktan kulağa, “Bir locaya önce 7500 dediler, sonra 3 bine kadar indirmişler” söylentisi yayıldı.
Bu da pek hoş değildi.
Kısacası Blue Marlin sezonu açtı, ama fiyatları konuşuldu ilk gününde.
Soho’nun havuz problemi nasıl çözülür
Soho House’un havuzu aslında üyelerin epeydir gündeminde olan bir şey.
Aslında mesele o küçük, ıslanmalık havuz değil.
Havuzun etrafındaki bar ve güneşlenme alanları güzeldi, üyeler (ben de dahil) geçen yaz, özellikle akşamüstleri orada sosyalleşmeyi çok sevmişti.
Havuzlu teras katı bu sezon yok.
Çünkü tarihi binanın tepesine havuz yapılamaz denilmiş ve Soho House’a izin verilmemiş.
En başta yapılırken nasıl izin verildi, orası ayrı bir muamma...
Neyse, bunun üzerine otel olan yan binanın tepesindeki havuza yönlendirildi üyeler.
Ama orası da akşam sekize kadar açık. Geçen gittim, öyle dediler.
Oysa gece 12’ye kadar açık olmalı.
Açık hava sosyalleşmeleri yeniden başlamalı.
Soho’nun havuz problemi ancak böyle çözülür...
Dikkat, açıkta kalabilirsiniz
Bayram haftası ya, iç hat uçuşları çok yoğun.
O yüzden önceden online check-in yapmak şart.
Çünkü havayolu firmaları bazen kapasite fazlası bilet satışı (“overbook” denilen şey) yapıyorlar ve havalimanına geldiğinizde bazen biletiniz olduğu halde uçamayabiliyorsunuz!
Cumartesi tam da öyle bir durumdaydım işte.
THY’nin kontuarındaki görevli, “Şu an uçak dolu, yarım saat sonra durumunuz belli olur, anons ederiz” dedi ve beni beklemeye aldı.
Bekle bekle baktım ses yok, bir daha gidip sordum.
Meğer yer açılmış, ama bana haber vermeyi unutmuşlar! Bu durumlara düşmek istemiyorsanız online check-in mutlaka yapın.
Paylaş