Kuzey Ege’de sakin ve özlenen bir yaz

Bu yazın benim için en güzel zamanları Kuzey Ege civarında geçmiş olabilir.

Haberin Devamı


“Olabilir” diyorum, çünkü daha yaz bitmedi, şimdiden peşin hüküm vermeyeyim.
Neden en güzel zamanları olduğuna gelince...
Bir kere tam bir yazlıkçı gibi takıldım oralarda.
Neredeyse her gün, Kadırga Koyu plajına çok yakın mesafedeki Kozluyalı’daydım.
Restorandaki aynı tahta sandalyede saatlerce oturdum, plajdaki aynı şezlongda gün batımına selam verdim ve öğleden sonra aynı patates kızartmasını pişmanlıkla karışık bir haz içinde tekrar ve tekrar mideye indirdim.
Kozluyalı’nın en hoş özelliği kimsenin kimseyle gerçekten ilgilenmemesi ve özlenen bir Türkiye karmasına sahip oluşu...
Üç aylık çocuğuyla tatile gelmiş genç bir anneyi, iki adım ötede el ele tutuşup kitap okuyan yaşlı çifti ya da çoluk çocuk aile yemeği yiyen bir küçük sülaleyi de görebiliyorsunuz plajda...
Ünlüsü de eksik olmuyor Kozluyalı’nın.
Ama kimse “Ünlü gelmiş” diye dönüp bakmıyor, yanlarına gidip fotoğraf çektirmiyor.
Herkes saygılı ve sakin.
Ben oradayken mesela Umut Evirgen bir başka tahta sandalyede senaryo çalışıyordu.
Yeni filmi “Kimya”yı çok taze bitirmiş. Onun heyecanı vardı üzerinde. Yakında “Kimya”yı festivallere yolluyormuş.
Birkan Sokullu ve Eda Gürkaynak çiftinin yanı sıra Özge Özpirinçci ve Burak Yamantürk çifti de bir ara Kozluyalı’ya uğrayanlar arasındaydı.
Nitekim Özge’yle hem yeni dizisi “İlk ve Son”u hem de hamileliğini ve hayata dair bin türlü şeyi konuştuğumuz bir röportaj yaptık orada.
Bu röportajı haftaya okuyacaksınız...
Kuzey Ege’de yaz böyle ilerliyor yani: Sakin, rahat, makul ve olduğu gibi...

BU ARADA...

Kozluyalı aslında Assos yakınlarındaki Kozlu köyünde yer alan otel Kozluhan’ın uzantısı, onun ‘glamping’ versiyonuymuş.
Mekan büyük olduğundan ‘glamping’ çadırları zeytin ağaçlarının içinde kalıyor, pek görünmüyor.
Ben orada kalmadım ama “Mutlaka deniz dibimde olsun istiyorum”culara önerebilirim.

Haberin Devamı

İki favori balıkçı

Aynı sahil hattının bir de salaş balıkçıları var. Bu civarın olmazsa olmazı.
Kuzey Ege köylerinde yaşayan arkadaşlarım her gün bir başka balıkçıya götürdü beni. Eğer dolunay zamanlarına denk gelinirse bu salaş balıkçılar geceleri şahane oluyor.
Çünkü masayı da denizin dibine kuruyorlar, böyle bir keyif ve manzara yok!
En sevdiğim balıkçılar Aydede ile Yahya oldu.
Özellikle Yahya’nın patates kızartması nefis (evet bu yazıda patates kızartmasına takmış durumdayım).
Ama dikkat Yahya’da kredi kartı filan geçmiyor, nakit alın yanınıza...

Haberin Devamı

Tulum’daki heykelin versiyonu

Salaş balıkçılar arasında bir de Recif Assos var.
Girişindeki dev heykel nedeniyle konuşulan plaj/restoran.
Dev heykelin konuşulmasının nedeni de Meksika Tulum’daki bir heykelin kopyası olmasından ötürü: Daniel Popper’in ahşap ve ipten yapılma “Ven a La Luz” adlı meşhur kadın figürü heykelini Tulum’a gitmeseniz bile mutlaka Instagram sayfalarında görmüş, denk gelmişsinizdir.
İşte Recif’in girişine o heykelin başka bir malzeme kullanarak erkek versiyonunu kondurmuşlar.

Orada bir köy var yukarıda

Sahil hattının yukarısında yer alan köylerden biri de Yeşilyurt. Bölgedeki sarı taşın kullanılarak yapıldığı evleriyle dikkat çeken ve aynı civardaki Adatepe köyünün daha hoş bir versiyonu gibi duran Yeşilyurt’un bence en büyük sorunu otopark.
Özellikle hafta sonları köyün içi çok kalabalık oluyor ve sokaklar arabayla dolup taşıyor.
Keşke Avrupa’daki tarihi köylerde olduğu gibi girişte bir otopark alanı olsa ve köyün içine kadar bu araba girmese, o tatlı köy sokakları araba mezarlığına dönüşmese...
Yeşilyurt’ta gidilecek iki mekan ise yeni Nadas ve Casa Mila. Nadas’ta önümüzdeki günlerde caz geceleri başlıyor.
Hatta 18’inde Kerem Görsev var.
Casa Mila’nın İtalyan lokantası ise Alancha’dan tanıdık usta bir şefe, Tufan Özen’e emanet.
Tufan şefin pizza ve makarnaları gerçekten leziz. Yolunuz düşerse deneyin derim.

Yazarın Tüm Yazıları