Paylaş
İki yıldır beraberlermiş.
İlişkinin bittiğini birkaç gün önce Kubilay Aka Instagram’dan yayınladığı bir ayrılık mesajıyla duyurmuş.
Mesaj gayet romantik, yıkılıyor. “Miroşum, mavim, huzurum, her şeyim” diyor Kubilay Aka ve
devam ediyor:
“Sen hep çok özel kalacaksın, ben de senin hep yanında destekçin olacağım.”
Mesajı okuyan kadınlar haliyle mest oldu. “Özlemişiz böyle medeni böyle romantik ayrılmaları” diye.
Sonra hain sosyal medya oradan buradan fotoğraflar yayınladı.
Daha iki gün önce bir başka kadınla bir mekanda flört halindeymiş Kubilay Aka. Önceki gece de Gizli Kalsın’a bir başkasıyla el ele girmiş, filan.
Beyaz atlı romantik prens Kubilay Aka bir anda oldu mu prensesini bar köşelerinde aldatan bir adet Kazanova!
Çok saçma değil mi?
Sonuçta o romantik ayrılık mesajı yayınladığı gün ayrılmaya karar vermemişlerdir zaten.
Öyle bir şey mümkün mü?
Ayrılık kararı alınalı epey olmuştur.
Dolayısıyla Kubilay Aka’nın barlarda flörtingen pozlarında yakalanması ihanet değil.
Sadece şu olabilir: Dakika bir gol bir durumu!
O yüzden bir anda delirip köpürmeyiniz Akagillere.
Bodrum’un konuştuğu şey
Evet, her zamanki gibi “Sezon daha yeni başladı” muhabbeti.
O konuşulmazsa olmaz, Allah’ın emri. Bir de Bodrum’un her köşesine yayılan konut projeleri konuşuluyor.
Bodrum’un kalburüstü otellerinden birinin sahibi bu konuda şöyle diyor:
“Her şey aslında Mandarin projesiyle başladı. O projenin iş yaptığını görünce diğerleri geldi, ama şu an çoğu proje aslında sıkıntı yaşıyor”. Buna rağmen Bodrum’da projeler durmuş değil.
Geçen hafta sonu mesela, o yeni projelerden birinin, Anthaven’ın tanıtım partisine katıldım.
Bodrumluların çok iyi bildiği, “En güzel deniz orada” dediği, “Oraya hiçbir şey yapılmasa daha iyi değil miydi?” diye tepki gösterip hayıflandığı Aspat koyuna konuşlanan Anthaven, gerçekten de Bodrum’un en ıssız köşesinde.
Gerçi yapılacak 600 konutla beraber bu ıssızlık yakın gelecekte tarihe karışacak.
Çünkü proje Venedik misali kanallara sahip ve özel limanlı, çarşılı filan...
Yani aslında küçük bir şehir olacak bu koy.
Aspat’a dair esas ilginç detay ise sahilinde yer alan irili ufaklı nefis heykeller.
O kadar fazla ki...
Meğer o heykeller arazinin esas sahibi Murat Balkan tarafından yıllar içinde sanatçılara yaptırılmış. Şu an 80 tane heykel varmış.
Bu haliyle Aspat nefis bir açık hava müzesi gibi aslında.
Konut projesinden sonra da bu heykeller korunacakmış. Öyle bilgi verildi.
Öte yandan Murat Balkan verdiği röportajlarda projenin “Aspat’ın doğasına en uygun
proje” olduğunu söyleyerek işi desteklemiş de...
Benim anladığım şu: Bodrum yeni bir merkez daha kazanıyor.
Gerek var mıydı yok muydu; elbette tartışılır.
Ama şu kesin: Bodrum’un her köşesi irili ufaklı “şehirli köylere” evrilmeye doğru gidiyor.
Bugün Çeşme’de olsam...
◊ Fahri’nin Yeri’ne gider mezelerden tırtıklardım...
◊ Momo’daki Les Benjamins partisine bakınırdım...
◊ Yeniyer’de kahvaltı ederdim...
◊ Kolburano’s’un nefis pizzalarından yerdim...
◊ Tek Masa’da arkadaşlarımla eğlenirdim...
Bugün Bodrum’da olsam...
◊ Kuum Oteli’nin tepesine açılan Natsu Teppanyaki’de Japon usulü ocakbaşı keyfi yapardım.
◊ Kısmet Lokantası’nın açık büfesinden cibez, patlıcan, artık ne varsa tabağa doldururdum...
◊ Barbelo plajının kaktüs taco’sunu tadardım...
◊ Yeni nesil kütüphane olarak yola çıkan, şimdilerde çok amaçlı bir merkez haline dönüşen Zai’nin bahçesinde kahve içip sessizlik molası alırdım.
◊ Casa dell’Arte Oteli’nin bahçesine konuşulan şef restoranı Ent’in on tabaklık menüsünü tatmak suretiyle gurmecilik oynardım...
Paylaş