Kenan Doğulu, Bora Uzer’le çalıştı ama...

Yakında tüm Avrupa’da İngilizce albümü yayınlanacak Bora Uzer (ki daha önce bu köşe topraklarında uzun uzadıya bahsetmiştim), epeydir Kenan Doğulu için İngilizce şarkılar hazırlıyordu. Erovizyon’da kullanılmak üzere...

Ama duyduğuma göre Bora’nın şarkıları fazla batılı gelmiş seçici abilere.

Bu yüzden "Shake It Up Şekerim"de karar kılınmış.

Bora’nın hazırladığı İngilizce şarkılar ise çöpe gitmemiş tabii.

Kenan Doğulu bu şarkıları tamamen İngilizce çıkarmayı düşündüğü yeni albümünde kullanacakmış....

Sunucusuz açılış en güzeliymiş

!f İstanbul’un çarşamba gecesi Fitaş Sineması’nda yapılan açılışı, festival ruhuna yakışır şekilde gayet "cool"du. Geçen yılki o uzun, sıkıcı konuşmalardan eser yoktu.

Üstelik şahane bir şekilde sunucu da kullanılmamıştı.

Önce sessiz sedasız Fransız sanatçı David Myriam çıktı sahneye.

Ve önündeki kumla oynayarak canlı animasyon şovu yaptı.

Peşi sıra festivalin filmlerinin tanıtımını izledik perdede. Sonra da açılış filmi "Bileklerini Kesenler" geldi huzura... Özetle; her şey kısa, net ve hızlıydı.

Nitekim film sonrasında Cezayir’de parti vardı ve davetlilerin çoğu topluca oraya aktı.

Bir kez daha, iyi ki var böyle bir festival diyorum. Altını çize çize...

Nefret, jest ve Maddy

Zaman zaman şöyle mailler geliyor: "Sizi uzun süredir okuyorum, şu tarihte bunu, o tarihte şunu yazmıştınız, ama sizden nefret ediyorum".

Bu ne yaman çelişki (anne)? Ben nefret ettiğim birini okumam. Katlanamam.

Hele satır satır ayrıntıyı katiyen hafızama kazımam.

Bu bir tür, aşk/nefret ilişkisi mi ya da o kadar abartmayayım mı?

Bir de hiç beklemediğim jestler yapıp mahçup edenler var. Mesela Frankfurt’tan Jeyan. Madonna fanı olduğumu biliyor. Los Angeles konseri yazısını okumuş.

O da geçen yaz, benim gibi bir tane konserle yetinmemiş üstelik, tam yedi konserini izlemiş Maddy’nin farklı şehirlerde. Çoğunu da ön sıralardan. Ve kameraya aldığı tüm konser görüntülerini izleyeyim diye göndermiş. Ne kadar teşekkür etsem az.

Hepsi de "taş" Madonna’ya yakından dikiz imkanı veren, bol çığlıklı ve konser DVD’sinde kırpılan konuşmaların yer aldığı görüntüler...

ST - GJ savaşı

Artık biliyoruz ki, bir yerde Starbucks açılıyorsa peşi sıra bir de Gloria Jean’s açılıyor.

Ya da tam tersi işte.

Bu delice rekabetten olsa gerek, İstiklal Caddesi boyunca üçer tane Gloria ve Starbucks açıldı.

Tamam, her iki kafenin de kendine has özellikleri var. Ve hepimiz zaman zaman oralarda vakit geçiriyoruz. Ama yakında tüm caddeyi kaplayacaklar ve geriye pek orijinal bir şey kalmayacak diye ürkmekteyim.
Yazarın Tüm Yazıları