Paylaş
EVDE SAÇLARIMI KESTİM
Baktım ki hem süreç hem de saçlar uzuyor, “Bu iş böyle olmaz” dedim ve aynanın karşısına geçip saçlarımı kestim. Hayır, son günlerde moda olduğu üzere dazlak olmadım. Yanlarından ve uçlarından kısalttım.
Nasıl mı?
Tarak ve tıraş makinesi yardımıyla. Bugüne kadar gittiğim kuaförlerin nasıl kestiğini hep gözlemlerdim.
Meğer o kesim stili aklımda kalmış.
Onu uyguladım.
Sonuç? Yüzde 80 başarılı.
Bazı yerler biraz daha kısa bazı yerler biraz daha uzun kaldı ama o kadar olur!
Asıl mesele saçın arka kısmını kısaltmayı becermek. Önümüzdeki günlerde ona girişeceğim.
ONLINE SİPARİŞİ BİR TÜRLÜ BECEREMEDİM
Sadece ilk günler markete gitmiştim, sonrasında online market siparişi vermeye başladım. Ama o da ne?
Bir türlü kıvamı tutturamadım!
Önceki gün ev pazar yerine döndü, her yer sebze meyve! Meğer çok fazla söylemişim. Online alışverişin böyle bir yanılsaması var. Fotoğrafa bakıp “Bu kadarı yetmez” diye düşünüyorsun.
Hele o an bir de kanepeye uzanmışsan söyledikçe söylüyorsun.
Şu an evde o kadar çok kabak, patlıcan, havuç var ki, onlar bana bakıyor ben onlara...
HAVALANDIRMAKTAN GINA GELDİ
Son 1.5 haftadır dışarı çıkıp evin önünde şöyle bir hava almaya bile üşeniyorum. Eve gelince paltoyu, ayakkabıyı, yani üzerindeki her şeyi en az iki saat havalandır kuralı yüzünden.
Çünkü o da ekstra sıkıcı bir iş.
EVDE KALMAYA ALIŞTIM
Onca sosyal yaşamdan sonra evde sıkıntıdan patlayacağımı sanıyordum.
Tam aksi oldu, bu duruma fena alıştım. 21 gün geçince insan her şeye alışırmış ya, onun etkisi mi acaba?
BİR SÜRE DİZİ/FİLM İZLEYEMEDİM
Eskiden peş peşe dizi ve film seyrederdim. Şimdi hiç içimden gelmiyor. “La Casa de Papel”i bile zar zor bitirdim. Herkes gibi odaklanma sorunu yaşıyorum.
Ya da yaşadığımız şey en iyi diziden bile daha şaşırtıcı geldiği için olabilir mi?
NE ÇOK EGZERSİZ YAPTIM
Karantina öncesi de yapıyordum ama evde neredeyse her gün bir başka egzersiz yöntemini denedim.
Galiba en çok da yoga yaptım.
Böyle giderse karantina sonrası bir yogi kelebek olarak kanatlanarak çıkabilirim evden...
NEFES TEKNİKLERİ DENEDİM
Nadi Shodhana, Anulama Viloma, Kapala Bhati... Hepsi Sanskritçe bu kelimeler, nefes tekniklerinin isimleri.
Hepsinin uygulaması basit ve çok yararlı. Nefes egzersizleri sonrası kuş gibi hafiflediğimi hissettiğim için sıkça yaptım.
Size de tavsiye ederim. YouTube’da konuyla ilgili bolca video var.
NOHUT DA ISLATTIM FASULYE DE
İlk günler sipariş veriyordum, sonra kendim yemek yapmaya başladım.
Evde daha önce yemek yapmışlığım var mı? Hayır, pek yok.
Lakin bu süreçte bir gece önceden nohut da ıslattım maş fasulye de.
Henüz sıkılmadım, hatta sağlıklı yemek tariflerine dahi kafayı taktım.
Et yemek içimden gelmiyor mesela, vejetaryen mi oluyorum ne?
HOUSEPARTY’DEN ÇABUK SIKILDIM
İlk zamanlar Houseparty’de saatlerce takılırdım, sonra ona da girmek içimden gelmedi.
Oysa arkadaşlarım arasında Houseparty’den sevgili bulan bile oldu! Yeniden mi girsem?!
KOMPLO TEORİLERİNE ARTIK BAKMIYORUM
İlk günler bir heves koronayla ilgili tüm komplo teorilerini okumuştum.
Şimdi onlar da ilgimi çekmiyor.
Korona sonrası bizi nasıl bir gelecek bekliyor?
Farklı alanlardan insanlara sordum, “Korona sonrası bizi bekleyen gelecek nasıl bir gelecek?” diye.
Malum, sürekli şu iddialı cümleyi duyup duruyoruz:
“Korona sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” Yarın düşüncelerini sorduğum insanların görüşlerini okuyacaksınız.
Sıla’nın, Emre Arolat’ın, Buket Uzuner’in, Ahu Büyükkuşoğlu Serter’in ve Enis
Karavil’in...
Çünkü bu tür beyin fırtınalarına ihtiyacımız var diye düşünüyorum.
Şangay’da restoranlar açıldı
3 yıldır Şangay’da yaşayan Arzu Hoşgör Ülger önceki gün seyahat danışmanı Özlem Avcıoğlu’nun Instagram canlı yayınına katıldı ve şunları söyledi:
“Doğum günümü kutlamak için yarın uzun bir aradan sonra ilk kez arkadaşlarımla buluşacağım. Burada restoranların çoğu açıldı. Ofisler de öyle. Hatta trafik eskisi gibi oldu. Çünkü Şangay’da son 28 gündür yeni bir vaka yok. Restoranın açık hava kısmında oturacağız sanırım arkadaşlarla. Tabii yüzümüzde maskelerle ve aramızda mesafeyle.” Yayını izlerken iç geçirdim, “Bizim de bir an önce o günlere gelmemiz dileğiyle” diye.
Osman polemiği
“La Casa de Papel”deki işkenceci Osman karakteri herkesi hayal kırıklığına uğratmışa benziyor. İyi de dizideki Osman sonuçta İspanya devletine, gizli servisine çalışıyor. Yani İspanyollar kendilerine de taş atmış oluyor.
Eğer “Dizi bu yahu!” demeyip olumsuz düşünürsek...
Osman’ı oynayan Türk oyuncunun dediği gibi, “Diziye hak etmediği derecede politik anlam yüklemek bizi fuzuli bir alınganlığa itiyor”.
Paylaş