Karantina sonrası beklenen: Rövanş harcama ve rövanş seyahat

Müdavimi olduğunuz kafede oturup bir kahve içmeyi özlediniz mi?
Ya da müziklerini çok beğendiğiniz DJ’e “Benim için şu şarkıyı çalsana” demeyi?
Liste uzayabilir:
Yemeğine, ortamına bayıldığınız mekanda arkadaşlarınızla sohbetin dibine vurmayı... Artık ailenizden biri gibi olan garsona, “N’olur bana deniz kenarında dört kişilik yer bul” diye ısrar etmeyi...
Hatta ve hatta “Biraz indirim yapın, bu kadar yiyip içtik mi?” itirazını yapmayı...
Valla ben özledim!
Eminim özleyen de çoktur aramızda. Ama bir yandan merak etmeden duramıyorum:
Karantina sürecinin uzamasına mekanlar dayanabilecek mi?
Her şey bittiğinde müdavimi olduğumuz mekanı yerli yerinde bulabilecek miyiz?
Dahası, mekan sahipleri ne hissediyor/düşünüyor, yakın geleceğe dair planları ne?

BİR TANESİ DAHİ KAPANMASIN...
Bu soruyu ilk sorduğum kişi TURYİD (Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği) Başkanı, aynı zamanda Frankie’nin sahibi Kaya Demirer oldu. Şöyle diyor Demirer: “Şu anda tüm konsantrasyonumuz dernek üyelerimiz için ‘ne gibi destekler mevcut, bunlardan azami oranda nasıl yararlanacaklar’ üzerine çalışmak... Uzmanlarla fikir alışverişinde bulunup üyelerimizi bilgilendiriyoruz. Amacımız işletmelerin bir tanesinin dahi kapanmamasını sağlamak. Hep birlikte yola devam etmek. Kolay değil ama çalışmalar bu yönde. Sürecin ne kadar uzun olacağını kestirememek işin en sancılı kısmı.”

HAYATTAN RÖVANŞ ALMAK!
Demirer karantina sonrası için de umutlu:
“Öte yandan bardağa dolu tarafından bakmak lazım.
Bunca zaman evde kalmanın (ki daha 15-20 gün oldu, bunun üstüne en az 30 gün daha ekle) şöyle bir eğilimi doğuracağına inanıyorum: Rövanş harcama ve rövanş seyahat.
Bu çok yeni ve hoş bir tabir.
Dışarıya çıkma özgürlüğü elinden alınmış insanların hayattan rövanş almak istemesi. Bu nedenle, karantina sonrası özgürlüğün dayanılmaz hissiyle sosyalleşme, keşfetme ve seyahat etme gibi dürtüler daha çok açığa çıkacak.
Bir yandan insanlar bu karantina sürecinde hiçbir yere hareket edemeyince şunu fark etti: Çalış çalış nereye kadar? Bundan sonra daha az çalışıp vaktimi ve paramı daha fazla kendime, zevklerime, yeni deneyimlere harcayacağım. Özellikle belli bir yaşın üstündeki kesim böyle düşünecek. Rövanş harcama ve seyahati tetikleyen de bu duygu olacak.”

AÇILIŞ İÇİN KURGULADIĞI TARİH
Kaya Demirer kendi mekanı Frankie’yi ise 15 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında açmak üzere kurgulamış. Eylül ayıyla birlikte hayatın normal akışına tamamen döneceğini “umutla” öngörüyor.

Lucca’nın sahibi Cem Mirap ne düşünüyor?

Bebek’in popüler mekanı Lucca’nın sahibi Cem Mirap’ın karantina sonrası yeme-içme dünyasına dair söylediği ilk çarpıcı cümlelerden biri şu oldu: “Ekonomik ve sağlık kaygıları nedeniyle insanların eski alışkanlıklarına tamamen geri dönmesi zaman alabilir.”
Şöyle devam ediyor Mirap:
“Bu durum en çok yüzbinlerce kişiye istihdam sağlayan yiyecek içecek ve eğlence sektörünü etkileyecek. Sektörün işveren ve çalışanlarını zor günler bekliyor diyebilirim. Bazı işletmeler, açıklanan pakete rağmen ayakta kalmakta zorlanacaktır. Bu süreçte devlet, tedarikçiler, mal sahipleri, işverenler, çalışanlar, medya; yani herkesin birbirine destek olması gerekiyor. Yeme-içme sektörünün bu yeni süreçte daha bilinçli, daha dikkatli ve yeni duyarlılıklara ayak uydurmaya hazır olması gerekiyor. Ayrıca sağlık sorunları tamamen aşıldıktan sonra yeme-içme sektörünün sosyal hayatın enerji yaratan ve istihdam sağlayan bir güzelliği olduğu hatırlatılmalı. Bu konuda medyaya çok görev düşüyor.”

SOSYAL MEDYA ÖNEM KAZANIYOR

Cem Mirap, ekibiyle beraber bu belirsiz süreçte yeni planlar da yapmaya başlamış. En çok üzerinde durduğu şey ise sosyal medya: “Ekibimle sürekli salgın sonrasına hazırlanıyoruz. Bu süreçte sosyal medya önem kazanıyor. Biz de Lucca ve Cantinery olarak sosyal medya hesaplarımıza önem verdik.
Canlı DJ setleri, yemek tarifleri, dünyadan yiyecek içecek haberleri, örnek sosyal sorumluluk projeleri gibi birçok yenilik ve içerik sunmaya devam edeceğiz.”