Paylaş
NASIL GİDİLİYOR?
En kolayı iki aktarma yaparak ulaşmak. Önce İstanbul’dan Atina’ya. Daha sonra Atina’dan bu iki adadan birine. Şimdilik Atina’dan sadece Kefalonya’ya uçuş var. Lefkada tarafı yakınlarına, yani Aktion Havalimanı’na uçuşlar haziran ortası başlıyormuş. Ben, Aegean Havayolu ile Kefalonya’ya uçtum. Pır pır, ceviz kabuğu gibi, en fazla 32 kişilik bir uçakla, azıcık yüreğim ağzımda.
Daha sonra da üç saatlik feribot yolculuğuyla da Lefkada’ya.
İKİ ADANIN EN NEFİS OLAYI NE?
Tabii ki uçsuz bucaksız, ıssız ve tesissiz rüya sahilleri.
En çok etkilendiğim plajları sıralıyorum:
Lefkada’da yer alan Porto Katsiki, Kathisma, Pefkoluia, Egkremni ve Milos plajları.
Kefalonya’da ise açık ara Myrtos plajı.
Hele bu plajın yukardan, uçurumun kenarından öyle bir görüntüsü var ki, denizin rengine aşık olmamak elde değil.
Denizin rengi demişken: Gerçekten de bu İyonya Adaları’ndaki denizin rengi bir başka. Yeşille mavinin tonları birbirine karışıyor ve ışığın durumuna göre ortaya nefis bir manzara çıkıyor.
TESİS YOK, PEKİ NE VAR?
Evet saydığım çoğu plajda tesis yok. Şezlong filan da.
Gidiyorsun, denize girip güneşleniyorsun. İhtiyacın olan şeyleri de yanında götürüyorsun.
Bu tercih de plajların olduğu gibi korunmasına ve bozulmamasına yol açmış.
“Yok, ben tesis olmadan yapamam” diyorsanız o tarz plajlar da var tabii. Ama pek nadir.
Mesela Kefalonya’daki Antisamos plajı. Burada Mojito diye bir beach club dahi var.
Lefkada’da ise Kathisma plajında yan yana sıralanmış beach club’lar mevcut.
Onların en meşhuru Areia ve Copla.
AMA MİKONOS EĞLENCESİ ARAMA
Lefkada ve Kefalonya’nın olayı başka.
Eğlence var, ama buradaki turizmciler de söylüyor: Burası bir Mikonos değil.
Her iki adanın en çekici yanı doğası tabii.
Özellikle Lefkada’nın yeri göğü kaplamış o bitki örtüsüne ve uçurumlardan aşağıdaki plajlara uzanan çılgın yollarına bayıldım.
Yürüyüşü, tırmanışı seviyor; arabayla sürpriz yerlere sapıp kendinizi şaşırtmayı hedefliyorsanız Lefkada çok ideal bir yer.
O NASIL BİR GÜN BATIMI ÖYLE
Yaz gelince en sevdiğim şeylerden biridir gün batımı.
Gün batımını izlemek üzere bir yere konuşlanmak, güneşin batışını oradan seyretmek gibisi yok. Lefkada’da tam böyle bir yer buldum.
Dağ yamacına sıralanmış evleriyle nefis bir köy olan Exanthia’da yer alan Rachi adlı restoran.
Rachi’nin terasına konuşlanıp güneşin batışını izlemek muhteşem bir andı.
Zaten Rachi bu nedenle hayli popüler ve saat 18.00’den sonra dolup taşıyor.
NEREDE KALMALI?
Şöyle bir şey var: Çoğu tesis 70’lerden, 80’lerden kalma.
Öyle bizdeki gibi gıcır gıcır, yenilikçi ve butik bir şeye ben pek rastlamadım.
Buralarda önemli olan lokasyonu iyi ve samimi bir tesis bulmak.
Samimiden kastım şu: Sahipleri sizi yönlendirecek, şuraya gidin buraya gidin diye...
Mesela Lefkada’da kaldığım Mira Resort Maisonettes tam böyle bir yerdi.
Sahipleri Romina ve Emmanuel (Manolis) sayesinde adanın en bilinmedik yerlerini keşfetmiş oldum.
Mesela 30 yıllık bir aile lokantası olan ve turistlerin pek bilmediği Kabos’u. Oranın nefis lahanalı dolmaları hâlâ aklımda!
Bir de tüm adayı boydan boya görmenize imkan tanıyan Sfakotes’in zirvesini.
Oradaki Ai Lias şapeli ve aşağıya doğru uzanan manzara tam Instagram’lıktı!
GELELİM YEMEKLERE
Hemen söyleyeyim: Çok taze, çok iyi yemeklere de rastladım.
Çok kötü, “Eh işte” dediğim yemeklere de...
İnsanın aklında hep iyiler kalıyor tabii. O zaman iyi olanları sıralayayım:
Mesela Lefkada’daki Vasiliki kasabasında Vagelaras diye bir restoran var.
Ahtapotu da balıkları da efsaneydi.
Mesela Kefalonya’da Sami yakınlarında Karavomilos diye bir restoran var.
Onun da tüm deniz ürünleri taze ve enfesti.
TABLO GİBİ, KENDİ HALİNDE KASABA SEVENLERE
Dağ yamacındaki köyler kadar sahil kenarındaki kendi halindeki kasabaları seven de var. Onlar için ilk tavsiyem Kefalonya’daki Fiskardo.
Burada Sex And The City’nin bir bölümünün çekildiğini de söylediler.
Sarah Jessica Parker gelmiş filan. Artık hangi bölümse, bilemiyorum.
Bir başka kasaba ise yine Kefalonya’dan, Asos.
Aşırı tatlı ve kendi halinde bir yer. Evleri ve plajı çok güzel.
Lefkada’da ise favorim Agios Nikitas kasabası oldu. Burada nefis barlar var.
Üstelik dere tepe yürüyerek Milos plajına ulaşmak mümkün.
TÜRKLERİ BEKLİYORLAR
Hem Kefalonya hem de Lefkada’da en çok Balkan ülkelerinden araçlarıyla gelen ve pek dışarda yiyip içmeyen turistlerden şikayetçiler.
Kiminle konuşsam, “Keşke daha çok Türk turist gelse” diyordu, “Sizler güzel yiyip içiyorsunuz.”
Bir yandan euro’nun bizdeki durumundan haberdar olduklarını da söylüyorlardı tabii.
BİR DE BUNLAR VAR
Lefkada ve Kefalonya büyük adalar. Gez gez bitmiyor. Ama bir de onların etrafında irili ufaklı adalar var.
Mesela Meganisi mesela Kastos. Onları göremedim. Artık bir dahaki sefere.
UNUTMADAN
Instagram’da sürekli gördüğüm bir yerdi Melissani mağara gölü.
Kefalonya’daki Sami’ye yakın bu mağara gölü gerçekten görülesi bir yer.
Kayıklara binip mağara gölünün içinde küçük bir tur atıyorsun.
Ama bence en zevklisi o gölün içinde yüzmek...
Paylaş