Kabak Koyu’ndaki o gece

Bugün köşe, yazlık bohem köşesi. Ateş çeviren, kasmayan, didgeridoo üfleyen, hayli Leonardo DiCaprio’lu “The Beach” filminden fırlama bir ortama sahip Kabak’tan bildiriyorum, buyurunuz...

Haberin Devamı

Önceki gece Kabak Koyu...
Kumsal tamamen karanlık. Gökyüzündeki yıldızlar dokunacakmışsın gibi yakın.
İrili ufaklı gruplar var kumsalda oturan.
Kimisi poi çevirenleri izliyor, ki poi’yi anlatacağım ilerleyen satırlarda.
Kimisi de “ses bombası”nı almış yanına müzik yapıyor.
Ses bombası diye isimlendirdikleri şu yeni nesil kablosuz, bluetooth’lu hoparlörler.
En güzeli de küçük mumlarla kendilerine küçük bir daire yaratıp onun içine oturan çift.
Kendilerine bir ada yaratmışlar ama
ne yazık ki yalnız kalamıyorlar.
Herkes onların ışıklı küçük adasının etrafına toplanıyor bir süre sonra.
Ben de onlardan biriyim.
Dairenin etrafındakiler anında tanışıyor birbiriyle. Kasmaca yok.
“Adın ne? Nereden geldin?” gibi basit ve ertesi gün unutulacak sorular havada uçuşuyor.
Ansızın dairenin etrafında dans etmeye başlanıyor.
Dairenin içindeki çift ise oralı değil.
Ya ilişkilerini konuşuyorlar ya da dünyanın derin meselelerini.
O denli odaklanmışlar ki, etraflarında dolaşıp dans eden insanların deli hallerine dönüp bakmıyorlar bile.
Belki de onların dikkatini çekmeye çalışıyoruz, bilemiyorum artık...
İlerleyen saatlerde bir ara jandarma geliyor, “Arkadaşlar sessiz olun, sosyal mesafenizi koruyun” gibi uyarılar yaparak...
Dairedeki dansımdan sıkılıp bir başka gruba dahil oluyorum.
Burada Didgeridoo çalan biri var çünkü.
Didgeridoo, Aborijinler tarafından kullanılan bir üflemeli çalgı.
Doğal ahşap trompet olarak da biliniyor. Bohem dünyaların en sevdiği oyuncak.
Şu an ifade edemeyeceğim kadar derin bir ses yayıyor etrafa.
Ama ne yazık ki benim Kabak’ta rastladığım didgeridoo’cu havasında değil.
Pek az çalıp bırakıyor enstrümanı.
Olsun, bu enstrümana rastlamak bile güzel.
Kabak Koyu’ndaki özgürlük ve doğallık ruhuyla bütün olmak daha da güzel.

Haberin Devamı

Sağım solum poi’cilerle dolu

Nefes kesen bir poi gösterisini en son yıllar önce Kelebekler Vadisi’nde izlemiş ve hayran kalmıştım.
O gece ise Kabak Koyu’nda etrafım profesyonel, amatör poi’cilerle doluydu. Çok daha popüler hale gelmiş poi.
Poi ne mi?
Aslında Yeni Zelanda’daki Maori yerlilerinin törenlerde kullandığı bir dans biçimi.
Farklı stillerde çevrilebiliyor poi.
Fosforlu ışıklarla yapan da var ateşle yapan da.
En popüler ve zor olanı ateşle yapılanı tabii.
Müthiş bir konsantrasyon gerektiriyor poi.
Ayrıca el çabukluğu, esneklik ve ritim duygusu...

Haberin Devamı

Konaklama halleri

Kabak’ta kalınabilecek irili ufaklı pek çok bungalov tipi otel ya da pansiyon var. Şu seçimi yapmanız gerekiyor tabii:
Ya sahildekilerde kalacaksınız ya da biraz yürümeyi göze alıp tepedeki manzaralılarda. Ben rastgele birini seçtim.
Yukarıda olan bungalov otellerden birine, Mandala’ya attım kapağı.
Hemen aşağısında zaten yoga kamplarıyla meşhur Shambala var.
Tüm bungalov otellerde ise ritüel aynı:
Gruplar halinde yenen akşam yemekleri...
Etnik bohem müzikler...
Anında tanışıp ikinci dakikada kırk yıl dost gibi olma halleri...

Yazarın Tüm Yazıları