Paylaş
Çünkü Harbiye Açıkhava’daki on konserlik maratonu bu akşam başlıyor.
Neredeyse sahnenin her köşesinde zıpladığı ve aşırı terlediği düşünülürse, on konser sonunda Tarkan’ın hayli zayıflaması muhtemel.
Ama bu işin vıdı vıdı yanı.
Beni asıl ilgilendiren “Neden hâlâ Tarkan?” sorusu.
Düşünün...
Ortada yeni bir albümü ya da yeni bir şarkısı yok.
Günümüzde ünlüye sadakat ya da peşinden koşma olayı da eskisi gibi değil.
Dijital hayatlardan mütevellit, her şeyden anında sıkılıyor bünyeler.
Kolayca çöpe atmak en şahane marifet.
Her daim “yenisi gelsin” deniliyor, instagram hesabındaki fotoğrafları peş peşe like’lar gibi, “Tamam bu bitti, şimdi ne olacak?” ruh hali çöreklenmiş durumda içimize, gitmiyor.
İşte böyle bir ortamda hala Tarkan, yıllardır Tarkan, biletleri yok satan Tarkan...
Bunun nedeni üzerine yıllardır şöyle düşünürdüm:
Halkın ona tanıdığı sonsuz bir kredi var...
Kadın-erkek, genç-yaşlı herkes onu hem kıvrak bir arzu nesnesi olarak bellemiş durumda hem de şefkatle sarıp sarmalayacak kadar yakın hissediyor kendine...
Evet, bu saydıklarım belki hala geçerli.
Ama esas sırrı şimdi keşfettim galiba!
Tarkan, kendine çok değer veriyor ve bunu hissettiriyor.
“Ben değerliyim” diyor, “Kıymetliyim...”
Bu narsistlik, şımarıklık ya da fazladan/sırıtan bir özgüven değil, başka bir şey.
Seyirci de her defasında kendine değer veren o adamı sahnede görmek istiyor.
Çünkü onun kadar kendine değer vermek, kendini sevmek istiyor.
Unutmayın, bu toplumda kimse kendine yüzde yüz değer vermez.
Değer verirmiş gibi görünür ve her defasında suçu başkalarına atar.
“Değerimi bilmedi” cümlesini her gün birilerinden duymuyor musunuz?
Önce sen kendi değerini bil, bırak başkalarının değer vermesini...
Tarkan’ın yıllardır kitlelere verdiği en büyük ilham işte bu: Değerini bil!
Şarkısı, dansı, medyadan kaçması, saklı özel yaşamının getirdiği gizem filan, bu ilhama sonradan eklenen zincirler...
Emin olun, Tarkan bir gün kendine değer vermekten vazgeçseydi, bu enerji seyirciye geçer ve farkında olmadan onu izlemekten bıkardı.
O yüzden: Kendine değer vermeye devam Tarkan!
Bu akşam için de iyi terlemeler...
Yan yana fotoğraf verme hadisesi
Önceki gün Kanyon’daydım.
Baktım, güvenliğin orada fotoğrafçılar birikmiş.
Meğer Carluccio’s’da Yılmaz- Belçim Bilgin Erdoğan çifti varmış, onları bekliyorlarmış.
Belli ki çiftin beraber yemek yiyeceği haberi medyaya ‘uçurulmuş’.
Yakalanılma pozu verilmek istenmiş.
Ya da magazin diliyle: Yan yana görüntülenmek.
Neden?
Çünkü çifte dair ‘boşanıyorlar’ haberleri o kadar çok çıktı ki, onlar da böyle bir yola vurmuş.
Gayet anlaşılır bir durum, ama demode.
Instagram’dan daha samimi bir poz verirsin, olur biter.
Medyayı çağır, poz ver, yan yana çıkarken “Mutluyuz” ifadesi takın filan; bunlar geçmişte kaldı...
Paylaş