İnteraktif oyun bizi bozar

Daha ilkokul sıralarından başlar bu şahane fobik süreç.
Öğretmenin çalışmadığın yerden bir şey sorar.
O an, “aman yanıtını bana sormasın da, kime sorarsa sorsun” der ve gözlerini dışarıdaki ceviz ağacına dikersin.
Ve mal mal ağacı seyretmeye başlarsın.
Ya da öğretmeninle göz göze gelmemek adına başını öne eğersin.
Çünkü bilirsin ki “doğru yanıt” vermezsen öğretmen kızabilir/ bağırabilir/ seni herkesin ortasında küçük düşürebilir.
Yıllar geçer, büyürsün. Bu kez interaktif bir tiyatro oyununun içine düşersin.
Yine aynı duyguların kabarır ister istemez.
Oyuncu sana bakmasın, bir şey sormasın istersin.
Hatta, “Nereden geldim bu oyuna?” diye pişman olabilirsin.
Ama işte oyuncunun aslında istediği tam da budur.
Seni provoke etmek. Kışkırtmak.
Normal bir tepki beklemez ki senden...
Doğru yanıtlarla derdi yoktur ki!
Bilakis; bağır çağır küfret, içini boşalt.
Ama işte bizde zor. Alışmamışız, alıştırılmamışız.
Bir çırpıda alışacak halimiz de yok.
Ne yalan söylemeli, yıllar önce bir interaktif oyunu seyrederken ben de gerilmiştim. “Şu oyuncu bana dik dik bakmaktan vazgeçse yahu” demiştim.
Şimdilerde alıştım bu duruma.
Dot’un muhteşem sertlikteki oyunları mesela, bir kısım izleyiciyi bu konuda hayli eğitti.
Çünkü onların oyuncuları seyircinin gözlerinin içine içine bakıyor, hatta bazen laf sokuyorlar inceden. Soru bile soruyorlar.
Dediğim gibi, “alışmak sevmekten daha zor”.
İnteraktif oyun da böyle bir şey.
Apaçık, bir kültür/ bir alışma/ yeniliğe açık olma meselesi.
NOT: Devlet Tiyatrosu oyuncusu Tolga Tuncer, “Oyunda interaktif sahneler vardı” dedi.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ise “Seyirciye bakmayacaksın, oyununu oynayacaksın.”

Cumartesi-pazar ne yapmalı

EMİRGAN KORUSU’NA GİTMELİ... Çünkü Lale Festivali dolayısıyla ortam şahane oluyormuş. Rengarenk laleler, temiz hava filan... Umarım maganda lalelerden çok fazla yoktur ortalıkta. Temennim budur. 

LUCCA LEMON İÇMELİ... Lucca’nın ünlü barmeni Cevat’tan “Lucca Lemon” kokteyli sipariş verilmeli ve mekanın dışındaki masalardan birine kurulup içmeli.
Çünkü bu kokteyl tam baharlık, çünkü bu kokteyl son zamanlarda içtiklerimin en iyisi. 

BU İKİ FİLMDEN BİRİ İZLENMELİ... İlki, “Bizim Büyük Çaresizliğimiz”.
Adı çok arabesk duruyor. Ama konusu öyle değil gibi.
Hatta Türk Sineması’nın pek denemediği bir alana, “üçlü aşk”a giriyor film.
İki erkek, bir kadın...
Diğer film ise Scream 4.
Malum seriyi yad etmek, biraz gerilmek ve eğlenmek için birebir bu film. Çıkışta D&R’ın Korku Günleri kapsamında indirimli korku filmlerinden de nasiplenebilir bünye. 

BEBEK’TEKİ PORSELLA’YA GİTMELİ... Çünkü burası meşhur kral yengecin tadına bakabileceğiniz tek deniz mahsulleri restoranı...
Alaska’da, denizin 150 metre altında yaşayan kral yengeçleri avlamak bir hayli zormuş.
O yüzden çok değerli bu yengeçler. Porsella’cılar da üşenmeyip Alaska’dan getirtiyorlarmış... 

MARC JACOBS DAISY’Yİ KOKLAMALI... Marc Jacobs Daisy parfümü için pazar günü öğleden sonra Les Ottomans’da özel bir parti yapılıyor. DJ’li, ikramlı... Hoş ve şık olması muhtemel...

PEKİ BEN NE YAPIYORUM... Bu hafta sonu bunların hiçbirini. Çünkü bugün 14.00’te Şaşkınbakkal Nezih’te imza var (“Uydurukçu”nun peşinden sürükleniyorum). Hemen ardından da Eskişehir’e çuf çufluyorum.
Pazar günü orada söyleşme halinde olacağım, Anadolu Üniversitesi’nde...

En seksi tuvalet

Gittiğiniz mekanın tuvaletinin nasıl olduğu sizin için önemli midir? Benim için kesinlikle önemli.

Bir kere temiz olmasını geçtim, o mekanın tarzına/ tavrına da uymalı tuvalet. Sıradan bir tuvalet yapıldıysa, özenilmediyse, direkt o mekandan soğuyabilirim.

Geçenlerde Twitter’da sordum, “Sizce en seksi tuvalet neresi?” diye.

Çoğunlukla yurtdışındaki mekanlardan örnekler geldi. Oysa ben buradakileri merak ediyorum. Dışarıyı değil.

Derken “tuvalet gurusu”nu tavsiye ettiler. Evet, tuvalet gurusu! Mekan tuvaletleri üzerine yazan bir blogger (tuvaletgurusu.blogspot.com)

Hemen baktım gurunun yazdıklarına.

Çok ilginç tuvaletler yoktu henüz blogunda. Belki ileride keşfeder ve yazar.

Bu arada: En seksi mekan tuvaleti arayışım hâlâ sürüyor.

Katkınızı esirgemeyin.