İki ünlünün ortak doğum günü partisinde

iki sıkı dost ve aynı zamanda iş ortağı: Barış Arduç ve Engin Öztürk. Bu iki yakışıklı adam önceki gece ortağı oldukları Nişantaşı’ndaki Müştemilat’ta bir doğum günü partisi yaptı.

Haberin Devamı

İki ünlünün ortak doğum günü partisinde

Aslında Barış’ın doğum günü bugün. Engin’inki ise 28 Eylül’deydi.

Ama iki arkadaş demiş ki, “Hadi ortak kutlayalım, beraber eğlenelim.”

Böylece pazartesi gecesi iki ünlünün yakın çevresi bir araya geldi ve uzun süredir görmediğim kadar eğlenceli bir gece yaşandı.

Bir ara Mehmet Erdem sahneye çıktı. Yanına Barış ve Engin’i de davet etti. Barış Manço klasiği “Gibi Gibi”yi hep beraber söylediler.

Zaten bir noktadan sonra Engin ve Barış sahnede epey kalıp şarkı söyledi beraber.

“Acaba beraber sahne programı mı yapsalar?” diye düşünmedim değil...

NOT: Sahneden inince Barış’a sordum, “Kaç yaşına girdin?” diye.

Haberin Devamı

“33” deyince şaşırdım. Çünkü Barış’ı en fazla 28 ya da 29 sanıyordum.

İki ünlünün ortak doğum günü partisinde

Şehir hatları vapurunda bir Kırmızı Çizgi

Dediler ki, “Şehir Hatları Vapuru’nda Kırmızı Çizgi paneli düzenleyeceğiz, gelir misin?”

“Hay hay” dedim, çünkü Kırmızı Çizgi projesi kırmızı çizgilerimizden biri. Yararlı ve gerçekçi bir sosyal sorumluluk projesi. Hatırlarsınız, bir dönem tüm Hürriyet yazarlarının sayfasının başında bir kırmızı çizgi butonu vardı.

O butona bastığınız zaman o yazıda kullanılmış cinsiyetçi kelime ya da kalıpları üstü kırmızıyla çizilmiş halde görebiliyordunuz.

Mesela yazıda “işadamı” ya da “kadın gazeteci” mi kullanılmış? 

İşte kırmızı çizgi tüm bunların üstünü çiziyordu!

Tabii ki bir yapay zeka sayesinde.

Vodafone tarafından geliştirilen bu yapay zeka cinsiyetçi kelimeleri tarayıp ayırt edebiliyordu. O projenin uygulaması bitti, ama etkileri hâlâ sürüyor.

Mesela artık yaygın bir şekilde “iş insanı” kullanılıyor ya da “bilim insanı”. Üstelik tüm medyada. Kısacası Kırmızı Çizgi’nin etkisi ve yararı büyük.

İşte davet edildiğim panelde bunu anlatacaktık.

Bizim gazeteden Elif Ergu, Vodafone Türkiye marka ve pazarlama direktörü Esra Süzme ve Mindshare’den Zafer Tipigil’le beraber. Moderatörümüz de Demirören Medya’nın gazete, TV ve online proje başı Gupse Özbek’ti. Ama ben panelin neden şehir hatları vapurunda düzenlendiğini sormayı unutmuşum tabii.

Haberin Devamı

Hakikaten neden vapurda konuşacaktık?

Onu da gidince öğrendim!

İki ünlünün ortak doğum günü partisinde

Neden vapurda böyle bir şey yapıldı?

Kabataş’tan motora bindim ve Haydarpaşa’ya demirlemiş haldeki Fahri S. Korutürk şehir hatları vapuruna ulaştım.

Baktım, vapurun içerisi tıklım tıklım. Ama yolcularla değil.

Ajanslardan, markalardan yönetici ve çalışanlarla. Üstelik hepsi sabahtan beri vapurun içindeymiş!

Meğer vapurun içinde gün boyu süren, bir dolu kafa açıcı konuşmanın peş peşe sıralandığı bir etkinlik varmış:

WPP CoFuture-Stream Bosphorus.

Bu ne demek? Hemen şifreyi çözüyorum: WPP, dünyanın en büyük iletişim holdinglerinden biri. İşte bu holdingin Türkiye ayağı, her yıl düzenlediği bu konuşma etkinliğini bu yıl şehir hatları vapurunda yapmaya karar vermiş. Nedeni sanırım şu: Artık kapalı ortamlarda, havalı slaytlarla paneller düzenlemek ultra sıkıcı bir durum. Çünkü oralarda gerçek iletişim pek olmuyor, olamıyor.

Haberin Devamı

Vapurun sırrı da malum: Rahatsın, temiz hava alıyorsun, kimse iş kıyafetiyle değil ve dahası elindeki tost ve çayla “Kentte Yaratıcılık” ya da “ Geleceğin evleri nasıl olacak?” konulu bir konuşma dinlemek gayet nefis bir durum. Bizim Kırmızı Çizgi konuşması da bu ortamda gerçekleşti işte.

Rahattık, samimiydik ve karşımızdaki insanların gözlerinin içine bakarak konuşabildik.

Kısacası: Vapurda böyle bir şey yapmak çok iyi fikirmiş!

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları