Paylaş
Bir hasrettir bir intikam ihanetten geri kalan...
Asena Atalay ve Caner Erkin arasındaki durum da aynen böyle.
Bir-iki farkla:
Asena cephesinde hem hasret hem intikam var.
Bu yüzden Caner’i düğünü sonrası hiç rahat bırakmadı ya.
Sürekli dava açarak kendini hatırlattı.
Çocuğunun masraflarını kalem kalem yazıp güle oynaya ayrıldığı Caner’i bir anda “hayırsız baba” olarak göstermeyi hedefledi.
Çünkü, bana sorarsanız (sormazsanız da söyleyeceğim gerçi), eski günlerine dair özlem de duyuyor Asena. Hasret çekiyor.
Ve Caner’in mutluluğunu bölmek, intikam almak istiyor.
Caner cephesinde ise hasret yok, mecburi intikam var.
Bu nedenle şimdiye kadar ihanetle ilgili konuşmadığı, boşanma sırasında dahi bunu dile getirmediği halde şu an coştu, gol üstüne gol atıyor:
“Evlilik birliği sırasında üçüncü kişilerle birlikte olduğu...”
Bu fırtınalı üçgende en çok üzüldüğüm kişi ise Şükran Ovalı.
Oynadığı dizilerden daha karmaşık ve entrikalı bir durumun ortasına düştü.
Eminim şaşkınlıkla seyrediyordur yananı söneni, olanı biteni...
Geleceğin Ajda’sı: Aleyna Tilki
Hafta içi Cengiz’le Seren’in sabah programında da söyledim.
“Geleceğin Ajda’sı olacak Aleyna” diye.
Nedenlerini de şöyle sıraladım:
“Gesi Bağları”nı da söylüyor Aleyna, pop ve caz da.
Kral Pop’ta katıldığı programda dinledim hepsini.
Sesi hepsine yakışıyor.
Ayrıca iddialı, kendine çok güveniyor, ukala.
Bir de evet, klasik Türk tipi yok, batılı görünüyor/duruyor.
Tıpkı Ajda Pekkan gibi.
Onun kariyerine başladığı ilk zamanlar gibi.
Ünlülerin ‘evet’li, ‘hayır’lı atağı devam eder mi
Arda Turan, Meltem Cumbul, Murat Boz ve Mehmet Okur...
Durun hepiniz kardeşsiniz desek, diyebilsek keşke!
Ama samimi olalım, hiç de öyle bir hava yok ortamda.
Şu da bir gerçek: Bu ortamda “hayır” diyen ünlü kişi cesurdur.
Çünkü “evet” diyenlerin argümanı malum: Güçlü Türkiye.
“Hayır” diyen ünlüye ilk söylenecek şey hemen bu olacak: “Sen güçlü Türkiye istemiyor musun?”
O yüzden Meltem Cumbul ve Mehmet Okur’un neden “hayır” dediklerini ayrıntısıyla sosyal medyalarından dile getirmeleri mantıklı...
Peki başka ünlüler de “evet” ya da “hayır”ını yüksek sesle dile getirecek mi?
Birçok ünlüyle karşılaşıyor ve konuşuyorum.
Gördüğüm genel hava şu:
Sinmişlik...
Hepsinde, “Biz işimizi iyi yapmaya devam edelim, şu anda bir şeye karışmayalım” duygusu hakim.
Lakin rengini belli etmek istediği halde konuşamadığı için vicdan azabı çeken de var. Son tahlilde herkes kariyerini düşünüyor.
Kısacası bir çıkmaz sokaktalar.
Yine de ilerleyen haftalarda sürprizler olacağını düşünüyorum.
Yeni “evet”ler kadar zincirleme yeni “hayır”lar da duyabiliriz.
Hayırlara vesile...
NOT:
Bu arada Arda Turan’ın
“evet”ini belirttikten sonra “11 yaşında Bayrampaşa’dayken...” diye uzun bir açıklama yapması da pek olmadı. İstediğimi söylerim de geç, geçmiş zaman
tünellerinde çekilen zorlukları
vitrine çıkarmaya gerek yok.
Başka kafalar
KESİN AŞK KAFASI...
Bir kesimin “gidelim buralardan” diye konuşup durduğu, hatta bunu eyleme geçirdiği bir dönemde Lindsay Lohan’ın durup durup Türkiye’ye gelmesi, hatta burayı ikinci evi gibi benimsemesi en değişik kafa.
En başından beri “Kesin bir Türk’e âşık oldu” diyordum.
Duyumlar çın çın gösteriyor ki, bir işadamıyla berabermiş Lohan bacı.
EN COOL KAFA...
Cem Aydın ve Derin Mermerci hayran olduğum çiftlerden.
Cem’in Derin’e arada bir “Rockstar” diye seslendiğini duymuştum.
En son Instagram’da paylaştığı fotoğrafın altına da şöyle yazmış Cem Aydın:
“Bir rockstar’la evli olmanın en iyi yanı evli gibi olmamak.”
CANLI YAYIN KAFASI
Instagram’da canlı yayın yapma işinin başlamasıyla beraber herkes kendi ortamından yayın yapmaya başladı.Kimisi bardan kimisi yatak odasından...Bu vaziyetle ilgili en rüküş şey, “Yayınım şu kadar kişi tarafından izlendi” diye böbürlenmek, bunu duyurma ihtiyacı hissetmek...
Benden selam söyleyin tüm patateslere
Hande Yener, nişanlısı Ümit Cem Şenol’la ne kadar mutlu olduğunu açıklarken geçmişini, eski sevgililerini bir güzel harcamış:
“Her şey çok güzel gidiyor, çok iyi anlaşıyoruz. İlk kez enerjimin bu kadar tuttuğu bir ilişkim var. Ümit’ten önceki hayatım patatesti. Artık havalara uçacak kadar mutluyum.”
Aslında eğlenceli bir demeç topağı yuvarlamış Hande ama şimdi eski sevgililerin halini bir düşünün.
“Ne yani, tüm yaşadıklarımız patates miydi?” diye sitem etmez mi insan?
“Yazık bana lan” diye içlenmez mi? Tamam, bir kalemde silmek zamanın ruhu.
Hande de bu ruha uyum sağlamış görünüyor.
Oysa çok değil, 90’lardaki bir Sezen şarkısı şöyle diyordu:
Her ayrılık bir vurgun değmeyin yaşlarıma, benden selam söyleyin bütün aşklarıma...
Bu tatlı bakış açısı ne yazık ki 90’larda kaldı.
Tüm ex patatesler adına üzgünüm...
Paylaş